TÜBİTAK'ın Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile 2019'da Fransa'dan Türkiye'ye temiz yanma ve hidrojen teknolojileri üzerine yürütülen araştırmalara destek olmak üzere dönen bilim adamı İskender Gökalp, AA muhabirine, dünya genelinde giderek artan doğal gaz maliyetlerine ve Türkiye'de doğal gaza ikame olarak kullanılabilecek kaynak ve teknolojilere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dünya genelinde asırlardır karbon içeren fosil enerji kaynaklarının kullanıldığını ve bunların, yandığında ortama karbondioksit saldığını anlatan Gökalp, bunun da küresel ısınmaya etkisinin bilindiğini söyledi.
Fosil yakıtların kullanımına devam edilmesi halinde karbondioksit sorununa çözüm bulunması gerektiğine işaret eden Gökalp, 'Türkiye sıfır karbona ulaşmak için sınırı 2053 olarak koydu. Bugünkü yaklaşımlardan en önemlisi, bu karbondioksiti tutmak.' dedi.
Türkiye'nin kapsamlı şekilde sahip olduğu tek yerli fosil kaynağının linyitleri olduğuna işaret eden Gökalp ancak Türkiye linyitlerinin yüksek küllü, yüksek nemli ve düşük ısıl değerli olduğunu belirtti.
Fosil katı yakıtları gazlaştırma teknolojilerinin ilk adımlarının 1800'lü yılların başında, aydınlatma amacıyla kullanılan şehir gazı üretiminde görüldüğünü dile getiren Gökalp, kömürün oksijensiz veya az oksijenli ortamda ısıtılması ile sentetik gaz üretilmesi uygulamasının kömürün temiz kullanılmasının başlangıcı olarak görülebileceğini söyledi.
TÜRKİYE-HİNDİSTAN ORTAKLIĞINDA 5 YIL ÖNCE PİLOT SİSTEMLER KURULDU
Türkiye'nin linyitlerine mevcut gazlaştırma teknolojilerinin doğrudan uygulanamadığını belirten Gökalp, yenilikçi gazlaştırma teknolojilerini geliştirmek için AB Çerçeve Programı dahilinde yürüttüğü ve 2017'de tamamlanan Kül Oranı Yüksek Linyitlerin Elektrik Üretimi İçin Optimizasyonu (OPTİMASH) isimli projeye ilişkin şu bilgileri verdi:
'AB'nin bu projeye 5 milyon avro yatırması, bu teknoloji raf üstü olarak bulunmadığı içindir. Bu projede, Hindistan THERMAX enerji firması ile beraber çalıştık zira Hindistan linyitleri Türkiye linyitleri ile büyük benzerlikler göstermektedir. AR-GE çalışmaları, pilot tesis tasarımı, imalatı ve test edilmesi safhalarını içeren bu proje kapsamında Türkiye ve Hindistan linyitlerinin en verimli ve temiz şekilde gazlaştırılmasını sağlayan akışkan yatak teknolojisini geliştirdik, optimize ettik ve başarıyla test ettik. Projede THERMAX'in Pune şehrindeki tesislerinde, 1 megavat termik gücünde, 10 bar basınç altında çalışan demonstrasyon tesisini kurduk. Bu konuda TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve Türkiye Kömür İşletmeleri ile iş birliği içinde yürüttüğümüz projelerimiz de var.'
Türkiye linyitlerinin kurulan tesislerde test edildiğini ve bu kömürlerin de bu sistemle verimli bir şekilde gazlaştırılabileceğini gösterdiklerini aktaran Gökalp, şunları kaydetti:
'5 yıl önce ispatladığımız bilimsel ve teknolojik veriler günümüzde daha da önem kazandı. Dünya genelinde yaşanan küresel ısınma sorunu ile ülkeler karbondioksit salınımı sorununa çözüm arıyor. Geliştirdiğimiz gazlaştırma teknolojisi ile önce 50 megavat elektrik gücünde ticari boyutta bir demonstrasyon sistemi arkasından da yüzlerce megavatlık sistemler kurulabilir. Türkiye'nin her yerindeki linyitlere uygulanabilir bir sistemden söz ediyoruz. Türkiye'de şu anda 15 milyar hatta belki 20 milyar ton kullanılabilir linyitten bahsediliyor. Ya bunları unutacağız ya da bir şekilde değerlendireceğiz. Gazlaştırarak kullanabilirsek ve karbondioksiti tutabilirsek, ki nasıl yapılacağı biliniyor, Türkiye için tam anlamıyla bir doğal gaz ithal ikamesi stratejisi hayata geçirilmiş olacak. Dolayısıyla akışkan yataklı gazlaştırma sistemlerini Türkiye'de kurmanın zamanı geldi diye düşünüyoruz. Bunların pilot uygulaması ve demonstrasyon sistemleri yapıldı. Sanayi kuruluşlarına, bu teknolojinin nasıl hayata geçirilebileceği konusunda destek olmak için hazırız. OPTİMASH projesi sayesinde Türkiye linyitlerinin verimli ve temiz bir şekilde gazlaştırılabileceğini ispat ettik. Kurulan demonstrasyon tesisi sayesinde önemli veriler elde edildi ve ticari boyutlardaki sistemler ölçeklendirildi.'
Gökalp, karbon içeren katı yakıtların gazlaştırılması ile sentetik gaz ve hidrojen üretiminin yanı sıra ömrünü tamamlamış lastikler gibi atıkları ve çeşitli tarım ve orman atıklarını da bertaraf etmenin ve hidrojen elde etmenin mümkün olduğunu söyledi.
Afşin Elbistan havzasında ve diğer havzalarda 30-35 sene yetecek linyit olduğuna işaret eden Gökalp, 'Türkiye'nin sıfır karbona geçmek için 2053'e kadar yani 30 senesi var. Bu sürede, linyitlerimizden sentetik gaz ve hidrojen üreterek ve karbondioksiti tutarak ve de değerlendirerek ilerleyebilirsek bu sürece iyi hazırlanmış olacağız. Bu sürede rüzgar ve güneş enerjilerinin depolanması teknolojileri ilerleyecek. Önümüzdeki 30 sene tam anlamıyla temiz enerjiye geçiş dönemi ve onun için linyitlerimizin şimdi değerlendirilmesi gerekiyor. Her sene doğal gaz için ödenen milyarlarca dolar, bu yeni teknolojilere yatırım amacına yönlendirilirse Türkiye'nin enerji alanlarında AR-GE ve teknoloji geliştirme potansiyelini artırmış ve hayıflandığımız beyin göçüne bir ölçüde çözüm getirmiş oluruz. Sanayi-kamu iş birliği dahilinde yürütülmesi gereken bu strateji tam anlamıyla bir doğal gaz ithal ikamesi politikası olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.