Mevsim geçişlerinin oluşması ve havaların soğumasıyla dikkat edilmesi gerekenler hakkında önemli açıklamalarda bulunan İntaniye (Enfeksiyon) Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynel Abidin Demir, havaların soğumasıyla vücutta görülen solunum yolu enfeksiyonlarının
Mevsim geçişleri, pek çok kişi için hastalıkların habercisi oluyor. Özellikle sıcaklığın düşmesi, rüzgâr, yağmur gibi çevresel faktörlerdeki ani değişiklikler nedeniyle bedenen problemler daha sık oluşabiliyor.
Mevsim geçişlerinin yaşandığı bu günlerde oluşabilecek hastalıklara dikkat çeken İntaniye (Enfeksiyon) Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynel Abidin Demir, hastalığa yakalanmamak için uyulması gerekenler hakkında İLKHA’ya önemli tavsiyelerde bulundu.
Demir, geçişlerde bağışıklık sistemini güçlendirmek adına bolca meyve-sebze tüketilmesi, hormonlu yiyeceklerden uzaklaşılması ve el hijyenine çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
“Birçok hastalıkla başa çıkmak için temas izolasyonunu uygulamak lazım”
Havaların soğumasıyla insanların iç içe yaşantılarını sürdürmesi ile solunum yolu enfeksiyonlarının sıklaştığını belirten Demir, “Havaların soğumasıyla beraber kış aylarında görülen solunum yolu enfeksiyonları artış gösteriyor. Bunun temelde sebebi insanların daha çok iç içe yaşamalarından kaynaklanıyor. Halk arasında soğuğun direk insanları hasta ettiği üzerine çok sık bilinen bir yanlış var. 'Soğuk, insanı direk hasta eder' tabiri yanlıştır ve böyle bir durum da yoktur. Soğuğun kendisi herhangi bir mikrop üretmiyor. Soğuklar başlayınca soğuktan kaçınmak için insanlar daha toplu hâlde yaşamaya başlıyor. O dönemde de virüslerin ya da bakterilerin gidiş gelişleri insanlar arasında artmaya başlıyor. Dolayısıyla enfeksiyonların sıklığı artmaya başlıyor. Bu açıdan bakıldığında hijyene önem verildiği zaman enfeksiyonlara yakalanma riski bu noktada azalır. Temas izolasyonu sağlandığı zaman genellikle nezle hatta Covid gibi hastalıklardan korunmuş oluyoruz.” şeklinde ifade etti.
Bağışıklık sisteminin düşüşüne sebebiyet veren durumlara değinen Demir, “Kişinin genellikle bağışıklık sisteminin zayıflamış olmasından ötürü bu tip hastalıklar daha sık insanların başına geliyor. Bunun için de bağışıklık sistemine daha çok önem göstermek gerekiyor. Ancak toplum olarak çok fazla oturarak, hareketsiz bir yaşam tarzı sergilediğimizden almış olduğumuz gıdalar genellikle biraz daha besin değerleri daha düşük oluyor veya hormonlu olabiliyor. Bununla beraber içilen su genellikle sıkıntılı olabiliyor. Bulunduğumuz şehirde hava kirliliği olmuş olabiliyor. Bunların hepsi bir noktada birleşip insanın genel bir vücut sağlığında bağışıklık sisteminde düşüşe sebebiyet verebilir.” dedi.
“Elleri yıkamak geçişlerin yüzde 50 ila 60 oranda mikrobun vücuda girmesini engelleniyor”
Demir, bağışıklık sistemini güçlendirmek adına yapılması gerekenler hakkında bilgi vererek, “Dolayısıyla yenilen ürünlere, hormonlu olmamasına, besin içeriğinin yüksek olmasına dikkat etmek lazım. Bazı durumlarda besin içeriği yüksek olabilmesi bağışıklığı güçlendirmek için ekstra takviyeler kullanmak insana fayda sağlayabilir. Onun dışında vücuda alınan sıvının kaliteli olması çok önemlidir. Hava kirliliği çok olmasından haftada bir ya da 15 günde bir en azından temiz hava alınabileceği bir yere gidilebilir. C ve D vitamini vücuda alındığında bağışıklı sistemini güçlendirdiği yönünde kanıtlar mevcut. Bulunmuş olduğumuz ortamda çok fazla yakında bulunmamak, öksürürken, hapşururken ağız burnu kapatmak ve her ortama girip çıktıktan sonra elleri yıkamak yüzde 50 ila 60 oranda mikrobun vücuda girmesini engelleniyor.” şeklinde aktardı.
“Mevsim geçişlerinde en çok çocuk ve yaşlılarda etkilenme yaşanmaktadır"
Mevsim geçişlerinde en çok çocuk ve yaşlı grubunda etkilenme yaşandığını belirten Demir, “Mevsim geçişlerinde en çok çocuk ve yaşlılarda etkilenme yaşanmaktadır. Özellikle geçiş olduğu zaman ağır seyirli olabiliyor. Çocuk grubu, hastalar, okul veya kreşlerde iç içe yaşadıklarından ötürü daha yoğun risk altındadırlar. Kaptıkları mikrop veya virüsleri evlere taşırlar. Eve taşınan mikrop özellikle yaşlı gruba bulaştığı zaman da onlarda da açıkçası ölüm riski olabiliyor. Ölüm riskine kadar gidebiliyor. Mevsimsel sebze ve meyvelerin sıklıkla tüketilmesi fayda sağlayabilir. Özellikle meyve ve sebzelerin hormonlu olmaması çok önemlidir.” ifadelerine yer verdi. (İLKHA)