10111,89%-2,50
41,95% 0,26
49,11% 0,15
5854,72% 0,55
9964,82% 2,80
Öğrencinin başarısı üzerinde etkili olan okul, öğretmen ve aile üçgeninde en çok öneme sahip olan etken hiç şüphesiz ailenin rolüdür. Anne-babanın çocukla ilişkisi, ev içerisinde oluşturduğu rol model gibi birçok etken çocuğun başarısında etkili oluyor.
"Ev içerisinde disiplin yoksa başarı beklenemez"
Öğrencinin başarısında ailenin rolüne ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, "Bir öğrencinin başarısı veya başarısızlığının altında yatan ana sebeplerden biri aile faktörüdür. Özellikle anne veya baba, bazı durumlarda her ikisi de başarı üzerinde etki eder. Ev içerisinde disiplin yoksa anne ve babanın çocuğa yaklaşımı sıkıntılıysa burada başarı bekleyemeyiz." dedi.
"Çocuğa değer vermek, takip edildiğini hissettirmek başarıyı olumlu etkiler"
Haras, "Birçok anne-baba, çocuğunun okuma alışkanlığı kazanmadığından şikâyet ederek çözüm noktasında destek istiyor. Bunun çözümü, önce anne-babaların okumasıdır. Başarı seviyesinin düşmesindeki ana sebep ebeveynlerin ev içerisinde çocuğuyla sağlıklı iletişim kuramamasından kaynaklanıyor. Anne veya babanın gün içerisinde çocuğunun okuldaki zamanının sağlıklı geçip geçmediğini oturup konuşmalıdır. Günü birlik psikolog gibi seans yapması çocuğu da rahatlatır ve ona önemsendiği, takip edildiği hissiyatını verir. Değer görmeden büyüyen çocuklar, kendilerini farklı alanlarda göstermeye, değer görmeye çalışırlar. Bu durum başarının önünde de bir engel oluşturur." diye konuştu.
Aşırı disiplin olumsuz etkiler
Bir çocuğun evde odası olmasa dahi bir çalışma köşesinin olması gerektiğini belirten Haras, "Ders çalışırken anne ve babanın da çocuğun yanında olması gerekir. Anne veya baba, çocuğu telefonla, tabletle, sosyal medya ile baş başa bırakıp dizi izlerse, telefonla oynarsa çocuktan başarılı olmasını bekleyemez. Anne veya baba çocuğa aşırı disiplin, aşırı baskı uygularsa, aşırı şişirilmiş balon gibi bir yerden patlak verir. Dozaj ayarlanmalı… Tatlı sert dediğimiz bir kıvamda olmalı." şeklinde konuştu.
"Baskı çocukta korkuya, korku başarısızlığa neden olur"
Okula giden çocuktan çok ailelerin daha fazla stres yaşadığını hatırlatan Haras, "Öğretmen çocuk için kaynak kitap önerisinde bulunduğunda çocuktan daha fazla anne baba heyecanlanıyor ve kitabı bulmak için kırtasiyeye koşuyor. Ardından çocuk ile kitabı baş başa bırakıp kenara çekiliyorlar. Çocuğa, 'sana istediğini aldık, şimdi sıra sende, kendini göster' diyerek çocuktan olağanüstü bir performans bekliyorlar. Bu baskı çocukta korkuya, telaşa heyecana sebep oluyor. Sonra da çocuk travma yaşıyor ve 'acaba başaramazsam, onlara istediklerini veremezsem' diye düşünerek başarılı olamıyor." dedi.
Anne babanın rol model olması önemli
Çocukların teknolojik aletlerle, sosyal medyada harcadıkları zamana da dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Haras, "Okullarda telefonları topluyoruz. Telefonları toplandığında sanki çok büyük bir şey kaybetmişler gibi farklı bir ruh haline bürünüyorlar. Evde anne ve babanın, kardeşlerin telefon kullandığı orana göre çocukların telefon kullanma oranları farklılık gösteriyor. Anne-baba elinden telefonu düşürmüyorsa çocuk ta elinden telefonu düşürmüyor. Eğer çocuk sosyal medya kullanacaksa günde bir saat izin verilebilir. Telefonların ekran süresi özelliği var. Bunlar kontrol edilebilir. Geçenlerde bir öğrencinin ekran süresini kontrol ettim ve yalnızca bir uygulamada 9 saat, sosyal medyada da 4,5 saat geçirmişti. Ona 'hiç uyumadın mı?' diye sordum. Ardından çocuk okula gidip ders sırasında uyukluyor. Bu durumu anne-babaların kontrol etmesi gerekir. Yetişkinler bile sosyal medyada gezinirken uyuması gece geç saatleri buluyor. Ardından işinde verimli olamıyor." diye konuştu.
"Olumlu yönlendirme başarıyı beraberinde getirir"
Aile, okul ve öğretmenin öğrencinin başarısı üzerindeki etkisine de değine Haras, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bir defteri 3 parmakla dengede tutabilirsiniz. Öğrenciler de okul, aile ve öğretmen üçgeninde dengede tutulabilir. Bu ayaklardan biri eksik olursa denge bozulur. Aile, hiçbir şeyin dünyanın sonu olmadığı algısını kafasında oturtmalıdır. Çocuk okulda veya sınavda başarısız olabilir. Tarih birçok başarılı insanın önceden başarısız oldukları örneklerle doludur. Anne ve babaların olumlu yönlendirmesiyle başarı sağlanabilir. Aile, çocuğuna başarabileceği algısını vermeli. Ancak çocuğa son şansı vermek, son kez deneme hakkı vermek gibi yaptırımlar çocuk korkar ve başarısız olur. Çocuk korktukça silikleşecek ve bu durum onu vahşileştirecek. Çocuk bir alanda kendini yetkin göstermek zorunda ve bu da farklı sıkıntılı durumlara yol açabilir. Aileye düşen, çocuğa umut aşılamaktır. Ona başarabileceğini hissettirmektir." (İLKHA)