Zalimleri sarayında korkutmayan hiçbir eğitim düzeneğinin fayda sağlamadığını vurgulayan Ateş, eğitim düzeneğinde cihad ruhunun olması gerektiğinin altını çizdi.
Yüzbinlerce alimin varlığının bugün zalimleri korkutmadığını hatırlatan Ateş, "Neden Yahya Sinvar kadar endişelendiremiyoruz onları? Yahya Sinvar şehit olduğu gün, zalimler bütün saraylarında bayram ilan ettiler." ifadesini kullandı.
Ateş, "Maalesef içim acıyarak söylüyorum. Bugün sayılar güncellendiği için de teknik olarak eksik söyleyebilirim. Ancak en son aldığım sayılar böyleydi. 255 binden fazla şu anda Türkiye'de hafız var. 250 bini kayıt dışı olan hafızlarla beraber ortalama 500 bin civarında hafızımız var. Kur'an'ının hafızı baştan sona. 40 binden fazla medrese mücazımız var. İmam hatip lisesi mezunlarımızdan 100 binlerce var. İlahiyat fakültesi mezunlarımızdan 10 binlerce var. Ama söyleyin. Bu kadar varlığımız, zalimleri neden korkutmuyor? Neden bir zalimi sarayında, o zifiri karanlık olan saraylarında neden varlığımız korkutmuyor?" diye sordu.
Sözlerinin devamında Ateş, "Neden Yahya Sinvar kadar endişelendiremiyoruz onları? Yahya Sinvar şehit olduğu gün, zalimler bütün saraylarında bayram ilan ettiler. Bir şahıs sadece. Belki toplam 60 kiloyu bulmayan ama yüreği dağ gibi olan, Hamza gibi mücadele eden, Abdullah bin Mes'ud gibi Kur'an'ın alimi bir mücahit toprağa düştüğünde bütün zalimler bayram ilan ettiler. Neden yüzbinlerce alimimizin varlığı zalimleri bugün korkutmuyor? Bunu düşünmek zorundayız. Bu bizi endişelendirmeli. Bu bizi yeniden korkutmalı. Çünkü eğer bunun sonucunda Peygamber Aleyhissalatu Vesselam'ın sözüyle, Kur'an'ın ifade ettiği sözüyle muhatap olursak, vallahi ne mebireseler bizi kurtarır. Ne tarikat bizi kurtarır. Ne ecdadın samimiyeti bizi kurtarır. Çünkü yaşadığımız dünyada biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz." ifadesini kullandı.
Peygamber Efendimizin soracağı hesabı hatırlatan Ateş, şunları söyledi:
"Allah Resulü Sallallahu Aleyhi Vesselam, Furkan suresinin 30. ayetinde öyle diyor. Allah Teala onun diliyle bize aktarıyor. 'Ya Rabbi ben davacıyım. Ben şikayetçiyim. Bu ümmetim, bu kavmim Kur'an'ı terk edilmiş halde bıraktılar.' İbn-i Kayyim el-Cevzi Rahimehullah Hecr-ül Kur'an diye özel bir risale yazar. Uzundur girmeyeceğim. Ancak Peygamberin şikâyetini masamıza koymak zorundayız. İsimliğimizi yazdırdığımız gibi, sarığımızı özendiğimiz gibi, cübbemizi özendiğimiz gibi, kravatımızı özendiğimiz gibi bunu da önümüze koymak zorundayız. Allah-u-Teala bunu önümüze getirecek çünkü. Allah Resulü bir gün önümüze gelir ve derse ki, 'Ya Rabbi ben davacıyım. Bunlar Kur'an'ı okudular ama anlatmadılar. Bunlar Kur'an'ı okudular ama cihadına örnek olmadılar. Ama içtihadına örnek olmadılar. Ama bunun sabrına sebatına örnek olmadılar. Sokaklarda, meydanlarda, bütün dünyada kitabını duyurmanın derdi ile dertlenmediler. Ben davacıyım.' derse, hiç kimse bizi kurtaramaz. Onun için bu şikâyeti masamıza koymak zorundayız. Ebu Ubeyde'nin şikâyetini de öbür tarafa koyalım. Öyle diyordu. Artık 2 milyar kardeşinin gelmediğini görünce, gelmeyeceğini de görünce öyle diyordu. 'Ben Gazze'deki yetimler adına, Gazze'deki dullar adına, Gazze'deki şehitler adına ya Rabbi kıyamet gününde senin ümmetin olan 2 milyar Müslüman'ın hasmıyım.' Kılını kıpırdatmayan parasıysa parası, canıysa canı, gerçekten bu mücadeleyi vermeyenlerin kıyamet sabahında Allah'ın huzurunda hasmıyım diyen Ebu Ubeyde'yi yani binlerce şehidin hasmı olarak Allah'ın huzurunda dirilmeyi göze alabilen varsa, gitsin bildiğini yapsın, gitsin kendisine avutsun, değilse uykularımızın kaçması lazım."
Kendimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğinin altını çizen Ateş, "Bizim Selahaddin Eyyubileri, İmam-ı Gazalileri, Şeyh Saitleri, Hasan Elbennaları, Yahya Sinvarları, Ömer Halis Demirleri yetiştirmediğimiz sürece, zalimleri saraylarında titretmediğimiz sürece, hiçbir ilim düzeneğimiz, hiçbir eğitim çalışmamız, hiçbir okulumuz, hiçbir teşkilatımız, zalimleri korkutmadığı sürece, biz bir şey yapmıyoruz demektir. Onun için kendimizi çek etmek zorundayız. Kendimizi yeniden gözden geçirmek ve yiğitlerimizi, bu gençlerimizi ilimle donatırken, böyle bir merkezde bu kadar ilmin, irfanın, tasavvufun bunlar hepsi var. Ama cihadı da ama daveti de ama mücadeleyi de Yahya Sinvarları yetiştirecek mutlaka düzeni oluşturmak zorundayız." şeklinde konuştu. (İLKHA)