9529,36%1,72
34,54% 0,18
36,03% -0,52
2984,34% 0,77
5006,70% 1,01
Birçok ülke yaptı sıra Türkiye'de Tavan fiyat uygulaması vurgunu bozacak
Döviz, kur korumalı mevduat ile frenlenirken bugün de enflasyona karşı ‘sabit fiyat’ modeli tartışılıyor .Hükümet, vatandaşın alım gücünü zorlayan bazı temel tüketim maddelerinin fiyatlarını yıl sonuna kadar sabitleyecek bir sistem üzerinde çalışıyor. Buna göre, enflasyon sepetinde yer alan yağ, un, şeker, bebek bezi gibi 20-25 kalem ürün yıl sonuna kadar aynı fiyata satılacak. Bu ürünlerde gerekirse sübvansiyon yapılarak üretici de tüketici de korunacak.
Temel ürünlerde sabit fiyat çözümü, enflasyonla mücadele eden birçok ülkede kullanıldı. Macaristan, 1 Şubat’tan geçerli olmak üzere 4 ay boyunca fiyat sabitlemesi uygulamasını hayata geçirdi. Uygulamanın devreye girmesi ile temel gıda ürünlerinin fiyatları 15 Ekim 2021 öncesine döndü.
ABD AŞI FİYATINI SABİTLEDİ
Ülkede, un, şeker, ayçiçek yağı, et, tavuk eti ve süt olmak üzere toplam 6 ürün, devlet tarafından 4 ay sübvanse ,edilecek. Kovid-19 salgını döneminde Malezya aşılarda doz başına uygulanan fiyatı 150 Malezya ringgitini geçmeyecek şekilde sabitledi. Aynı durumu yaşayan ABD ise Biontech ve Moderna aşıları arasında fiyat farkı olmaması için çalışmalar yaptı ve iki aşının fiyatını sabitledi.
ÇİN CEZA YAĞDIRDI
Çin, 2011 yılından itibaren bir kaç kez temel ihtiyaç ürünlerinde fiyat sabitlemesine gitti. 2013 yılında bebek bakım ürünleri ve bebek mamaları için fiyat sabitleme politikasını uygulayan Çin, şirketlerin üretim maliyetlerini yüksek göstererek piyasayı bozmasını affetmedi. Çin hükümeti, uyguladığı sıkı takip sonucu ürünlerin maliyetini yüksek gösteren firmalara 110 milyon dolar ceza kesti.
İNGİLTERE’DE GÜNLERCE TARTIŞILDI
İngiltere, bu konuyu tartışsa da fiyat sabitlemesine gitmedi. Ancak bir dönem TIR şoförü bulamayan ve tedarik sorunları yaşayan ülkede basın, hükümetin gıda ve akaryakıt fiyatlarını kontrol altına almak için fiyat sabitlemesini gündeme getirmesi gerektiğini dile getirmişti.
TAVAN FİYAT VURGUNU BOZAR
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan TZOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Ömer Demir, fiyat artışlarından ‘vurguncuları’ sorumlu tuttu. Demir, son 1 yılda gübre fiyatlarının yüzde 310, mazotun litresinin yüzde 248, yem fiyatlarının yüzde 129, zirai ilaçların yüzde 566 arttığını ifade ederek tüm zorluklara rağmen çiftçinin üretimden vazgeçmediğini söyledi.
TOPU AKARYAKIT FİYATINA ATIYORLAR
Yüksek maliyetlere rağmen çiftçinin elmayı 2 liraya sattığını, ancak bu ürünün tezgahlarda 12.45 liradan alıcı bulduğunu, tarlada kilosu 1.70 lira olan limonun 8,50 liraya tüketiciye ulaştığını, tanesi 2.90 lira olan marulun da 13 liradan satıldığını belirten Demir, “Tarladan tezgaha gelirken yüzde 522’lik artışlar söz konusu. ‘Artışlar akaryakıttan kaynaklı’ diyerek bu fahiş fiyatlar savunulamaz. Çünkü mazotun litresi 1 yılda yüzde 248 arttı. Ancak sebze fiyatlarındaki 1 aylık artış yüzde 500’lere yakın. Bu nasıl izah edilebilir” diye sordu.
KESİNLİKLE NETİCE ALINIR
Ömer Demir, hükümetin gündeme getirdiği 20-25 temel tüketim maddesinin fiyatının yıl sonuna kadar sabitlenmesi önerisine destek verdi. Demir, “Gündeme gelen öneri tüketici açısından son derece önemli. Halk özellikle temel tüketim maddelerinin tüketiminde bir nefes alacak. Ben bu öneriden netice alınacağını ve bir an önce hayata geçirilmesini istiyorum” dedi.
Sabit fiyatın aynı zamanda bir tavan fiyat uygulaması olacağına dikkat çeken Demir, “İstenirse tezgahta tavan fiyatın altında satılabilir. Bunun önünde bir engel yok” açıklaması yaptı.
HALKI İSYAN ETTİRMEK İSTİYORLAR
Benzer fiyat oyununun ekmek fiyatlarında da yaşandığına dikkat çeken Demir şunları söyledi:
“Ekmeğin fiyatını artırmak isteyenler bunu maya üzerinden gerçekleştirdi. 35 gün içinde ekmek mayasının fiyatı yüzde 800 arttı. İşte bu ekmek artırma formülüdür.”
Geçen yıl 80 kuruş olan soğanın 13 liraya kadar çıktığını, daha sonra Ticaret Bakanlığı’nın denetimleri sonucu 4 liraya gerilediğini hatırlatan Demir, “Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışta bir gariplik yok mu? Burada bir vurgun yok mu? Burada bir kazanç yok, resmen vurgunculuk var. Halkı canından bezdirmek, isyan ettirmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
'GIDA SAVAŞI ÇIKACAK'
Ömer Demir, 5 yıl sonra dünyada gıda savaşının çıkacağını iddia etti. Türkiye’nin bu savaşta en az hasarla çıkması için çalıştıklarını ifade eden Demir, “Türkiye, bu gıda savaşını fırsata çevrilebilir. Türkiye’de yıllık 17.5 milyon ton arpa ve buğday üretimi var. Bizim topraklarımız bereketli. Bu miktarı çok rahat 40-50 milyon tona kadar çıkarabiliriz. Marmara’da ekilmeyen binlerce dönüm arazi var” dedi.
Neler yapılmalı?
Ömer Demir fahiş fiyat artışının önüne geçilmesi için şu önerileri sıraladı:
1-Bir an önce Hal Yasası çıkartılmalı. Böylece fahiş artışlar duracak ve fırsatçılık engellenecek.
2-Ticaret Bakanlığı fiyat denetimlerini artırmalı. Gerekirse aşırı fiyat artıranlar kapatılmalı.
3-Bürokratik engeller kaldırılarak atıl durumdaki tarım arazileri çiftçiye kiralanmalı.
4-Bakkal ve manav sayısının artırılması için çaba gösterilmeli.
5- Tarımda üretimin planlı bir şekilde yapılması için çalışmalar başlatılmalı.
6- Genç nesilleri tarım sektörüne yönlendirecek projeler geliştirilmeli.