10941,79%3,14
41,93% -0,15
48,75% -0,23
5539,53% -0,59
9439,52% -0,12
Peygamber Sevdalıları Vakfı, bu yıl 7'ncisini düzenlediği "Namaz Çalıştayı"nı Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi Şahveli Salonu'nda gerçekleştirdi.
Yoğun katılımın gerçekleştiği etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, açılış ve selamlama konuşmaları ile devam etti.
Ardından ilk oturuma geçildi. Moderatörlüğünü Ökkeş Korkmaz'ın yaptığı oturumda Dr. Hasan Bulut, sunumunu yaptı.
Namazın, Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetinde zikredildiğini belirten Bulut, "Bu ayetler ya müminlerin, muttakilerin özelliklerinden olarak zikredilir veyahut bir emir mahiyetinde zikredilir. Yani ya 'namaz kılınız' veya 'o müminler namaz kılarlar' şeklinde Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'de biz müminlere hitaben tavsiyede, emirde bulunur." dedi.
Namazın hem bireysel hem toplumsal yönünün olduğunu söyleyen Bulut, "Yani sadece bir ritüelden ibaret bir ibadet değildir. Namaz, günümüzde özellikle ahlaki erozyona uğrayan, toplumsal çözülmeye uğrayan insanlığın bir kurtuluş kaynağıdır, vesilesidir. Namaz, Allah ile irtibatı sağlayan, canlı tutan bir hatırlatma eylemidir. Yani hem sosyal dayanışmayı hem ahlaki sorumluluğu taşıyan bir ibadettir. Namazın bireysel dirilişe sebep olduğu gibi ahlaki dönüşüme, toplumsal inşasında da çok önemli bir rolü vardır." ifadelerini kullandı.
"Bizim asıl, namaza ihtiyacımız var"
Bulut, "Namaz müminin miracıdır. Bu miraç, bu namaz aynı zamanda Allah'ın kullarına bir hediyesidir, bir şeref vesilesidir. Peki, Allah-u Teala'nın bizim namazımıza ihtiyacı var mıydı, bize emretti? Asla. Bizim asıl, namaza ihtiyacımız var. Düşünün ki Allah-u Teala birçok alem yaratmıştır ve bunlardan sadece insanı ne yapmıştır? Huzuruna, günde 5 defa huzuruna davet etmiştir. Bu şerefin en alasıdır. Bu, Allah'ın bize verdiği bir değerdir. Hem de çok önemli bir değerdir. Bunu biz nerede yaşıyoruz? Tahiyyatta daha iyi anlıyoruz. Yani bir miraç olduğunu nasıl anlıyoruz? Tahiyyat bildiğiniz gibi bir ayet değildir, ayetlerden ibaret değildir. Nedir? Bir muhaveredir. Muhavere ne demek? Yani Allah, Peygamberi, Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem ve Cebrail Aleyhisselam arasında geçen bir konuşmadan ibarettir. Malumunuz olduğu üzere Hazreti Peygamber miraca çıktığında Hazreti Peygamber ile birlikte Arş-ı Ala'ya çıkan Hazreti Cebrail Aleyhisselam Arş-ı Ala'nın kapısında durmuştur. Onun ötesine ben gidemem, demiştir. Hazreti Peygamber Allah'ın huzuruna vardığında ne demiştir? Genelden özele doğru yeryüzünde yapılan tüm ibadetlerin, selamların bir nevi Hazreti Peygamber orada Allah'a sunuyor. Tahiyye ile başlıyor, selamlamayla başlıyor. Yeryüzünde yapılan tüm ibadetleri, iyilikleri Allah'a takdim ediyor." diye konuştu.
Bulut, namazın rükünlerinden olan kıraatlerin anlamının iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayarak Tahiyyat, Fatiha ve Bakara suresinin ilk 5 ayetini açıkladı.
"Namaz, felâha kavuşturan bir ibadettir"
Dr. Hasan Bulut, şöyle devam etti:
"Namazın felâha kavuşturan bir ibadet olduğu, namazın genelde dikkat ettiyseniz zekatla birlikte zikredilir. Namaz hadis-i şeriflerde 'el-imad-ud-din', yani dinin direği, zekat da 'kantaratu'l islam', yani İslam'ın köprüsü olarak isimlendiriliyor. Bunlar o yüzden önem sırasına göre zikredilir. İslam ahlakının da temel taşları olarak betimlenir.
Namaz kılmak, evet felaha kavuşturduğu gibi namazsızlık da hem ruhi çöküşe hem de cehenneme girmeye bir vesiledir. Yine Müddessir Suresinin 42 ve 43. ayetinde Allah-u Teala şöyle buyuruyor: 'Sizi cehenneme sokan nedir?' O cehennem halkına, sizi cehenneme sokan nedir? diye kendilerine dendiğinde ne diyorlar? 'Biz namaz kılanlardan değildik' diyorlar. O yüzden buradayız, diyorlar. Namazın ehemmiyeti buradan az çok anlaşılıyor. Başka bir ayette Meryem suresinin 59. ayetinde şöyle buyrulur: 'O kendilerinin ardından namazı zayi eden, namazı terk eden ve şehvetlerine tabi olan bir nesil geldi.' Böyle bir nesil ne olacak? 'Onlar ğayya denilen kuyuya atılacaklar.' Yani azap ile cezalandırılacaklardır, deniyor.
Burada dikkatinizi çekti mi? 'Namazı terk etmek' ve 'şehvetlere uymak' Toplumda biz bununla çok karşılaşıyoruz. Özellikle şehvetlerine uyanlar, yani nefsin hevesatına uyanlar çoğunlukla namaz kılmayanlar oluyor. Tersini düşünelim. Namaz kılanlar ise daha çok yani bu tip nefsin arzularından uzak olan insanlar. Yani namaz kılan insanlar da biz zaten simasından bile az çok anlayabiliyoruz. Değil mi? Bu da Allah'ın biz kullarına bir lütfudur."
Namazın sırf Allah rızası için kılınması gerektiğini, eğer başka maksatlar için icra ediliyorsa, o namazda sorun olduğunu ifade eden Bulut, "O namaz, amacına ulaşmamış demektir. Çünkü Ma'un Suresinde 'Yazıklar olsun, o namaz kılanlara. Veyl olsun o namaz kılanlara. Ki onlar, kıldıkları namazdan gaflettedirler.' Yani namazı ciddiye almazlar. Böyle bir namaz kılmamamız gerekiyor dolayısıyla." şeklinde konuştu.
"Namaz, ahlaki bir kalkandır"
Namazın sabır ve sadaka boyutunun da olduğunu söyleyen Bulut, çocuğa namazın sevdirilmesi gerektiğini kaydetti.
Bulut, "Namaz kalbin dirilişine vesile olur. Çünkü namaz en büyük zikirdir. Allah-u Teala, 'Kalpler ancak Allah'ın zikirle tatmin olur.' diye buyuruyor. Bunun en başında gelen ibadet de namazdır. Namaz, ahlaki bir kalkandır. Ahlaki bir kalkandır. Bunu biz nereden anlıyoruz? Yine Ankebut Suresinin 45. ayetinden anlıyoruz: 'Namaz, fuhşiyattan ve kötülükten alıkoyar.' Eğer namaz bizi fuhşiyattan alıkoymuyorsa, bir namaz eğer ticaretimizle aynı doğrultuda değilse, siyasetimizle, aile hayatımızla, sosyal hayatımızla münasebeti aynı doğrultuda değilse, o namaz tam bir namaz değildir, diyebiliriz. Günahlardan arınma aracı namazdır. Çünkü, 'Bir günah işlediğimizde akabinde hemen namaz kılmamız o günaha bir kefaret olabilir.' Çünkü namazı, 'iyilikler kötülükleri giderir' kabilinden değerlendirmemiz gerekiyor." diye konuştu.
"Namaz, bireye zaman disiplini ve sorumluluk şuuru kazandırır"
Namazın, dengeli davranış biçimi geliştirerek bireyi düzenli ibadete alıştırdığını, sabır ile eğitip benliği terbiye ettiğini ifade eden Bulut, "Namaz, sosyal sorumluluk bilinciyle ahlaki topluluk oluşturur. Namaz kalbin yeniden inşasıdır, ahlaki diriliş şekilden manaya geçişle mümkündür. Kur'an'a göre namaz sadece bir ibadet değil, diriltici bir eğitim sürecidir. Burası çok önemli. Ahlak, bu eğitimin toplumsal tezahürüdür. Namaz, ruh, akıl ve davranış bütünlüğünü koordine eder. Namaz, bireyin kendisiyle, çevresiyle ve Rabbiyle kurduğu bağdır. Namaz, bireye zaman disiplini ve sorumluluk şuuru kazandırır. Allah'a bağlılıkla kul hakkı bilincini geliştirir, sabır, ihlas, tevazu ve takva gibi erdemlerin gelişimine katkı sağlar. Cemaatle kılınan namaz, ben merkezli anlayışı, biz bilincine dönüştürür. Dayanışma, paylaşım ve empatiyi canlı tutar. Günahları ve kötü alışkanları terk etmede etkili olur. Namaz kılan bireylerde suç oranlarının düşüklüğü, empati ve yardımlaşma düzeyinin yüksekliği dikkat çeker. Namazın içi boş bir ritüel değil, bilinçli ve samimi bir ahlaki duruşu olması gerektiği vurgulanır. Bu durum Kur'an'ın öngördüğü ahlakın ibadet ve inşası anlayışını doğrulamaktadır." dedi ve şunları ekledi:
"Hülasa, namaz bir eğitim sürecidir, ahlak ise bu sürecin meyvesidir. Kur'an'ın önerdiği diriliş, tavsiye ettiği diriliş, şekilden manaya, ritüelden bilince, bireysellikten toplumsal sorumluluğa geçişle gerçekleşir. Namazla dirilen kalp, yalnızca Allah'a yönelmekle kalmaz, insanlığa karşı da adalet, merhamet ve iyilikle davranmayı görebilir. Bu yönüyle namaz, Kur'an'ın ahlakını hayatta taşıyan diriltici nefes olarak tarif edilebilir." (İLKHA)