2021 yılına girilmesinde günler kaldığını anımsatan Özilhan, şunları kaydetti:
“Eminim siz de benim gibi bu yılın bitmesini dört gözle bekliyorsunuz. Bu yıl o kadar olumsuzluklarla doluydu ki hepimiz gelecek yılın biraz daha iyi olmasını ümit ediyoruz. Aslında başlarında 2020 yılından da umutluyduk ancak Kovid-19 pandemisi tüm olumlu beklentileri boşa çıkardı. Çok büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. Ülkemizdeki ekonomik gelişmeler açısından 2021, 2020’ye kıyasla daha fazla umut vadediyor. Umuyoruz ki aşağı yönlü gidişat artık yavaşlayıp durmuştur ve yukarı doğru hareketlenme başlamıştır. Ekonomi yönetiminde hata yapılmaması durumunda bir dizi gösterge iyileşme sürecine girecek. Ekonomideki yaraların tamamen sarılması kolay olmayacak ve vakit alacak. Bir soluklanma fırsatı yakalıyoruz ve bunu, yüksek enflasyon, yüksek faiz, Türk lirasının değer kaybı, ithalata bağımlılık, ihracatta rekabet gücünün düşüklüğü, borçlanma sarmalı, istihdam yaratamama gibi kronik sorunların çözümü için iyi kullanmamız gerekiyor.”
‘ÇOK ŞANSLIYIZ’
Özilhan, pandeminin, ekonomi ve toplum üzerinde büyük değişiklikler yarattığını belirterek şöyle devam etti
“Pandemi sonrasında da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ülke olarak değer zincirlerinde meydana gelecek değişimlerden olumlu etkilenme olasılığımız yüksek. Çünkü coğrafya açısından çok şanslıyız. Çünkü geçmişten gelen gelişkin bir üretim yapımız, yetişmiş, kalifiye işgücümüz ve iyi bir altyapımız var. Eğer teknolojiye ve insana yatırım yapar, ekonomik istikrarı sağlar, iş ve yatırım ortamında uzun süredir beklenen hukuki reformları bir an önce tamamlarsak önümüze açılan bu fırsattan yararlanabiliriz.”
‘DEMOKRASİ İSTİKRARIN TEMİNATI’
Yabancı sermaye yatırımları için, iş ve yatırım ortamında hukukun üstünlüğünü tesis etmenin mutlak bir zorunluluk olduğunu aktaran Özilhan, “Aksi halde hiçbir yabancı, uzun vadeli üretken yatırım yapmaz. Eğer yaparsa, bunların amacı, birkaç yüzyıl öncesinin sömürgelerinde olduğu gibi sadece ülke kaynaklarını en kolay yoldan transfer etmek olur” dedi.
Özilhan, dünya konjonktüründe beliren yeni ekonomik fırsatlardan yararlanabilmek için demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Tüm altyapısı ile demokrasi, ekonomik istikrarın, uzun vadeli yatırımların, ekonomik büyümenin, aş ve iş yaratmanın teminatıdır. Bunlar aynı zamanda siyasi istikrarın da teminatıdır” şeklinde konuştu.