9889,71%-1,35
35,33% 0,50
36,71% 0,11
2957,36% 0,04
4755,48% -0,63
İETT'nin Büyükada'da hizmete aldığı ve Adalıların "azmanbüs" adını verdikleri elektrikli minibüslere karşı İBB önünde eylem gerçekleştirildi.
15 Haziran tarihinden bu yana yaklaşık 6 aydır faaliyette olan elektrikli minibüslerin kaldırılması talebiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan grup, ellerinde taşıdıkları dövizler ve attıkları sloganlar ile uygulamanın son bulması talebinde bulundu.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Ayda Karasulu, yaşam alanlarının rant için peşkeş çekilmesine, İstanbul'un geri kalanı gibi yok olmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
"Adalar ilçesi bir villa kente mi dönüştürülmek isteniyor?"
Son İstanbul'u sadece kendileri için değil tüm İstanbullular için savunmaya geldiklerini vurgulayan Karasulu, "Adalar saldırı altında, kıyılarımız özel işletmelere dağıtılıyor. Ormanımız, Orman Parkı, Tabiat Parkı adı altında özelleştiriliyor, çitlerle çevriliyor. İBB eliyle hazırlanan imar planlarıyla İstanbul'un tek yağmalanmamış alanı imara açılmak isteniyor. Doğal yapısı bozulup asfaltlanan yollarımızdaki yeni tehlike ise azmanbüsler. Bu devasa şehir minibüsleri sadece bizim ve sokak canlarımızın can güvenliğini tehlikeye atmakla kalmıyor Adalar'ın imara açılmasının da zeminini hazırlıyor. Soruyoruz! Adalar'ın her noktasını kolayca ulaşılabilir hale getirerek neyi amaçlamaktasınız? Tüm İstanbulluların nefes alabildiği Adalar'ın, yeni imar planları ve bu planlara hizmet eden yeni ulaşım araçları ile nefesi mi kesilmeye çalışılıyor? Adalar'ı fiilen motorlu araç trafiğine açmanın zaten mevcut olan imar baskısını daha da artıracağının farkında değil misiniz? Orta ve alt gelirli binlerce kişinin yaşam alanı olan Adalar ilçesi bir villa kente mi dönüştürülmek isteniyor? Bizleri yaşam alanımızdan sürmek mi istiyorsunuz?" dedi.
"Tüm İstanbul'u Adalar'a benzetmesi gereken yerel yönetimimiz ne yazık ki Adalar'ı İstanbul'un geri kalanına benzetmek için var gücüyle çalışıyor "
Katılımcılık ve demokrasi vaadiyle gelenlerin doğanın ve kültürel mirasın korunması için söz verenlerin bugün bunları yok etmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Karasulu, "Her gün kedilerimizin, köpeklerimizin, kirpilerimizin, martılarımızın ölülerini sokaklardan topluyoruz. İBB şoförleri ezdikleri canların ardından hız bile kesmeden yollarına devam ediyorlar. Bizi ve birlikte yaşadığımız tüm canları ezip geçen bu araçlara da buna izin veren düzene de eyvallahımız yok. Dünya iklim krizinin tam ortasında. Mega şehirler çok radikal önlemler alıyor. İstanbul'da ise asfalta ve otomotiv endüstrisine milyarlar dökülmeye devam ediliyor. Tüm İstanbul'u Adalar'a benzetmesi gereken yerel yönetimimiz ne yazık ki Adalar'ı İstanbul'un geri kalanına benzetmek için var gücüyle çalışıyor. Adalar motorlu araçlara kapalıdır. Yüzyıllardır devam eden bir yaşam kültürünü korumak amacıyla, koruma kurullarınca tamamı sit alanı ilan edilerek tüm yollarının yaya yolu statüsünde olduğunu karara bağlamıştır. Yani koruma kurullarınca Adalar'ın sit özeliğinin korunması için motorlu araçlar yasaklandıysa İstanbul Büyükşehir Belediyesi buna uymakla yükümlüdür." diye konuştu.
"Karşı karşıya olduğumuz iş bilmezlik, kibir ve biz bilirizcilik, Adalar halkının sabrını son raddeye getirmiştir"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul halkına yalan söylediğini, Adalar'da İBB ve İETT'nin ileri sürdüğü gibi bir toplu ulaşım sorununun olmadığını ifade eden Karasulu, "Toplu ulaşım hizmeti zaten vapurlarla ve motorlarla yapılmaktadır. Toplu ulaşım, Adalar’da iskelede biter. Ezelden beri de böyle olagelmiştir. Adalar yaya yoludur. Motorlu araçlara ancak istisnai durumlarda izin verilebilir. Sonuç olarak, İBB kendi eliyle önce sözde bir 'ulaşım sorunu' yaratmış sonrasında da sözde çözümleriyle Adalar'da bir trafik terörü yaratmıştır. Uzun süredir karşı karşıya olduğumuz iş bilmezlik, kibir ve biz bilirizcilik, Adalar halkının sabrını son raddeye getirmiştir. Tarihi, doğal ve kültürel mirasımızı tahrip eden özel ya da kamuya ait olup olmadığına bakılmaksızın tüm araçların kontrolsüzce çoğalmasına izin verilemez! Kaldı ki koruma alanı olan Adalar'da tüm ulaşım planlama kararları UKOME tarafından alınmakta, İBB'nin Şehir ve Bölge Planlama Dairesi, Kültürel Miras Dairesi, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları ve kararları bypass edilmektedir. Ada halkı ise zaten yok sayılmaktadır. Bu durum ne bilime ne de yasalara uygun değildir. Adalılar, doğaya ve tüm canlılara saygılı, kültürel varlıklarını koruyan, ekosistemi gözeten, geleceğe sahip çıkan yayalaştırılmış planların yapılmasını talep etmektedir ve bu planlar yerel yönetimin ve yerel halkın katılımı olmadan yapılamaz.
İstanbullulara, "çaldığı kornayla huzurunuzu da çalan araçlara yol vermeyin" çağrısı
İstanbul'un istisnasız her ilçesinde ve her mahallesinde toplu taşıma konusunda ciddi sorunlar olmasına rağmen tanesi 8 milyona mal olan elektrikli minibüslerin alınmasına akıl erdiremediklerini belirten Karasulu, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Otobüs güzergahları eksik. Mevcut güzergahlar ise sefer sayılarındaki kısıtlılık sebebiyle işlevsiz. Adalar ilçesinde kullanılmak üzere tanesi 8 Milyon TL’ye mal olan ve iki dakikada bir sefer yapan azmanbüslerin alımı yapılırken nasıl bir ihtiyaç analizi yapıldı bilmek istiyoruz. Bu araçlar niçin gerçekten İstanbul halkına hizmet etmeleri için İstanbul’un diğer ilçelerinde kullanılmıyor, bilmek istiyoruz. 178 gündür azmanbüslere karşı direniyoruz. Azmanbüsler derhal ve derhal Adalar'dan dışarı çıkarılsın. Adalar'ı yok etmek pahasına kısacık mesafelerde dev araçlarla kar odaklı turist taşımacılığına son verilsin. Son olarak, Adalar halkına ve tüm İstanbullulara çağrı yapıyoruz! Bir umut kaçıp sığındığınız ya da kısacık bir tatlı huzur almaya geldiğiniz Adalar'da yürürken, koşarken, bisiklete binerken ya da birbirinizle sohbet ederken üzerinize gelen, yolunuzu işgal eden, çaldığı kornayla huzurunuzu da çalan araçlara yol vermeyin! Çünkü yollar onların değil, yollar sizin! Yollar bizim! Yayaların, bisikletlilerin, engellilerin, çocukların, sokak canlarının. Birlikte güçlüyüz, bu şehrin bizim olduğunu, bizim halk olduğumuzu herkes idrak edip gereklerini yerine getirene kadar bıkıp usanmadan burada olmaya devam edeceğiz." (İLKHA)