Diyarbakır’da 3’üncü kuşak kasetçilik yapan Muhittin Akbey, 20 metrekarelik dükkanında 55 yılda biriktirdiği 40 bin albümlük kaset ile nostaljiyi yaşatıyor.
1965 yılında Mardin’de doğan 59 yaşındaki Muhittin Akbey (59), 1970’te ailesiyle Diyarbakır’a yerleştikten sonra 5 yaşında kaset biriktirmeye başladı. Akbey, babası ve ağabeyinden dönemin müzik endüstrisine damga vuran ses sanatçılarının plaklarını kasetlere aktarmayı öğrendi.
1972 yılında ağabeyi ile birlikte mahalli sanatçılara demo kayıtları alan Akbey, çıkardıkları şarkıları piyasaya sürdü. Zamanla CD’nin çıkmasıyla teknolojiye direnen kasetçi Akbey, şimdiki zamanlarda nostalji yaşatıyor. Sur ilçesindeki dükkanında meslek tutkusunu sürdüren Akbey, “1965 Mardin doğumluyum. Bu mesleğe babamın tutkusu vardı. Babam 1951 yılında lambalı makaralı teyp almıştı. Dedemin de bir tane pikap çaları vardı. O dönemden beri bir müzik tutkumuz var. Müziği küçüklüğümüzden beri seviyoruz. Ağabeyim de 1972 yılında ses kayıt stüdyosu açmıştı. Orada bizim mahalli sanatçılarımızın demo kayıtlarını alıp İstanbul’a gönderiyorlardı. Eğer uygun görülseydi şarkılar piyasaya sürülüyordu. Birçok ses sanatçısının da kaset kayıtlarını yaptık” dedi.
“40 bin tane albüm var elimde”
Kentte çekirdekten yetişen son kasetçi olduğunu ifade eden Akbey, “1970 yılında Diyarbakır’a geldik. Çocukluğum burada geçti, buralarda büyüdük. 1970 yılından beridir kasetçilik mesleğini yapıyorum. Hemen hemen yarım asırlık, Diyarbakır’da çekirdekten yetişen kasetçi olarak ben kalmışım. Benim amacım bu mesleğin kültürünü yürütmek. Emekli olmama rağmen yine de teknolojiye direnerek işimi sürdürüyorum. Büyüklerimiz bir müze tarzı bir şey yaparsa elimizdeki arşivi sergi edip müze kurmayı düşünüyorum. Müze kurabilsek bu kültürü yarınlarımıza taşıyacağız. 40 bin tane albüm var elimde. Biriktirdiğim albümleri gençlerimizin faydalanması için sergi yapmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Her sanatçının yeni çıkan bir kasetini alıp hobi olarak topladığını söyleyen Akbey, şunları kaydetti:
“Zamanında hobi olarak meraktan topladık bu kasetleri. Her sanatçının çıkan bir kasetini alıp koyuyorduk köşeye. O zamanlar hepsi kaset değildi, plaklar vardı. Müzikleri plaklardan kasetlere yüklüyorduk. 1985 yılından sonra plak üretilmemeye başladı. Ondan sonra piyade kasete döndü. Kasetler 1970’li yıllarda çıkmıştı ama Türkiye’ye geç geldi, tek tük satılıyordu. O dönemlerde kartuş kasetler çıktı. Ama kartuş kasetler de 2 yıl gibi bir sürede durdu. Ondan sonra piyasayı klasik kasetlere bıraktı. Klasik kasetlere rağbet 1970-1980 yılları arasında başladı. 1995 yıllarına kadar klasik kasetler direndi. O da olmadı, CD’ler yer almaya başladı. CD devri de bitmek üzere. Şu anda nostaljik amacıyla tekrardan tek tük geri dönüş yapılıyor kasetlere ve plaklara”.
“2000’li yıllardan sonra bizim meslek ölmeye başladı”
İşini unutulmaya yüz tuttuğundan dolayı kültür sanata çevirdiğini dile getiren Akbey, “Diyarbakır gezilecek bir şehir olduğu için arada bir ses sanatçıları Sur ilçesindeki dükkanımızın önünden geçiyor. Mesela geçenlerde bir ses sanatçısı Diyarbakır’a gelmişti. Gezerken dükkanımda kendi kasetlerini gördü ve şaşırdı. Kasetlerinin halen ayakta tutulmasından dolayı sevinç duydu. Yani demem şu ki; 2000’li yıllardan sonra bizim meslek ölmeye başladı. Ben de artık işimi kültür sanata çevirmeye başladım” ifadelerine yer verdi.