1949 Mardin Yeşilli ilçesi doğumlu Salih Demirdaş, köy hayatından şoförlük kariyerine kadar geçen süreçte toplumsal değişimleri, aile değerlerini ve gençliğin sorunlarını İLKHA’ya aktardı.
Mardin’in Yeşilli ilçesi Dereyanı (Şurê) Mahallesi’nde dünyaya gelen 75 yaşındaki Salih Demirdaş, zorlu bir yaşam mücadelesi vermiş. Çocukluğundan itibaren ailesinin geçimini sağlamak için helal kazanç çerçevesinde çalışmış, askerlik görevini tamamladıktan sonra uzun yıllar şoförlük yapmış.
Demirdaş, geçmişteki yaşam koşullarını ve günümüz gençliğinin sorunlarını derinlemesine ele alarak, günümüz geçlerinin İslamiyete daha çok sarılması için önemli tavsiyelerde bulundu.
Demirdaş, köyde geçen çocukluğunun ağır şartlarını, özellikle tarımsal zorlukları ve maddi sıkıntıları aktararak, o dönemin insanlarının nasıl daha sıkı bir dayanışma içinde yaşadığını vurguluyor.
Günümüzdeki gençlerin saygı, hoşgörü ve merhamet gibi değerlerden uzaklaştığını dile getiren Demirdaş, ekonomik durum iyileşmesine rağmen manevi değerlerin zayıfladığına dikkat çekti.
Ayrıca, bir Müslüman olarak Filistin meselesine duyduğu hassasiyetle, işgal rejimine karşı bu yaşında direniş saflarına geçmeyi çokça arzuladığını dile getirdi.
Helal kazanç ve çalışma ahlakını ön planda tutan Demirdaş, günümüz toplumunun refahı içinde kaybolmuş değerleri yeniden hatırlaması gerektiğini belirterek, kendi yaşam deneyimleriyle, genç nesillere örnek teşkil eden bir figürle toplumsal sorunlara ışık tutuyor.
“Çok şükür helal kazançtan asla taviz vermedim”
Öz geçmişi hakkında bilgi veren Demirdaş, "1949 doğumluyum. 20 ay askerlik görevimi ifa ettim. Çocukluğum hep köyde çalışarak geçti. Köyden dışarı çalışmaya hiç gitmedim. Genellikle bağ bahçe işleriyle uğraşıyorduk. 15 yaşında işe daha fazla koyuldum. Babam da 15 yıl muhtarlık görevini yürüttü. Okul okumadım. Kardeşlerimin hepsi çalışmaya gidince evde kimse kalmadığından ben de ev işlerine bakıyordum. Bütün günümüz çalışarak geçiyordu. Eskiden buğday ekmeği kolayca bulunamadığından mısır ve arpa ekmeğini tüketiyorduk. Bununla birlikte eskiden sürekli yeni elbise bulamıyorduk. Günümüz yaşam tarzı daha refah ve güzeldir. Ancak insanlar eskisi gibi iyi değil. Hayat gittikçe kolaylaşıyor ancak insanlar iyiye gitmiyor. Tarlada çalıştığımız esnada sabahtan akşama kadar yarım arpa ekmeğini su ile tüketip karnımızı doyurmaya çalışıyorduk. Günümüze döndüğümüzde bolluk içinde yaşıyoruz. 30 yıl şoförlük yaptım. Çok şükür helal kazançtan asla taviz vermedim.” şeklinde konuştu.
“Günümüz gençleri, büyük sözü dinleme noktasında bayağı zayıf”
Demirdaş, şimdiki genç neslin eski insanlara göre zayıf noktalarına da değinerek, “Eskiden insanlar verdikleri sözleri tutuyorlardı. Ancak şu anki gençlerde en büyük zafiyetlerden biri verdikleri sözleri tutamıyor olmalarıdır. Günümüz gençleri kırsal bölgelerde yine ahlakları açısından durumları biraz iyi ama şehirlerde ikamet edenler maalesef içler acısı bir durumdalar. Çocuklarıma sürekli eve helal para getirmeleri noktasında tembihliyordum. 4 erkek 5 kız olmak üzere 9 çocuğa helal kazanç dairesinde baktım. Şu an hepsi evlidir. Günümüz gençleri, büyük sözü dinleme noktasında bayağı zayıf. Genellikle kendi bildiklerini yapıyor. Eskiden dinimiz gereği insanlar arasında hoşgörü, saygı, merhamet daha fazlaydı." dedi.
“Bir insan fakirlik gördüğünde elindekilerin kıymetini daha çok anlar”
Kendi aile büyüklerinden gördüğü ahlak ve terbiyeyle kendi çocuklarını yetiştirdiğini aktaran Demirdaş, “Babam, bizleri saygı çerçevesinde büyütmenin yanında helal kazançla geçimimizi sağladı. şu an kadar ne babam bizi ne de ben çocuklarımı kimseye muhtaç ettirmedik. Şu andaki gençler fakirlik görmedi, arpa ekmeği görmedi. Eskiden çay şekeri bile bulamıyorduk. Şekeri bazen Suriye’den temin etmeye çalışıyorduk. Ancak şu an bolluk var. Bir insan fakirlik gördüğünde elindekilerin kıymetini daha çok anlar. Maalesef gençler arasından namaz kılmayan sayısı çok. Ayrıca krediye başvuranların sayısı milyonları geçti. Elhamdülillah şu ana kadar krediye ihtiyaç duymadık, duymayız da inşallah.” şeklinde ifade etti.
"En büyük şehit İslam düşmanına karşı direnirken hayatını kaybeden kişidir"
Malum olduğu üzere işgal rejimi israil Filistin’i katlediyor. Kaç tane Müslüman devleti onların yanında duruyor, onlara yardım ediyor? Bu İslamiyetin neresinde yer alıyor. Şehitlik mertebesi sandığımız kadar kolay değildir. Günümüzde biri düşüp ölse veya başka bir şekilde hayatını kaybetse hemen şehit olduğunu belirtiyorlar. En büyük şehit İslam düşmanına karşı direnirken hayatını kaybeden kişidir. O mertebeye en çok yakışan da Filistin ve Gazze’deki direnişçi Müslümanlardır.” ifadelerini belirtti.
75 yaşında olmasına rağmen Filistin ve Gazze’de direniş saflarına katılmayı arzu eden Demirdaş, “Keşke Türkiye’de bulunan yetkililer bu yaşta beni Filistin’e gönderseler gözümü kırpmadan israille savaşırım. Hiç olmazsa en azından direnişe katılırım. Gönüllü olarak gitmeye hazırım. Ha bugün öldük ha yarın öldük. En azından Allah yolunda ölsek daha iyi.” ifadelerini kaydetti. (İLKHA)