9184,82%2,67
34,38% 0,47
36,84% -0,60
2969,82% -0,20
4932,75% 0,96
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz
Erdoğan, son yıllarda yaşanan göç hareketliliği konusunda önemli mesajlar verdi. Bazı ülkelerin sorumluluk üstelenmediğini belirten Erdoğan, 'yüzleşme' çağrısında bulundu.
TBMM'nin ev sahipliğinde Parlamentolar Arası Birlik (PAB) ile İstanbul'da Küresel Parlamenter Göç Konferansı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konferansa video mesaj gönderdi.
Göç konusuna dikkati çektiErdoğan, 'Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen, hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz.' ifadesini kullandı.
Göç ve mülteciler meselesinde asıl yükü sesi çok çıkan gelişmiş toplumların değil, kriz bölgelerine komşu Türkiye gibi ülkelerin çekmekte olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
'Birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar...''Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7, mülteci barındırırken, orta ve düşük gelirli ülkeler ise 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor.
'En fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz'Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Küresel Parlamenter Konferansı'na video mesaj gönderdi
'Hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz'
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz. Uluslararası toplum, göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez.
Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların, ortaya koyacağınız fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni ediyorum.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının diğer bölümünde şu şekilde devam etti:
'Mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz''Son 2.5 yılımıza damga vuran koronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara vardığını görüyoruz. Ekonomik sıkıntıların başta Batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz.
Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurt ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı.
'İçimizi acıtan manzaralarla karşılaşıyoruz'Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. İnsan hareketliliğinde içimizi acıtan manzaralarla karşılaşıyoruz.
Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti.
Yunan güvenlik güçlerinin tutumuna tepkiAvrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı, akıbetlerinin ne olduğu bilinmiyor. Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz.
Esasen göç ve mülteciler meselesinde yükü; sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur.
'Güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındılar'Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı.
Birinci Körfez Savaşı'nda, Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi, Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik.'