9879%0,53
34,75% 0,05
36,52% -0,03
2950,65% 0,01
4822,44% -0,35
3 Aralık Dünya Engelliler Günü: “Engelli” Değil, “Mukaddes” İnsanlar
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, engelli bireylerin karşılaştıkları sorunları bir kez daha gündeme taşımak, yalnızca bir gün değil, her gün hatırlanması gereken bir mesele olduğunu vurgulamak istiyoruz. Ancak, “engelli” tabirinin artık bu insanların azim ve başarıları karşısında yetersiz kaldığını da unutmamak gerekiyor.
Toplumun her alanında aktif roller üstlenen ve engel tanımayan bireylerin azmi, aslında asıl “engel”in kimler tarafından oluşturulduğunu sorgulamamıza neden oluyor. Bir kaldırımı aşamayan tekerlekli sandalye kullanıcısı ya da toplu taşıma araçlarına binmekte zorlanan bireyler için bu sorunlar, onların değil, toplumsal yapıdaki eksikliklerin ürünü değil midir?
Asıl Engel Kim?
Bu bireylerin yalnızca bir araç sağlanarak değil, bu aracın kullanımını kolaylaştıran yakıt, ulaşım ve altyapı imkanlarıyla da desteklenmesi gerekiyor. Yetkililer, bu insanların yaşamlarını kolaylaştırmak adına daha somut adımlar atmalı. Örneğin, benzine ayrılacak bir hibe ya da ücretsiz yakıt kartları, onların hareket özgürlüğünü artırabilir.
Rabbani Bir İmtihan
Engelli bireylerin bu durumu, aslında bir ilahi imtihanın parçası olarak görülüyor. Ancak bu bireyler, yaratılışlarına şükrederek ve zorluklara sabırla göğüs gererek bu sınavı çoktan kazanmış görünüyorlar. Kur’an-ı Kerim’de, Abese Suresi’ndeki ayetler, Rabbimizin tüm insanlara eşit değer verdiğini ve engelli bireylerin bu kutsal mesajların doğrudan muhatabı olduğunu bizlere hatırlatıyor.
Peygamber Efendimizin (s.a.v), görme engelli sahabe Abdullah b. Ümmü Mektum’a davranışından ötürü nazil olan ayetler, toplumun engelli bireylere yaklaşımında nasıl bir hassasiyet göstermesi gerektiğinin en güzel örneğidir:
“Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.” (Abese, 3-4)
Toplumsal Görev Bilinci
Engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak, yalnızca yetkililerin değil, tüm toplumun görevidir. Onların sorunlarını çözmek ve dertleriyle dertlenmek, bir insanlık vazifesi olduğu kadar, toplumsal vicdanın da bir gereğidir.
Engelli bireylerin aslında “mukaddes” insanlar olduklarını bilerek, onları hayatın her alanında desteklemek ve yalnızca bir gün değil, her gün yanlarında olmak dileğiyle…