Uluslararası Servisi’ne konuşan Amer, bu aşamanın amacının, siyonist rejimin limanlarıyla iş birliği yapan denizcilik şirketlerine baskı uygulayarak tüm limanların aktif şekilde kuşatma altına alınması olduğunu ifade etti.
Amer, bu aşamada herhangi bir şirketin, doğrudan ya da dolaylı şekilde işgal altındaki Filistin limanlarıyla bağlantısı olan tüm gemilerinin hedef alınacağını, yalnızca ilgili gemi değil, aynı şirkete ait diğer gemilerin de kapsama dâhil olacağını kaydetti.
Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin operasyon bölgesinin, ülke veya şirket fark etmeksizin, işgal altındaki Filistin limanlarıyla çalışan tüm denizcilik şirketlerini kapsadığını vurgulayan Amer, Yemen Resmî Haber Ajansı (SABA) Başkanı olarak, Yemen İnsani Operasyonlar Koordinasyon Merkezi’nin bu şirketlerle iletişime geçerek söz konusu kararın resmî olarak bildirildiğini duyurdu.
Amer, bu şirketlerin söz konusu kararı uygulama gerekçesini anlamasını beklediklerini belirterek, Gazze’deki korkunç suçlara karşı dünya halklarının tepkisinin yükseldiğine işaret etti.
Gazze’de çocuklar açlık ve susuzluktan hayatını kaybederken, işgal rejimine silah ve malzeme desteğinin sürdürülmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Amer, Yemen halkının bu durumu reddettiğini ve daha kapsamlı adımların atılmasını talep ettiğini dile getirdi. Bunlar arasında yalnızca işgal rejimine çalışan gemilerin hedef alınması değil, Bab el-Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz’in tamamen kapatılması çağrısı da yer alıyor.
Amer, bu kararın kesin, gerekli ve istisnasız olduğunu vurguladı. Gazze halkının hayatını kurtarma sorumluluğunun başta Arap ve İslam ülkeleri olmak üzere herkesin omzunda olduğunu belirten Amer, Gazze’de katliamlar sürerken işgal rejimi ile iş birliği yapılmasının ne akılcı, ne mantıklı ne de ahlaki olduğunu söyledi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin bu hamlesinin, insanlık ve vicdanın çağrısına yanıt olduğunu dile getiren Amer, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve İslam dünyasının yüklenmesi gereken sorumluluğun bir kısmını üstlendiklerini belirtti.
Amer, çoğunluğun görevini yerine getirmeyip yalnızca sözle yetinmesi durumunda bile Ensarullah’ın sorumluluğundan geri adım atmayacağını ve hem vicdani hem İslami görev gereği harekete geçmeye devam edeceklerini sözlerine ekledi. (İLKHA)