Tarih: 20.10.2025 17:34

HÜDA PAR Aile Başkanlığı, ‘Son Kale: Aile’ paneli düzenledi

Facebook Twitter Linked-in

HÜDA PAR Aile Başkanlığı’nın Elazığ’da düzenlediği ‘Son Kale: Aile’ panelinde konuşmacılar, aile yapısının güçlenmesi için alınması gereken tedbirler hakkında önerilerde bulundu.

Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen panel, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. HÜDA PAR Aile Başkanı Aynur Sülün’ün açılış konuşmasını yaptığı panelde, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Mahmut Şahin ise selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Açılış ve selamlama konuşmalarının ardından panelistlerin konuşmalarına geçildi. Moderatörlüğünü Aile Danışmanı Ebru Alalma’nın yaptığı panelde; Dr. Yasin Kuruçay “Kitle İletişim Araçlarının Aile Yapımıza Etkisi”, Sosyolog Şüheda Derya Terzi “Aile İçi İletişim ve Aile Bütünlüğünü Koruyacak Tedbirler”, Eğitimci Cevdet Yanılmaz ise “Ailenin Önemi, Aileyi Kuşatan İç ve Dış Tehditler” başlıklı birer sunum yaptı.

“Bugün odaklanmamız gereken temel sorun, ailesiz ve cinsiyetsiz toplumdur”

Günümüzde ailelerin daha bilinçli olduğunu ancak sorunların da daha çok olduğunu ifade eden Dr. Yasin Kuruçay, LGBT sapkınlığının ve feminizmin, aileleri parçalamak için bir araç olarak kullanıldığını belirtti.  Kuruçay, “Bugün odaklanmamız gereken temel sorun LGBT’liler değildir; onları belli amaç için kullananların götürmek istedikleri dünyadır, ailesiz ve cinsiyetsiz toplumdur. Buraya odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Bugün dindar aileler, çocuğuna bir şey dediğinde çocuk, ‘sana göre böyle olabilir ama bana göre öyle değil’ diyor.” diye konuştu.

“Dijital kitle iletişim araçları çocuklarda sosyal yoksunluğa neden oluyor”

Kitle iletişim araçlarının yaygınlaştığını ifade eden Kuruçay, dijital kitle iletişim araçlarının çocukları ekrana hapsettiğini ve gerçek hayat deneyimlerinden uzaklaştırdığını belirtti. Kuruçay, dijital kitle iletişim araçlarının çocuklarda sosyal yoksunluğa neden olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:  

“Ne demek sosyal yoksunluk? Arkadaş ilişkileri, aile ilişkileri, toplumsal ilişkiler ve yaratıcı ile olan ilişkiler zedeleniyor. Ayrıca uyku yoksunluğuna neden oluyor. Bu çok ciddi bir problemdir. Vücudun biyolojik saati değişiyor, kaliteli uyku azalıyor. Bu da dikkat bozukluğuna neden oluyor. Gençler, çocuklar ders çalışmaya da dikkatini veremiyor. Uzun kaliteli bir filme de dikkatini veremiyor. Kaliteli uzun bir kitaba da konuşmaya da dikkatini veremiyor.”

“Çocukları kötülüklerden korumanın tek yolu çocukların kötülüklerle savaşmasıdır”

“Kendi inanç ve medeniyet değerlerimize dayalı bir dünya görüşü üretmek zorundayız” diyen Kuruçay, “O dünya görüşünün kavramlarına göre düşünmeliyiz. Bizim dünya görüşümüzde anlam önemlidir. Kariyer önemli değildir, amaç önemlidir. Özgüven önemli değildir, değerlere güven önemlidir. Çünkü ‘müminler yalnızca Allah’a güvenir’ ayeti vardır. Dolayısıyla kendi kavram haritamıza göre düşünmeliyiz. Özgürlük yerine erdem kavramını ön plana çıkarmalıyız. Çocukları kötülüklerden korumanın tek yolu çocukların kötülüklerle savaşmasıdır. ‘Aman yavrum o yalan söylüyor, ondan uzak dur, şu telefondan uzak dur…’ Asla çocuklarınızı koruyamazsınız. Çocuklar aktif iyi olmalı. Yani kötülükle mücadele eden olmalı.” ifadelerini kullandı.

“Anne baba ve çocukların birlikte eğlendiği zamanlara ihtiyaç var”

Evde ekransız günlerin olması gerektiğine vurgu yapan Kuruçay, “Bu günde sohbet edebilirsiniz veya çocukların, anne babanın da içinde olduğu bir eğlenceli aktivite yapabilirsiniz. Bu oyun olabilir, başka bir şey olabilir. Ama anne baba ve çocukların birlikte eğlendiği zamanlara ihtiyaç var.” dedi.

“Çocukların telefonlarını kontrol edin”

Ebeveynlere çocuklarının telefonlarını kontrol etmeleri tavsiyesinde bulunan Kuruçay, “Lise 2-3’e kadar da yılda bir kontrol edebilirsiniz. Çocukları kontrol etmek demek şu demek: Mesela Instagram’da, YouTube’da nelere abone? En çok konuştuğu arkadaşlar kimler? Kimleri takip ediyor?” şeklinde konuştu.

“Çocukların yaşayan rol modellere ihtiyacı var”

Çocukların rol modellere ihtiyacı olduğunu belirten Kuruçay,  “Kur’an’ın yüzde 40’ı tarihtir. Bütün peygamberler rol modeldir, bize sadece Hazreti Muhammed (S.A.V) rol model değildir. Firavun bizi yönetiyorsa Musa gibi olmalıyız. Tüm peygamberler birer rol modeldir. Yaşayan rol modeller çok önemli, yaşayan modellere ihtiyaçları var, iyi bir rehber ve yol arkadaşlarına da ihtiyaçları var.” ifadelerini kullandı.

“Aile kavramının çatırdamasındaki en büyük fonksiyonlardan biri de roller çatışmasıdır”

Aile kurumunu, manevi değerlerin ayakta tuttuğunu ifade eden Sosyolog Şüheda Derya Terzi, “Günümüzde aile kavramının çatırdamasındaki en büyük fonksiyonlardan birkaçına değinecek olursak birincisi; roller çatışmasıdır. Kadınımız, erkek; erkeğimiz, kadın olmaktadır. Genel itibarıyla yaşanılan sorunların çerçevesine baktığımız zaman; kadınların, erkekleri artık bir adam fonksiyonunda tanımıyor olmaları, erkeklerin de kadınları kendi fıtratlarında tanımıyor olmaları… Aslında en büyük problem kişinin kodlarına sadık kalamaması… Allah’ın erkeklere tanımlamış olduğu ‘kavvam’ ifadesi çok kıymetlidir. Kavvam, kavvamlığını bilip hanım da hanımlığını bilse, yani o kodlarımıza sadık kalabilsek her şey çok güzel gidecek.” şeklinde konuştu.

“Duyguya odaklanırsanız çatışmaya gitmezsiniz”

Eşler arasındaki iletişime değinen Terzi, “Acaba, kaç karı-koca birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşuyor? Kaç kere duygu dünyalarını birbirlerinin gözlerinin içine bakarak anlatıyor? Ya da kaç kere kendi duygu ve düşüncemizden önce karşı tarafın duygu ve düşüncesinin olduğunu önemsiyoruz. Sadece duyguya odaklanın; duyguya odaklanırsanız çatışmaya gitmezsiniz. Çocuklarla iletişime geçtiğinizde onların bir birey olduğunu, ‘tapulu malınız’ olmadığını, Allah’ın bir emaneti olduğunu hatırlayın. Ben, anne-baba sorumluluğumu Allah’ın rıza dairesi içerisinde yaptım mı gerisi teferruattır. Biz, kendimize düşenin hakkını verebiliyor muyuz? Biz, kendimiz yerine başkalarına odaklıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Hırslarımıza ve kırgınlıklarımıza harcayabileceğimiz kadar uzun ömrümüz yoktur”

“Aslında her şeyimiz mükemmel olmak zorunda değil.” diyen Terzi, “Çok mükemmel de olmak zorunda değiliz. Sizin niyetleriniz güzelse yapmış olduğunuz yanlış şeyleri de Allah güzele dönüştürecektir. O yüzden adımlarınız niyetlerinizle vakidir. Hırslarımıza ve kırgınlıklarımıza harcayabileceğimiz kadar uzun ömrümüz yoktur. Bugün arkaya dönüp baktığınız zaman kırk yılı, elli yılı, kaç kelimeyle özetleyebilirsiniz. O yüzden herkes kendi derdinin telaşına düşsün. Kendi sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirme gayretinde olsun. Başkalarıyla uğraşana kadar kendi manevi dünyamızla ilgilenelim.  Ailelerimizin, çocuklarımızın bize bir emanet olduğunu hatırlarsak hırslarımıza ve kızgınlıklarımıza yenik düşmediğimizi göreceğiz.” ifadelerini kullandı.

“Ailelerimiz, Allah'ın emri ve Peygamberin sünnetiyle kuruluyor”

Ailenin önemine dair çok sayıda ayet olduğunu belirten Eğitimci Cevdet Yanılmaz ise “Bir ayet-i kerimede, ‘Erkekler, kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar’ buyruluyor. Şimdi bu feminist kadınlara ve sapkın gruplara ne oluyor? Evet, biz onlara kulak asmayacağız. Peygamber Efendimiz, (S.A.V) de ‘Kim evlenirse imanının yarısını tamamlamış olur’ buyuruyor. Biz Allah'tan korkacağız. Allah'tan korkmadığımız andan itibaren kaybetmişizdir. Allah'tan korkan, Allah'ın kelamına ve Resulünün sünnetine kulak verir. Aksi takdirde yeryüzünde büyük bir fitne ve karışıklık çıkar. Ailelerimiz, Allah'ın emri ve Peygamberin sünnetiyle kuruluyor.” ifadelerini kullandı.

“Gazze’de esaretten kurtulan babayı, çocuğu ezberlediği sureyi okuyarak karşılıyor”

Gazze’nin sağlam aile yapısıyla, işgalci rejimin soykırımına karşı gelebildiğine dikkat çeken Yanılmaz, “Gazze’de esaretten kurtulan babasını, çocuğu ezberlediği sureyi okuyarak karşılıyor. Baba da evladını can kulağıyla dinliyor. Kültür bu, medeniyet bu. Rab ile olan birliktelik harikadır.” dedi.

“Mutluluk, maddiyatta değil; imandadır, ihlastadır”

“Mutlaka inancımızı öğrenecek ve çocuklarımıza da öğreteceğiz.” diyen Yanılmaz, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Öğretmesek onların suç ortaklarına döneriz. Resulullah Efendimizin ahlakını ahlak edinmeliyiz. Mutluluk, maddiyatta değil; imandadır, ihlastadır.  Allah rızası için yaşayanlara ne mutlu… Rabbinin rızasını gözeterek evladını yetiştirenlere ne mutlu… Çocuklarını yetiştirenlere ne mutlu…” (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —