Gazzeli anneler, çocuklarının ve yakınlarının nerede olduğunu bilememekten kaynaklı derin bir acı çekiyor. Refah'ın batısındaki "ABD yardım merkezleri" çevresinde her yeni şehit haberi geldiğinde umutları yeniden tazeleniyor; ancak söz konusu cesetler kendilerine ait olmadığında, anne ve babalar çocuklarının hâlâ hayatta olabileceğine inanmayı sürdürüyor.
"Umarım oğlumu bana geri getirirler ya da en azından nerede olduğunu bilirim" diyen Üm Ahmed El-Halebi, çocuğunun iki yıl önce açlık ve korku içinde yiyecek temin etmek için çıktığı yolculuk sonrası kaybolduğunu anlatıyor.
Gazzeli Sivil Savunma yetkilileri, savaşın başlamasından bu yana yaklaşık 10 bin kişinin hâlâ kayıp olduğunu belirtiyor. Uluslararası raporlar, kayıp sayısının 8 ila 11 bin arasında olduğunu ve bunların çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturduğunu bildiriyor. Kaybolma sebepleri arasında yıkılan evlerin enkazı altında kalma, zorla yerinden edilme, insan kalkanı olarak kullanma veya zorla alıkonulma yer alıyor.
Filistin Kayıp ve Zorla Kaybedilenler Merkezi araştırmacısı Gazi El-Mejdallavi, savaşın kayıp ve zorla kaybedilenler sorununun boyutlarını artırdığını vurguladı. "Yaklaşık 10 bin kişi hâlâ enkaz altında ya da işgalcilerin askeri bölgelerinde bulunuyor. Uluslararası müdahale ve modern ekipman ile DNA testleri gerekli" dedi.
Merkez, kayıp kişilerin kayıt altına alınması, ailelerine hukuki, psikolojik ve sosyal destek verilmesi ve zorla kaybetme suçlarının belgelenmesi için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca uluslararası insan hakları örgütleriyle iş birliği yaparak, işgalci güçlerin kayıplar hakkında bilgi vermesi için baskı oluşturmayı hedefliyor.
El-Mejdallavi, "Bu trajedi sadece ölümle ölçülmez; insanlar unutulduğunda acı tamamlanır" diyerek, kayıp dosyalarının acil şekilde belgelenmesi ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Gazzeli ailelerin her günü, kayıp yakınlarının akıbetini öğrenme ümidi ve yaşanan belirsizlik arasında geçiyor; enkaz altında kalan umutlar, sessizlikle örtülen çığlıklar hâlâ duyulmayı bekliyor. (İLKHA)