Son yıllarda dünya genelinde etkisini gösteren pandemi ile başlayan, küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, kuraklık ve artan üretim maliyetleri, gıda fiyatlarını her geçen gün biraz daha yukarı çekiyor.
Türkiye'de de vatandaşın en temel harcama kalemlerinden biri olan gıdada fiyat artışları, neredeyse her ay yeni rekorlar kırıyor.
Devletin aldığı önlemler, yapılan ithalat düzenlemeleri ve geçici indirimler kısa vadede etkili olsa da, gıda enflasyonu kalıcı bir sorun haline gelmiş durumda.
Sektör temsilcileri, bu artışların nedenlerinin yalnızca ekonomik olmadığını, iklim değişikliği, dışa bağımlılık ve denetim eksikliği gibi yapısal sorunlardan da kaynaklandığını belirtiyor.
Bu kapsamda İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Batman Gıda Toptancılar Derneği Başkanı Süleyman Emek, bazı gıda ürünlerinde görülen fiyat yükselişlerinin temel nedeninin "küresel ısınma ve ham madde sıkıntısı" olduğunu belirtti.
"Ürünlerin ham maddelerinde büyük bir yükseliş var"
Emek, "Son zamanlarda gıda sektöründe bazı ürünlerin aşırı derecede yükseldiğini görebiliyoruz. Bunun en önemli nedeni, küresel ısınma sonucu yaşanan kuraklık. Suya çok ihtiyaç duyan ürünlerin ham maddelerinde büyük bir yükseliş var. Bu da özellikle yağ fiyatlarının ciddi şekilde artmasına neden oldu." dedi.
Batman Gıda Toptancılar Derneği Başkanı Süleyman Emek
"Yeni mahsulün çıktığı dönemde bile fiyatlar yükseliyor"
Emek, bu dönemde yeni mahsul sezonu olmasına rağmen fiyatların yükselmesinin, "rekolte düşüklüğünden" kaynaklandığını vurguladı.
Emek, şöyle devam etti:
"Yeni mahsulün çıktığı dönemde bile fiyatlar yükseliyor. Çünkü yağlık çekirdek rekoltesinde ciddi bir düşüş var. Şu anda 1 kilo yağlık çekirdek 38 TL. Düşünün, 5 kilodan 1 kilo yağ çıkıyor. Bu durumda maliyet kaçınılmaz olarak artıyor."
"Dışa bağımlılığı azaltmak için topraklarımızı değerlendirmeliyiz"
Gıda fiyatlarındaki artışın kalıcı olarak önüne geçilmesi için "yerli üretimin artırılması" gerektiğini belirten Emek, devletin tarım politikalarına vurgu yaptı.
Emek, "Dışa bağımlılığı azaltmak için kendi verimli topraklarımızı değerlendirmeliyiz. Devlet, çiftçileri bu yönde teşvik etmeli. Verimli arazilerimizin nerede olduğunu biliyoruz. Bu toprakları işleyip üretime kazandırırsak, dışa bağımlılıktan kurtuluruz." dedi.
"Yağda yüzde 100'den fazla artış yaşandı"
Süleyman Emek, son bir yıl içinde "ayçiçeği yağında yüzde 100'ü aşan bir fiyat artışı" yaşandığını belirtti.
"Ukrayna ve Rusya’daki üretim düşüklüğü dünya piyasasını etkiliyor." diyen Emek, "Yağın ham maddesi en çok o bölgelerde. Ancak orada da topraklar işlenmediği için arz azaldı. Devletimiz bu süreçte kendi çiftçisini desteklemeli ve üretimi artırmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Denetimler sıkılaştırılmalı, fırsatçılığa izin verilmemeli"
Gıda fiyatlarındaki yükselişin önüne geçilmesi için en etkili yolun "denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi" olduğunu belirten Emek, stokçuluk ve fırsatçılığa karşı şu uyarılarda bulundu:
"Devletin denetim mekanizmalarını iyi çalıştırması gerekiyor. Fabrikadan çıkan ürünün perakendeye ulaşana kadar geçen süreçte fiyat farkları incelenmeli. Denetim olursa kar marjları düşer, fırsatçılar engellenir. Stokçuluk da fiyat artışını körüklüyor. Herkes ihtiyacı kadar ürün tedarik etmeli, fazlası haksız rekabete yol açar."
Emek, devletin gerektiğinde gümrük kotalarını geçici olarak kaldırarak piyasadaki fiyat dengesini sağlayabileceğini de sözlerine ekledi. (İLKHA)