10879,13%-1,75
42,21% 0,26
48,92% 0,41
5415,55% 0,50
9007,06% 0,59
Bilim insanları uzun süredir sağlıklı beslenme, düzenli uyku, stres yönetimi ve egzersizin Alzheimer riskini düşürebileceğini biliyor. Ancak ileri yaşlarda yüksek tempolu egzersiz yapmak veya günde 10 bin adım atmak birçok kişi için zorlayıcı olabiliyor.
Harvard Yaşlanan Beyin Araştırması kapsamında yürütülen bu yeni çalışma, daha düşük fiziksel aktivite seviyelerinin bile beyin sağlığı üzerinde koruyucu etkiler oluşturabileceğini ortaya koydu. Çalışmada, yaşları 50 ile 90 arasında değişen yaklaşık 300 kişi dokuz yıl boyunca izlendi. Katılımcıların beyinlerinde, Alzheimer gelişiminde rol oynadığı bilinen “amiloid-beta” adlı proteinin seviyesi PET taramalarıyla ölçüldü.
Araştırma sonunda, günde 3 bin ila 5 bin adım atan katılımcıların, 3 bin adımın altında kalanlara kıyasla bilişsel gerilemeyi ortalama üç yıl geciktirdiği tespit edildi. Günde 5 bin ila 7 bin 500 adım atanlar için bu fark yaklaşık yedi yıla kadar çıktı.
Harvard Tıp Fakültesi’nden nörolog Dr. Wai-Ying Wendy Yau, bulguların önemini şöyle açıkladı:
“Bu sonuçlar, fiziksel aktivitenin faydalarının yüksek tempolu egzersiz gerektirmediğini, nispeten ulaşılabilir adım sayılarında bile fark oluşturabileceğini gösteriyor.”
Dr. Yau ayrıca, küçük ama sürekli artışların bile Alzheimer’a karşı koruyucu olabileceğini belirtti:
“Bu çalışma, beyin sağlığını korumak için küçük adımların bile anlamlı olabileceğini gösteriyor.”
Hackensack Üniversitesi Tıp Merkezi Geriatri Bölümü Direktörü Dr. Manisha Parulekar, araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi “Bu çalışma, fiziksel aktivite ile bilişsel sağlık arasındaki bağlantıyı daha da güçlendiriyor. Özellikle beyninde amiloid birikimi başlamış bireylerde yürüyüş gibi basit aktivitelerin koruyucu etkisi olabilir.”
Dr. Parulekar, ileride bu bulguların Alzheimer’a yönelik yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine öncülük edebileceğini de vurguladı.
Uzmanlara göre, fiziksel aktivitenin kan dolaşımını artırarak, beyin iltihaplarını azaltarak ve sinir hücrelerini koruyan biyolojik faktörleri harekete geçirerek koruyucu etkiler sağlayabileceği düşünülüyor. (İLKHA)
