10729,49%-0,92
41,19% 0,20
48,31% 0,61
4758,20% 1,43
7652,82% 1,73
Diyarbakır'da bir araya gelen İslami sivil toplum kuruluşları, düzenlediği basın açıklamasında Gazze'de uygulanan soykırımda gelinen nokta, işgal rejiminin Gazze halkı üzerinde uyguladığı ablukayı kırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu, yaşanan katliamlar karşısında sessizliğini devam ettiren ülke yöneticilerin durumu ve Müslüman halkların idarecilerden beklentileri gündeme alındı.
Merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü kavşağında düzenlenen basın açıklaması öncesinde Diyarbakır İslami STK adına kısa bir konuşma yapan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı ve Peygamber Sevdalıları Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Çelik, konuşmalarda her ne kadar İslam ülkelerinin varlığına vurgu yapılsa da onlardan hiçbir zaman Müslümanlara fayda sağlanmayacağının altını çizerek Müslümanlara yardım edebilmek için şeref ve izzetin olması gerektiğini, söz konusu ülkelerinde izzetini kaybettiğine vurgu yaptı.
Ömer Çelik
"Bu dünya yiğitler ile korkakların mücadelesidir, savaşıdır"
"Sözün bittiği yerdeyiz. Çünkü konuşmalarımız yahudiyi caydırmıyor." ifadeleriyle konuşmasına başlayan Çelik, "Bizler istenen fiiliyattır fakat unutulmamalıdır ki dünya imtihan sahasıdır. Hak ehli ile batıl ehlinin düşmanlığı hazreti Adem'den bugüne, bugünden de kıyamete kadar devam edecektir. Öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki yiğitlerin Allah yolunda seve seve feda-i can edenlerle dünyada bin yıldan fazla yaşamak isteyen aşağılık bir gruhla savaş halindeyiz." dedi.
Çelik, "Cenab-ı Allah, bazen dinini ve Müslümanları ehli vicdanla destekler, onlara yardımcı olarak gönderir. Bunun İslam tarihindeki en bariz örneği 3-4 müşrik insanın Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam ve sahabelerine uygulanan boykot kararını Kabe'den indirmeleri ve boykota son verdirmeleri oldu. Bugün de bakıyoruz ki bizim yapmamız gereken görevi Avrupa'da Allah'a inanmayan ya da Hristiyan olan ehli vicdan insanlar Gazzeli Müslümanlara yardım edebilmek için canlarından dahi geçiyor, kendi devletleriyle savaşmayı göze alıyorlar. Bu sıradan bir şey değil. Bu dünya yiğitler ile korkakların mücadelesidir, savaşıdır. Ahirete inanan insan hak davasında safını alır, yok olma pahasına da olsa kardeşine yardım eder." ifadelerini kullandı.
"Dinimizde mağlubiyet yoktur. Ya zaferdir ya şehadet, üçüncüsü yok"
Bugün Hristiyan ve ehli vicdan olup Müslüman olmayanların kendini Müslüman olarak lanse eden insanlardan daha fazla bu davaya sahip çıktığını ve duyulması için mücadele ettiğini söyleyen Çelik, nifak yüklü insanları uşaklığa ve köleliğe iten şeyin ise makam ve dünyaları olduğunu dile getirdi.
Konuşmalarda kullanılan "57 İslam ülkesi" ifadesine de atıfta bulunan Çelik, "Konuşmalarda 57 İslam ülkesi deniliyor. Hayır! 57 İslam ülkesi yok, bunu kabul etmek lazım. 2 milyar Müslüman var diyoruz. Hayır! 2 milyar Müslüman yok. Bir insanın kimliğinde İslam yazıyor veya anne babası Müslümandır diye Müslüman olmaz. Maalesef 2 Milyar Müslüman değiliz. Eğer 57 İslam ülkesi, 2 milyar Müslümansak ve 8 milyonluk siyonist bunu bize yapıyorsa veyl olsun bizlere… Maalesef elinde güç ve silah olanlar Amerika ve israilin uşağı haline gelmişler. Basında yer alan haberlerde Mısır'ın israil tarafında 40 bin asker konuşlandırdığı söyleniyor. Bu asker israile karşı değil, sonradan netanyahunun açıklamasıyla Gazze'den Mısır tarafına geçmek isteyen Müslümanlar içindir." şeklinde konuştu.
Müslümanlar için yenilgi diye bir tanımın olmadığını kaydeden Çelik, "Biz bir avuçta olsak mensubu olduğumuz dinde mağlubiyet yoktur. Ya zaferdir ya şehadettir, üçüncüsü yok. Eninde sonunda zafer iman edenlerin olacaktır. Tarih boyunca hep sayıları az olanlar başarıya ulaşmıştır. Bizler bu işin Müslümanların lehine neticeleneceğini biliyoruz, bundan şüphe yok. Allah izzetli olanları yardımcı olarak gönderir. Tarihin hiçbir evresinde satılmış münafıklar Müslümanlara yardım etmemiş, bugün de etmeyeceklerdir. Bu dine yardım edebilmek için şeref, izzet, yiğitlik ve cesaret lazım."
"Bu dava hiçbir zaman şahıslar üzerine bina edilmedi"
"Şerefini ve izzetini kaybetmiş insanlar ancak şerefsiz ve izzetsiz siyonistlerin yardımcısı ve uşağı olurlar." diyen Çelik, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Tarih boyunca bu böyle olmuştur. Biz öyle bir dinin müntesipleriyiz ki bu dinin galibiyeti ve bu davanın devamı asla bir şahıs üzerine bina edilmemiştir. Hatırlayın; siyerden, Peygamberimiz Refik-i A'lâ’ya irtihal ettiği zaman, başta Hazreti Ömer olmak üzere bir kısım sahabe buna inanamadılar. 'Her şey bitti.' dediler. Ama Hazreti Ebubekir çıkıp, 'Her kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki Muhammed aleyhissalâtu vesselâm ölmüştür. Her kim ki Allah’a tapıyorsa bilsin ki Allah ezelî ve ebedîdir.' dedi. Bu davanın seyr-ü seferi asla şahıslar üzerine bina edilmemiştir. Allah kendisini muhafaza etsin, Ebu Ubeyde bir konuşmasında diyor ki:'Eğer bu dava şahıslar üzerine bina edilmiş olsaydı, şehid Şeyh İzzettin el-Kassam şehid olduktan sonra bu dava bitecekti.' Bu dava şahıslar üzerine bina edilmemiştir. Birisi şehid olur, arkasından binlercesi doğar."
Çelik'in konuşmasının ardından basın açıklamasını Program Diyarbakır İslami STK İHH Yönetim Kurulu Üyesi Recep Doğru okudu.
Recep Doğru
"Direniş filosu, kardeşlerimizin feryadına, acılarına ortak olup, özgürlük meşalesini yakmıştır"
Açıklamasına "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahibi) gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?" ayeti kerime mealiyle başlayan Doğru, "siyonist işgal rejimi 77 yıldır işgal etmiş olduğu Filistin topraklarında işgali gün be gün genişletmektedir. Yaklaşık 2 yıldır İslam aleminin sessizliği siyonistlere cesaret vermiş, Gazze’de işgal, talan ve insani kriz derinleşmiştir." dedi.
Hafta sonu itibariyle Tunus'tan Gazze'ye doğru yola çıkan Sumud Filosu'na da değinen Doğru, "İnsanlık onurunu yüklenen 'Küresel Sumud Filosu' Gazze için yola çıkmıştır. Bu filo vicdanın, hakkın, cesaretin ve mazlumların safında yer almanın şerefine nail olmuştur. Direniş filosu zalimlerin karşısında dik durma, despotların zulmüne son verme, direnişin safında yer alma hareketidir. Gazze'deki mazlumların öfkesini, iradesini, azmini, direnişini ve cesaretini yüklenen 'Küresel Sumud Filosu' Gazze'nin sesine ses, nefesine nefes olmaktadır. Direniş filosu, kardeşlerimizin feryadına, acılarına ortak olup, özgürlük meşalesini yakmıştır." ifadelerini kullandı.
"Sözde yardım noktaları birer katliam noktalarına dönüştü"
Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana en az 35 bini çocuk, 25 bini kadın olmak üzere 70 bine yakın Müslümanın şehid olduğunu hatırlatan Doğru, "40 bini çocuk olmak üzere 90 binden fazla kardeşimiz uzuvlarını kaybedip sakat kalmıştır. Şehid olanların yüzde 70'den fazlası çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşmaktadır. Enkazlar altında kalan 20 bine yakın kardeşimize henüz ulaşılamamıştır. Binlerce yardım gönüllüsü, sivil savunma ekipleri ve sağlık çalışanı katledilmiştir. Bu süreçte, 247 gazeteci şehid olmuştur. Gazze’de okul okuması gereken çocuklar toprağın kara bağrına bırakılmıştır. Gazze’de 518 okul, üniversite ve eğitim kurumu tahrip edilmiş, 995 cami yıkılmış, yerle bir edilmiştir." diye belirtti.
Bunca vahşet, dehşet ve vandallıktan sonra işgal rejiminin dünyaya şirin gözükmek için kurmuş olduğu sözde yardım noktalarının birer katliam noktalarına dönüştüğünün altını çizen Doğru, şunları söyledi:
"Gazze’de işgal rejimi tarafından oluşturulan kıtlık, soykırım silahı olarak kullanılmaktadır. Her gün açlık nedeni ile şehid olan kardeşlerimizin, evlatlarımızın ve masum bebeklerin haberleriyle sarsılmaktayız. Gazze’de 135’i çocuk, 382 kardeşimiz aç bırakıldıklarından şehid olmuştur. Siyonistlerin bir silah olarak kullandıkları açlık, Gazze'deki çocukların canını dünyanın gözü önünde alıyor ve dünya sadece seyirci kalıyor. Gazze’de bebek maması ve besin takviyeleri tamamen tükendi. İşgal rejiminin 'soykırım ve aç bırakma' vahşetinden dolayı 100 binden fazla bebek ve çocuk toplu ölüm tehlikesi yaşamaktadır."
"Zaman cesur, kararlı, ciddi ve somut adımları atma zamanıdır"
"Filistin’de, Gazze’de ve bölgemizde bunlar olurken… Hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının zarar görmesinden korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıyayız. En kahredici olanı ise devletlerin birer sivil toplum kuruluşu gibi davranmasıdır." ifadeleriyle devletlerin zelil durumuna dikkat çeken Doğru, "Nutuk atmak açlıktan can çekişen bebek ve çocukları doyurmuyor. Kınama mesajları zulmü ve soykırımı durdurmuyor. Bürokratik ve diplomatik yollar zalimi zulmünden vaz geçirmiyor. Uluslararası toplumun ve devletlerin aldıkları kararların bir karşılığı olmuyor. Zaman Gazze’nin yanında olma zamanıdır. Zaman cesur, kararlı, ciddi ve somut adımları atma zamanıdır. Zaman, 'kılıç kınından çıkarsa ne kaleme nede kelama yer kalmaz' sözünün gereğini yerine getirme zamanıdır.
Doğru, "siyonist işgali durduracak somut adımlar atılmalıdır. İşgal rejiminin soykırımını durdurmak için bölgesel müdahale gücü oluşturulmalıdır. Türkiye ve bölge ülkeleri güç birliği yaparak "Kudüs İttifakı" kurulmalıdır. Ey İslam ülkelerinin liderleri ve uluslararası toplumun önde gelenleri, insanlık adına sorumluluklarınızı yerine getiriniz. Gazze için artık harekete geçiniz." ifadelerine yer verdi.
"siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası kanunu ivedilikle yasalaşmalıdır"
"Zulüm ve baskı tamâmen ortadan kalkıncaya ve hâkimiyet sadece Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer haksızlıklara son verirlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur." Ayeti kerimesiyle açıklamasına devam eden Doğru, Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden talep ve beklentileri şöyle sıraladı:
"- Küresel Sumud Filosu, 44 ülkenin garantörlüğünde, Türkiye başta olmak üzere diğer ülkelerin askeri koruması altında Gazze’ye insani yardımları ulaştırmalıdır.
- Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmalıdır.
-Gazze’de sınır kapıları hiçbir ön koşul olmaksızın derhal açılmalıdır.
-Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt, su, bebek maması ve insani yardım derhal ulaştırılmalıdır.
-İşgal rejiminin işlediği suçlara son vermek için Gazze’ye yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır.
-Günümüzün Kuvâ-yi Milliyesi olan HAMAS, siyasi, bürokratik ve askeri olarak desteklenmelidir.
-HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilecek adımlar atılmalıdır.
-İşgal rejimine karşı direnişe, silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.
-Gazze’de işgal rejiminin işlediği soykırımı durduracak somut adımlar atılmalıdır.
-İşgal rejimine karşı ekonomik ve askeri ambargo uygulanmalı.
-İnsani yardımların ulaştırılması ve ateşkesin sağlanmasına yönelik askeri seçenekler masaya yatırılarak, barış gücü harekâtı başlatılmalıdır.
-Üçüncü ülkeler üzerinden siyonist işgal rejimine petrol sevkiyatı başta olmak üzere ticaretin her türlüsünden vazgeçilmelidir.
-Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze’de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası kanunu ivedilikle yasalaşmalıdır."
"Boykotun en büyük silah olduğunu unutmayalım"
Son olarak Müslüman halklara boykot çağrısında bulunan Doğru, "Kardeşlerim; siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Boykotun en büyük silah olduğunu unutmayalım. Bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinci ile hareket edelim. siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz. Hepimiz adına yola çıkan, rotası Gazze yükü Direniş olan Küresel Sumud filosuna selam olsun. Yeryüzünde bulunan Tevhidin adaletin ve merhametin temsilcilerine, Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun." dedi. (İLKHA)