9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Refah Sınır Kapısı'nın kapalı olması nedeniyle yardımların Gazze'ye ulaşmadığına ilişkin algılarla ilgili konuşan İHH Ankara Şube Başkanı Hacı Bayram Şahin, siyonistlerin etki ajanlarının propagandasına kanılmaması gerektiğini söyleyerek birçok STK aracı
Siyonist işgal rejiminin Filistin halkına yönelik sürdürdüğü soykırımın etkileri her geçen gün artmaya devam ederken yardım kuruluşlarının pansuman tedavi mesabesinde de olsa Gazze'ye insani yardımları devam ediyor.
Saldırıların başladığı ilk zamanlarda gösterilen hassasiyet çeşitli sebeplerle azalmış olsa da hayırseverlerin Filistin'e yönelik yardımları sürüyor.
Özellikle siyonistlerin etki ajanları veya bazı iyi niyetli yanlış yapanlar tarafından yapılan propagandalar neticesinde yardımların Gazze'ye ulaşmadığı gibi algıların yayıldığını söyleyen İHH Ankara Şube Başkanı Hacı Bayram Şahin, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu propagandalara kulak asmadan Müslümanların kardeşlerine yönelik yardımları sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.
"7 Ekim zaferinden sonra israil yaptığı soykırımlarına devam etmesine rağmen yardımlarımızı devam ettiriyoruz"
2010 yılından önce de Gazze Şeridi'ne yardım çalışmalarının olduğunu belirten Şahin, "Gazze'de kendi ofisimiz kendi personellerimiz kendi çalışmalarımız vardı. Yetimhanedir, okuldur, idare merkezlerimizdir, kültür merkezlerimizdir ve rehabilitasyon merkezlerimiz vardı. Zaten biz oradaydık. 2010 yılından önce. 2010 yılında biliyorsunuz Mavi Marmara olayı oldu. Mavi Marmara'da da 10 tane arkadaşımız şehid olmuştu. O günden beri biz zaten oradaki çalışmalarımızı hastane desteklerimizi hiç aksatmıyoruz. 7 Ekim zaferinden sonra israil yaptığı soykırımlarına devam etmesine rağmen elimizden geldiği kadar yardımlarımızı devam ettiriyoruz. Birçok zorlukla karşılaşıyoruz ama hiç aksan yardımlarımızı devam ediyoruz." dedi.
"Ülkemizde israilin etki ajanları var"
"Yardımlar ulaşmıyor" propagandasına kimsenin kanmaması gerektiğinin altını çizen Şahin, "Burada özellikle söylemek istediğim bir şey var. Ülkemizde israilin etki ajanları var. Bazı iyi niyetli yanlış yapan arkadaşlarımız da var. Israrla 'yardım gitmiyormuş siz nasıl yardım topluyorsunuz? Yardım gitmiyorsa o zaman yardım vermeyelim' diyorlar. Aslında bu bir algı oluşturma. 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 320 gün geçti. Gazze'de 2 milyondan fazla insan var. 7 Ekim'den bu yana 320 gün geçmişken bırakın 320 günü 70-80-100 gün oraya yardım girmezse orada canlı kalır mı? Bir üretim yok bir şey yok. Daha önce Afrika'da gördüğümüz bir deri bir kemik çok fazla görürüz ve de çok fazla toplu ölümler görürüz. Yardım gidiyor. Bunu unutmayalım. Yeterince gitmiyor. İkisi aynı şey değil. Orada 2 milyon insan var. Oranın günlük ihtiyacı 500 ile 700 kamyon ama giden günlük bazen 30 kamyon bazen 150 kamyon. Günlük 700 gramlık yemeğe ihtiyacınız var. Size düşen 70 gram. Bu orada eşit dağılsa bile ki savaşın şartları çok ağır. Zorlukları kabul ediyoruz. 'Girmiyormuş o zaman yardım yapmayalım' demek bu aslında siyonistlerin istediği bir söyleme hizmet etmiş oluyor." şeklinde belirtti.
"Biz İHH olarak günlük yaklaşık 100 bin kişilik yemek dağıtıyoruz"
Açıklamasının devamında Şahin, şunları aktardı:
"Biz İHH olarak yardımlarımıza devam ediyoruz. Vatandaşlarımızdan da güvendikleri kurumlar vasıtasıyla mutlaka ulaştırsınlar. Allah'ın izniyle bir yolu bulunuyor. Birçok yolla yardımlar gidiyor. Birkaç gün önce de Ürdün'ün Akabe Limanına Türkiye'den (Mersin) kaldırdığımız bin 700 tonluk bir yardım gemisi yolladık. Ürdün'den geçiyor siyonistlerin işgal ettiği topraklara gidiyor oradan da Kuzey Gazze'den Erez Sınır Kapısından giriyor. Biz İHH olarak günlük yaklaşık 100 bin kişilik yemek dağıtıyoruz. Çok büyük bir rakam gibi gözüküyor aslında ama 2 milyon insanın olduğu yerde düşünseniz aslında yüzde 5'ine tekabül ediyor. Zulme itiraz eden Müslüman kardeşlerimiz bu sorumluluklarını ihmal etmesinler bu algıya kapılmasınlar."
"En güzeli nakit yardımı yapmaktır"
Nasıl yardım yapılması konusunda tavsiyelerde bulunan Şahin, "En güzeli nakit yardımı yapmaktır. Ona göre biz bölgelerden Mısır'dan, Ürdün'den ve Türkiye'den olsun gerekli ve acil malzemeleri alarak ulaştırmaya çalışıyoruz. Ama dilerse vatandaşlarımız belli şartlarda olan ayni yardımlar (nohut, yağ, şeker gibi) olarak bize teslim edebilirler. İnternet hesaplarımızdan bize ulaşarak telefon üzerinden bize ulaşarak bağışlarını yapabilirler." ifadelerine yer verdi.
"6 Mayıs'tan sonra Refah Sınır Kapısından giriş yapamıyoruz alternatif yollar kullanıyoruz"
Şahin, "Türkiye'den aldığımız malzemeleri Mersin'den Ariş Limanına götürüyoruz. Ariş Limanından Refah Sınır Kapısına götürüyoruz. Mısır'dan satın alımlar yapıp Refah Sınır Kapısına oradan da Kerem Ebu Salim Sınır Kapısına gidiyor lanetli kavim malları kontrol ediyor. Onay verdikleri içeri giriyor Filistin Kızılay'ına teslim ediliyor. Filistin Kızılayı da İHH'nın kendi tırını verip dağıtımı yapıyor. 6 Mayıs'tan sonra Refah Sınır Kapısından giriş yapamıyoruz. Ürdün'den alım yapıyoruz. Ürdün Kızılay işbirliğiyle israili boydan boya geçerek Gazze'deki Erez Sınır Kapısına gidiyor ve oradan geçiyor. Başka daha zor olan yollar da var. Bazen Türkiye'den alıp Ürdün Akabe Limanına Ürdün'den israil içerisinden Gazze'ye geçirdiğimiz yardımlar var. Bu şekilde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz." dedi.
"Müslümanlar israilin etki ajanlarının laflarına inanmasınlar"
Son olarak Şahin, "Müslümanlar israilin etki ajanlarının laflarına inanmasınlar. Türkiye'de güvenilir kurum çok. Bunu kabul edelim. Allah Resulü Aleyhissalatu Vesselam'ın bir Hadis-i Şerifini söylemiş olalım. 'Bazen şeytan size amellerinizi küçük değersiz veya büyük gösterir.' İkisi de tehlikelidir. 'Senin bu verdiğinden ne olacak' der. Mesela bir boykot ürünü 'bir tane almamak ne olacak' der. Burada günahı küçük gösteriyor. Ya da para verirsin ihtiyaç sahibinin başına kakarsın burada da ameli büyük gösteriyor. Dikkat etmeleri lazım. Büyük küçük yok. Allah Resulü Aleyhissalatu Vesselam 'Bir dirhem bin dirhemi geçti.' Bu ne demek birinin iki dirhemi vardı. Bir dirhem sadaka verdi. Yani malının yarısını verdi. Birinin çok fazla malı (yüz bin) var. O da bin verdi. Malının yüzde birini verdi. Allah bize gücümüzün yettiğinden sorar. Bunu unutmayalım küçüğüne büyüğüne bakmayalım. Boykot konusunda da küçüğüne büyüğüne bakmayalım. Elimizden geleni ardına koymayalım. Bilemeyiz ki belki bu ahirette bizi öne geçirecek bir amel olacak ki öyle de ümit ediyoruz. Çünkü mazlumların yanına gidemedik. Ama burada bize düşen Ankara'dan Gazze'yi savunmak. Bu nedir? Dua, yardım, boykot ve eylemlere katılmak. Bunların hiçbirini hafife almayalım. Bildiğimiz ve güvendiğimiz kurumlara da yardım edelim." diye konuştu. (İLKHA)