Yaz Kur’an kurslarında çocukların Kur’an ve Peygamber ile tanıştırıldığını, iman, ibadet ve ahlak gibi temel değerlerin öğretildiğini ifade eden Pinal, günümüzün en büyük sorunlarından birinin ahlak krizi olduğunu belirtti.
Müftü Pinal, yaz Kur’an kurslarının temel amacını şu sözlerle anlattı:
“Öncelikle, yaz Kur'an kurslarımızda öğrencilerimizi bu ümmetin bizlere birer emaneti olarak görüp, onları din ve diyanetle buluşturmak, Allah’ın kitabı Hazreti Kur’an ile onları buluşturup kucaklaştırmak, onun Yüce Resulü Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ı yavrularımıza tanıtmak için büyük bir gayret içerisindeyiz ve büyük bir fırsat olarak bunu görmekteyiz. Uzun bir eğitim-öğretim sürecinde, ciddi bir cendere, bir sıkışmışlık ve adeta bir yarış içinde yoruluyorlar. Biz ise onları biraz daha farklı ortamlarda, caminin manevi atmosferinde, minarenin gölgesinde ve Kur’an kurslarımızın manevi havası ortamında dini eğitimi vermek istiyoruz.”
“Sadece bilgi değil, ahlaki rehberlik de veriyoruz”
Pinal, kursların yalnızca dini bilgi aktarımıyla sınırlı olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Elbette dini eğitimi verirken öncelikli görevimiz Kur’an-ı Kerim ile buluşturmak, Allah’ın kitabını tanıtmak, imanı ve İslam’ı öğretmek, dinimizin temel esaslarını aktarmaktır. Bunun yanında, yalnızca Kur’an-ı Kerim değil; temel dini bilgiler de veriyoruz. İtikat, ibadet, siyer, ahlak gibi alt başlıkları da öğrencilerimizle mutlaka buluşturmak zorundayız. Zira bana göre, dünyanın şu anki en büyük krizi ahlak krizidir. Çünkü toplumlar acımasız, merhametten yoksun bir insan yığını hâline geldi. Bu nedenle, onları Allah’ın rahmetiyle tanıştırmak; insanlara şefkat nazarıyla bakmayı öğretmek, açlık çekenin halinden ıstırap duyacak bir seviyeye getirmek istiyoruz. Bunun için özel bir gayret gösteriyoruz.” dedi.
“Camiler manevi eğitim yuvasıdır”
Yaz Kur’an kurslarının camilerin manevi atmosferinde yapılmasının çocuklar için ayrı bir önemi olduğunu vurgulayan Pinal, “Zira çok özür dileyerek söylemek istiyorum ki; hayvanlara bile işkence ederek karşısında gülen, insanların açlıktan ölmesinden büyük zevk alan bir insanlık ortaya çıktı. Bu açıdan bakıldığında, din eğitiminin ihmal edilemez, ihmale gelmeyen bir alan olduğunu kabul ediyoruz. Tabi, bütün bunlarla birlikte yavrularımızın bu eğitimi hoş ve eğlenerek almalarını da arzu ediyoruz. Sosyal ve kültürel etkinliklerle bu süreci zenginleştiriyoruz. Ve bunun caminin manevi havası içinde gerçekleşmesini istiyoruz. Çünkü camiler bizim kutsal mekânlarımızdır ve yeni nesil bu mekânların önemini yeterince bilmiyor. Mihrabı tanımıyor, minberi tanımıyor. İmamın ne demek olduğunu bilmeyen büyük bir gençlik geliyor.” ifadelerini kullandı.
“Ahlaki krizle mücadele için değer aktarımı şart”
Geçmişte yaşadığı bir anısını da aktaran Pinal, “Bir okulda, ders verirken lise öğrencilerine sormuştum; ‘Bu sınıfta camiye hiç girmemiş olan var mı?’ diye. Ben çok az çıkar diye düşünüyordum. Ama ne yazık ki öğrencilerin beşte dördü, hayatlarında hiç camiye girmemişti. Lise çağındaki bu gençlik, camiye adım atmamış, ‘Bismillah’ diyerek sağ ayağıyla girildiğini; burada ibadet edildiğini, Allah’a el açıldığını, dua ve niyazda bulunulduğunu, ibadetlerin cemaatle yapıldığını bilmiyorsa; burada çok ciddi bir eksiğimiz olduğu açıktır.” dedi.
“Akran zorbalığının temelinde manevi eğitim eksikliği var”
Çocukların ahlaklı, şefkatli ve adaletli bireyler olarak yetişmesinin önemine dikkat çeken Pinal, “Bütün bunlar, Allah’ın kitabı ve Resulü üzerinden inşa etmek istediği insan kimliğiyle ilgilidir. Çünkü biz; ahlaklı, büyüğünü bilip tanıyan, küçüklerine şefkat ve merhametle bakan, hak ve adalet noktasında asla taviz vermeyen, haramı ve helali bilen, başkasının hakkına göz dikmeyen bir neslin yetişmesini istiyoruz. Bu noktadan baktığımızda, çocuğumuzun kişiliğinin oluşması gerekiyor. Son zamanlarda sıkça duyduğumuz ‘akran zorbalığı’ dediğimiz olaylar, aslında ruhi yapımızın bu noktada yeterince eğitilmemesinden kaynaklanıyor. Çünkü biz onlara gerekli değerlerimizi aktaramadık; çocuğumuz bilmiyor. Karşısındakine vurdukça, eziyet ettikçe, yere atıp tekmeledikçe bundan zevk alıyor ve bunun bir hak olduğunu, bunun bir sorumluluk getirdiğini, insanların ve kâinatı yaratan yüce Allah’a karşı bir mesuliyet duygusu içinde hesabının verileceğini düşünemediği için insanlar böyle hareket ediyor.” şeklinde konuştu.
“İslam’ın kişilik inşası değerlerini öğretmeye ne kadar ihtiyacımız olduğu açıktır”
“Savaşların ve toplumsal sorunların temelinde hak bilmemek ve kişilik bozukluğunun yattığını belirten Müftü Pinal, ”Savaşlar bunun için çıkıyor; hak bilmemekten. Zira kişilik bozukluğu, toplumda geçimi zorlaştırıyor. Anne babaya karşı acımasız davranmaya başlıyorlar. İşte ahlaki kriz dediğimiz, kişilik bozukluğu dediğimiz şeyler gözlerimizin önünde apaçık sergileniyor. Kur’an bunun içindir; bir kişilik inşasıdır. Kişiyi Allah’a kul olma kıvamına getiren, takva sahibi bir kişiliğe büründüren ilahi vahyin, bir öğretinin sonucudur aslında. Bu nedenle biz, neslimize bunu aktarmaya çalışıyoruz. İslam’ın kişilik inşası olarak bize sunduğu bu değerleri öğretmeye ne kadar ihtiyacımız olduğu aşikârdır diye düşünüyorum.” diyerek sözlerini tamamladı. (İLKHA)