10971,52%1,24
42,03% 0,24
48,46% -0,18
5412,27% -0,31
9047,60% 0,46
Bilişim Teknolojileri Uzmanı Mustafa İçli, teknolojinin ve yapay zekânın eğitim sistemi üzerindeki etkilerine ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Pandemiyle birlikte çocukların teknolojiyle iç içe büyüdüğünü belirten İçli "Öğrenciler artık kalem alıp düşünmek yerine soruları yapay zekâya soruyor. Bu durum, çocukların problem çözme becerilerini köreltiyor." ifadelerini kullandı.
Ebeveynlere "çocuklarını tamamen teknolojiye teslim etmeyin" çağrısı yapan İçli, teknolojinin kontrollü ve bilinçli kullanılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
İçli "Teknoloji öğrencilerimiz ve gençlerimiz üzerinde çok büyük bir etkisi var. Eğitim sistemimiz de artık teknolojiye doğru evrildiği için, aslında mecburiyetten dolayı çocuklarımız teknolojiyle iç içe giriyorlar. Biliyorsunuz, pandemi döneminde bütün dersler artık çevrim içi (online) verilmeye başlandı. O dönemin çocukları büyük bir kayıp yaşadılar; bütün derslerini online gördüler, problemlerini online çözdüler. Ne oldu? Yeni bir döneme geçildi bundan sonra. Pandemiden sonra her ne kadar okullar normale dönse de, aslında teknolojiye olan bağımız daha da arttı. Artık öğrenciler, öğretmenlerin verdiği dersleri yapay zekâyla çözmeye çalışıyor. Eline kalem alıp 'Ben bunu nasıl çözerim?' demiyor; yapay zekâya soruyor, yapay zekâ da video şeklinde o konuyu anlatıyor." dedi.
"Teknolojinin hangi yönlerinden faydalanacağız, hangilerinden uzak duracağız"
Açıklamasının devamında İçli, şunları aktardı:
"Bu durum, eğitim sistemi üzerinde ciddi bir risk oluşturuyor. Çünkü çocuklar okulda çözemedikleri soruları önceden ailesiyle birlikte yapabilir, arkadaşlarıyla tartışabilir veya bilen bir tanıdığından, bir hocasından yardım alabilirlerdi. Fakat şu anda tamamıyla yapay zekâya sorarak cevabını alıyorlar. Yani, gün gelecek, bunun ne kadar zararlı olduğunu herkes görecek. Düşünün ki felçli bir hastasınız; sizin için bütün hareketleri yapan mekanizmalar size dışarıdan veriliyor. Onlarla yürüyorsunuz, kalkıyorsunuz ama bir gün enerji gittiğinde hiçbir şey yapamayacak hâle geliyorsunuz. İşte yapay zekâya bu kadar bağımlı olmak da benzer bir durum. Bu nedenle, öncelikle eğitim sisteminde öğrencilerimize teknolojiyi nasıl kullanacaklarını öğretmemiz gerekiyor. Teknolojinin hangi yönlerinden faydalanacağız, hangilerinden uzak duracağız, bizi nereye götürüyor bunları tartışmamız lazım."

"'Teknolojiyi hiç kullanmayalım' demek doğru değil"
Ebeveynlere uyarılarda bulunan İçli "Daha sonra velilerimize bu durumu anlatmalıyız. Velilerimiz, gençlerimizin derslerine nasıl etki ettiğini anlamalı. 'Teknolojiyi hiç kullanmayalım.' demek doğru değil ama kontrollü bir şekilde kullanarak, çocuklarımızın kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamalıyız. Çocuklarımız arkadaş ortamına gitmeli, sosyal aktivitelere katılmalı, kendi sorunlarını kendileri çözebilmeli. Maalesef teknoloji bu kadar geliştiği ve her şey yapay zekâya evrildiği için gençler bu zorluğun farkında değiller. Bu nedenle, eğer okulda bir eksiklik varsa, veliler bunu tamamlamalıdır. Çocuklarını tamamen yapay zekâya teslim etmemeliler. Kendi kontrollerinde, biraz çaba göstererek çocuklarının eğitimine dâhil olmalılar." ifadelerine yer verdi.
"Bazı ebeveynler sadece kendilerini rahatlatmak için teknolojiye sığınıyorlar"
'Çocuğu parka bıraktım, tableti verdim' anlayışı doğru olmadığının altını çizen İçli "Çocuğun yaşadığı sorunlarda yanında olmalı, çözüm sürecine birlikte katılmalıdırlar. Çünkü bazı ebeveynler sadece kendilerini rahatlatmak için teknolojiye sığınıyorlar. 'Ben her imkânı sağladım, dershaneye yazdırdım, tablet aldım, en iyi bilgisayarı verdim.' demek yetmez. Çocuğunuzla, gencinizle birebir ilgilenmelisiniz. Arkadaş ortamında, öğretmenleriyle, okulda gerekli desteği vererek, teknolojiye bağımlı olmadan teknolojiden faydalanmamız gerekiyor. Bu şekilde yaparsak inşallah gençlerimiz, biz olmasak bile, yapay zeka olmasa dahi sorunlarını kendi çözebilen, ayakları üzerinde durabilen bireyler hâline geleceklerdir." şeklinde belirti. (İLKHA)