9380,95%0,45
37,90% 0,30
42,94% 1,61
3957,95% 2,25
6383,07% 2,67
Cuma namazı sonrasında gerçekleşen etkinliğe Bingöl halkı yoğun ilgi gösterdi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, platform adına açıklamayı Yusuf Boğatekin okudu.
Boğatekin açıklamasında, Gazze’de aylardır süren insanlık dışı saldırılara dikkat çekerek, özellikle son günlerde artarak devam eden bombardımanın hastane, ibadethane ve sivil yerleşim yerlerini hedef aldığını vurguladı.
Açıklamayı okuyan Boğatekin, “Gazze’de 18 aydır süren, son günlerde artarak devam eden insanlık dışı saldırılar, sivil yerleşim yerlerinin, hastanelerin, ibadethanelerin ve çadırların bombalanması siyonist rejimin vahşetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gazze'de, işgalci israil tarafından 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye, Hiroşima saldırılarında atılan bombaların 3 katından fazla bomba atıldı. İşgalci siyonistler, insani yardımların girişini de engelleyerek Gazze'nin topyekûn bir zorluğu yaşamasını istiyor. Günlerdir Gazze’ye bir kuru ekmek girmiyor. Un stokları tükendi. Fırınlar kapandı. Yakında açlıktan toplu ölüm haberlerini duyabiliriz.” dedi.
“Kudüs davası, yalnızca Filistin halkının değil, tüm Müslümanların ve mazlumların davasıdır”
Açıklamada, siyonist işgalcilerin yalnızca Gazze’ye değil, tüm İslam coğrafyasına yönelik tehdit oluşturduğuna dikkat çekilirken, Batılı devletlerin ve özellikle ABD'nin israile verdiği desteğin altını çizen Boğatekin, “Siyonist işgalciler, bir yandan Filistin’in kalbinde yer alan Kudüs’ü ve çevresindeki kutsal mekânları gasp ederken, diğer taraftan da Gazze’de katliam ve yıkımla, Müslümanların kanını akıtmaktadır. Ne yazık ki, bu zulümler yalnızca işgalcilerin değil, onlara her türlü desteği sağlayan emperyalist güçlerin de eseridir. Başta ABD olmak üzere birçok batılı ülke, işgalcileri silahlandırmakta, ekonomik ve diplomatik koruma sağlamaktadır. Uluslararası kamuoyu ise bu insanlık suçları karşısında sessiz kalmayı sürdürmektedir. Kudüs davası, yalnızca Filistin halkının değil, tüm Müslümanların ve mazlumların davasıdır. Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için mücadele etmek, her müminin görevidir. Hiç kuşkusuz Kudüs’ün kurtarılması için mücadele eden kahraman Gazze halkının yanında olmak, destek vermek Müslümanlar için, İslam ümmeti için dini bir görev olmakla birlikte bir varlık yokluk savaşıdır da… Çünkü başta Amerika olmak üzere dünyanın egemen güçlerinin desteğini arkalarına alan işgalci siyonist Yahudiler, sadece Filistin’e değil geniş İslam coğrafyasına da gözlerini dikmiştir.” ifadelerini kullandı.
“Gazze yorulmayacak, düşmeyecek, teslim olmayacaktır”
Direnişin kırılmadığını ve direniş ruhunun sürdüğünü ifade eden Boğatekin, “israil, Gazze'nin direncini tüketmek üzerine bahis oynuyor ve küresel protestoların zaman içinde yavaş yavaş azalacağını umuyor. Ancak Gazze yorulmayacak, düşmeyecek ve asla teslim olmayacaktır. Enkazın altından bayrak taşıyan bir çocuk çıkıyor. Yıkıntıların arasından bir meydan okuma çığlığı yükseliyor. Bombaların yağdığı Refah'ta insanlar geri çekilmiyor. Evlerin yerle bir edildiği Cibaliye'de direniş ruhu kırılmadan devam ediyor. Gazze’nin kahraman evlatları Aksa Tufanı ile birlikte siyonistlere karşı büyük bir cephe açmış ve israilin yenilmezlik algısını yerle yeksan etmişlerdir. Kahraman mücahitler en iyilerini feda etmekten, kadın, erkek, çocuk on binlerce şehit vermekten çekinmeden cihatlarını sürdürmekte, Kudüs kurtarılıncaya kadar durmayacaklarına dair yüce Allah’a söz vermektedirler. Bizler bu mukaddes cihada, ümmetin kurtuluş savaşına, Filistin’in, Gazze’nin özgürlük mücadelesine her şekilde, her platformda, her ortamda destek olacağımıza söz veriyor ve bu çabadan geri durmayacağımızı ilan ediyoruz. Buradan, bu meydanda tüm İslam alemine çağrıda bulunuyoruz; zaman uyanma, kendine gelme zamanıdır! Bir an bile gaflette kalma lüksümüz kalmamıştır. Kudüs’ün kurtuluşu için kıyam etmiş, feryatlarıyla ümmeti yardıma çağıran kahraman kardeşlerimizin imdadına koşma, 'bir yardımcı yok mu?' diyen mazlum, mustazaf kadın ve erkekler, çocuklar için ayağa kalkma zamanıdır.” İfadelerine yer verdi.
“Saldırganlık sadece Gazze, Filistin, Lübnan, Suriye gibi “mücâvir” beldelerle sınırlı kalmayacak”
Açıklamada, ümmete çağrıda bulunularak, bu mücadelenin yalnızca Filistin halkının değil tüm İslam ümmetinin varlık-yokluk savaşı olduğunu belirten Boğatekin, “Ey Müslümanlar! Ey onur ve izzetlerini yitirmemiş, vicdan sahibi insanlar! Yöneticisiyle, yönetileniyle tüm İslam ümmeti bu varlık savaşında tereddütsüz yerini almalıdır. On binlerce şehit verme pahasına, şehirlerinin yerle bir olması pahasına, evsiz barksız, aç ve çıplak kalma pahasına Aksa Tufanı destanıyla siyonist cephe karşısında tarihin en büyük direnişini başlatmış bulunan kardeşlerimiz bizleri bekliyor, İslam ümmetini bekliyor… Bu iman-küfür savaşına, hak-batıl savaşına, malımızla, canımızla ve dilimizle katkıda bulunup Filistin’in kurtuluşu yolunda zafer dolu günlere yürüyelim! Bu soykırımın durması ve siyonizmin amaçlarına ulaşmasını engellemek için halkı Müslüman olan ülkelerin liderlerinden Müslümanca tavır takınmalarını bekliyoruz. İslâm dünyasındaki devletler, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar her ne pahasına olursa olsun, israilin saldırganlığını dizginlemek zorundadır. Söz konusu saldırganlık sadece Gazze, Filistin, Lübnan, Suriye gibi “mücâvir” beldelerle sınırlı kalmayacak, coğrafyamızın tamamına yayılacaktır. siyonist işgalin çıkardığı yangın söndürülmediği takdirde, alevler en uzak köşelere kadar erişecektir. Hiçbir hükümet, hiçbir devlet ve hiçbir ülke kendisini güvende hissetmemelidir. Bugün israille kol kola yürüyenler de dâhil olmak üzere, günün birinde herkes bir şekilde siyonist saldırganlıktan payını alacaktır.” şeklinde konuştu.
“Diplomatik ve ticari ilişkiler kesilsin”
Boğatekin ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı’na da bir dizi çağrıda bulundu. israil ile tüm diplomatik ve ticari ilişkilerin kesilmesini, askeri anlaşmaların iptal edilmesini, hava sahası ve limanların israili kapatılmasını talep etti.
Boğatekin’in sıraladığı başlıca talepler şunlar oldu:
“Bunun için ülkemizde iktidar sahiplerinden, Sayın Cumhurbaşkanından beklentilerimiz var. Bunlar; israil ile tüm diplomatik ilişkilerin kesilmesini, ticari ve askeri bütün anlaşmaların iptal edilmesini, hava sahalarımızın ve limanlarımızın siyonist çeteye derhal kapatılmasını istiyoruz. siyonist çete ile tüm ticaretin kesilmesini, ekonomik ambargo uygulanmasını, boykotu vatandaşlar uyguluyor iken, devletin de bir bütün olarak bunu uygulaması ve siyonist çetenin ürünlerinin ülkemize sokulmasının engellenmesini istiyoruz. israile sevkiyat yapan firmalara yaptırım uygulanması, siyonizmi ve katliamları öven yaklaşımların, paylaşımların nefret suçu kapsamına alınması, israile gidip savaşan çifte vatandaşlığa sahip siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılması, ülkemizde Amerika ve siyonist çeteye hizmet eden Adana İncirlik ve Malatya Kürecik üstlerinin kapatılması, israilin enerji ihtiyacının büyük kısmını karşılayan, BOTAŞ tarafından işletilen Bakü-Ceyhan boru hattının soykırım nedeni ile kapatılması başlıca beklentilerimizdir.”
Program okunan dua ile sona erdi. (İLKHA)