9204,09%-2,04
34,56% 0,05
36,62% -0,02
2918,97% 0,69
4967,14% 1,91
Havaların soğumasıyla beraber meydana gelebilecek hastalıklara karşı şifalı bitkilerin tüketilmesi gerektiğini belirten aktarcılar, piyasaya sürülen tağşiş ürünlere karşı dikkat edilmesi gerektiğini kaydediyor.
Havaların mevsim normallerinin altına düşmesiyle aktarcıların yolu tutuldu.
Mevsim geçişlerinde tüketilecek şifalı bitkiler hakkında İLKHA’ya konuşan Remzi Yağmurcu, bu aylarda vücut direncinin arttırılması ve olası nezlelere karşı şifalı bitkilerin muhakkak tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
Yağmurcu, ayrıca gıda sektöründe olduğu gibi şifalı bitkiler noktasında da tağşişe karşı dikkat edilmesi gerekenler hakkında uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
Mevsim geçişlerinde tüketilecek şifalı bitkilere yer veren Yağmurcu, “Mevsim geçişleri ve kış aylarında hastalıklara karşı genelde ıhlamur, adaçayı, gülhatmi, papatya ve melisa otu tüketilme noktasında başta geliyor. Bu bitkiler kış aylarında çok tüketilen şifalı bitkiler olup soğuk algınlıklarında da tarçın ıhlamur ve adaçayı demleme yapılarak içiliyor. Keten tohumu, öksürük için ağırlıklı kullanılan şifalı bitkilerden bir tanesi olup normal öğütüldükten sonra tek başına da kullanılabilir, sütle veya bal ile de kullanılabilir. Mevsimsel geçişlerde de genelde nezle olaylarıyla karşılaşmaktayız. Bu nezle olaylarına karşı genelde ağız boğaz iltihaplarında da adaçayı, ıhlamur ve tarçın demleme usulüyle tüketilir.” ifadelerini kullandı.
“Araştırma, bilgi edinme ve bilgi birikimi zayıf olan kişiler aldatıcı olabiliyor”
Yağmurcu, şifalı bitkiler hususunda tağşiş ürünlere dikkat edilmesi uyarısında bulunarak, “Şifalı bitkiler tüketildiği zaman genelde hatminin çiçek olmasına dikkat etmek lazım. Normal çubuk veya tohum değil de şifa amaçlı tüketildiği zaman gül hatminin kendisi tüketilmelidir. Ayrıca papatya türlerinden en ideali şifa amaçlı kokulu papatyadır. Bu papatya türü normal koklanıldığı zaman bir esans kokusu gibi olup onun en büyük faydası bronşit, idrar yolu enfeksiyonları ve böbrek rahatsızlığına iyi gelmektedir. Karaciğer yağlanması veya hepatit hastalığına karşı yöresel olarak tüketilen ikşut otu vardır. Ancak ona benzer veya daha düşük bir kalitesiyle insanlara satılıyor. Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de ehil olmayan kişilerin piyasaya sahte ürün sürenler var maalesef. Ayrıca araştırma, bilgi edinme ve bilgi birikimi zayıf olan kişiler aldatıcı olabiliyor. Bilgi birikimi ve senelerce bu işi ilmi olarak yapan şahıslar, kesinlikle o tağşiş yapan kişilere karşı uyanık davranırlar.” ifadelerini kaydetti.
“Balın sahte veya doğal anlaşılabilmesi için birden fazla yöntemi vardır”
Sahte bal ile doğal bal hakkındaki ayrıntıları hakkında bilgi veren Yağmurcu, “Bal ürünün birkaç yöntemle onu tahlil etme yolu vardır. Bu yöntemlerden bir tanesi bir kibrit çöpünün yalan tarafı değil de dip tarafında az bir miktar alınarak yakıldığı zaman eğer içinde şeker varsa oranı belli olur. Bununla beraber suya konulduğu zaman suda da çözeltisini gösteriyor. Ayrıca çok eskilerin bir deneme usulü olan balın için mürekkep katma yöntemi vardır. Balın için katıldığı zaman eğer bal açılıyorsa sahtedir. Aksi takdirde mürekkep balın içinde hiç açılmıyorsa, o bal içerisinde şeker olmadığından dolayı yerinde sabit kalır. Doğal balın A'dan Z'ye kadar birçok faydası vardır. Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ın bir şifalı bitkilerle ilgili bir hadisinde üç şeyden bahsediliyor, onlardan bir tanesi de baldır. Dolayısıyla bal, her türlü hastalığa iyi gelmektedir." şeklinde aktardı. (İLKHA)