9890,76%-0,81
35,36% 0,06
36,49% -0,26
3032,19% 0,70
4885,68% -0,03
Eğitimci-Yazar Necla Sür, boykotun önemine değinerek alışveriş sepetlerini sadece ürünlerle değil, vicdanlarla da dolması gerektiğini, boykot, sadece bir kelime değil, bir duruş olduğunu vurguladı.
Boykotlu ürünler sadece işgalcilere destek veren ürünler olmadığını, bugün birçok yanlışa, aileyi bozan birçok kuruluşa yardım edenlerin aynı mekânlar olduğunu ifade eden Yazar Sür, boykotun kendimiz içinde yapmamız gerektiğini ifade etti.
Eğitimci-Yazar Necla Sür, siyonistlerin Gazze'ye yönelik katliamları devam ederken, boykotun önemi ve yapılaması gerekenler hakkında İLKHA mikrofonuna önemli açıklamalarda bulundu.
"Vicdanı sorgulayarak boykota devam ediyoruz"
Boykotu müşriklerden öğrendiğimizi ifade eden Eğitimci-Yazar Sür, "Boykot ile ilgili bir soru sorulduğunda aklıma ilk gelen, Mekkeli müşriklerin yaptığı boykot oluyor. Yani aslında biz boykotu Müslümanlardan değil, müşriklerden öğrendik. Fakat batıldan da gelse hakka kabul edilebilir mi? Bu düşünceyle biz de boykot yapmaya başladık. Çünkü onlar Peygamberimiz (s.a.v.) ve onunla birlikte olan müminleri haktan vazgeçirmek için yaptılar. Fakat bizim davamız böyle bir şey üzerine bina edilmediğinden dolayı, yani maddi değerler üzerinden bina edilmediği için geri adım atan olmadı. Bu boykotun üç yıl sürmesine, hatta bebeklerin ölümüne sebep olan çok acı yıllar geçmesine rağmen vazgeçilmedi. Neden? Çünkü maddi değerler üzerinden değildi bu boykot. Onlar sandılar ki geri adım atarlar, aç kalırlarsa biter, ölürlerse biter ama bitmediğini gördüler ve onlar vazgeçtiler boykottan. Daha sonra boykotu biz İngiltere'de görüyoruz. Birtakım çiftçilerin emeklerinin karşılığını alamayınca boykot yaptıklarını, hatta ismin de o kişinin ismiyle ilintili olarak boykotla devam ettiğini görüyoruz. Orada da yine bir maddi hak arayışı var. Fakat bugün bizim boykotumuz böyle olmaması lazım, böyle değil. Bu, biz gerçekten hakikatin peşinde olan insanlar olarak vicdanımızı sorgulayarak, imanımızdan önce her insanda bulunan şey olan vicdanı sorgulayarak boykota devam ediyoruz. Boykot yaparken aslında Filistin'deki kardeşlerimize yardım etmek adına elimizden başka bir şey gelmiyor diye düşünüyoruz. Biz boykotu aslında önce kendimiz için yapıyoruz. Neden zannediyoruz ki? Boykotlu ürünler sadece israile destek veren ürünler değil, bugün ülkemizde birçok yanlışa, aileyi bozan birçok kuruluşa yardım eden aynı mekânlar değil mi?" ifadelerine yer verdi.
"Eğer bu üç yaşındaki çocuğun gönlüne kadar girebildiysek, biz bu boykotu başarılı kılacağız demektir"
Yazar Sür, "Doğal olarak, Nurullah Genç'in de dediği gibi 'yardım etmek için uzattığınız el aslında kendi elinizdir.' Biz şu anda aslında boykot ederken, önce kendimize boykot ediyoruz. Kendimiz için faydalı olsun diye boykot ediyoruz. Doğal olarak kendi ülkemdeki çocukların ve gençlerin selametini korumak için, ülkemde aile yapısının bozulmaması için boykot ediyorum. Müslüman ülkeler önce bunun için yapmaları lazım ama sonra elbette ki öldürülen çocukların ve bebeklerin haklarını korumak için. Benim elimden başka bir şey gelmiyor ki, Allah Resulü bize ne dedi? Dedi ki 'Kim bir kötülük görürse, eliyle değiştirsin, gücü yetmiyorsa diliyle değiştirsin, gücü yetmiyorsa kalbinde buğz etsin.' Aslında boykotun içinde elimle değiştireceğim bir şey gördüm. Çok küçük de olsa almayarak. Bu boykot nasıl yerleşir dostlar? Boykot, küçük çocuklarımızın da bilinçlendirilmesiyle yerleşir. Yani uzun soluklu ama başarıya ulaşabilen bir harekettir. Neden ilk boykotta onlar maddi boyuttan baktı ama aslı maneviydi bu yüzden başarıya ulaşamadı. Fakat bugün bizim muhatabımızın derdi, davası, mülk, para, toprak edinmek, maneviyat kurmak değil. O yüzden biz inşallah başarıya ulaşabiliriz. Fakat bunu nasıl yaparsak başarıya ulaşabiliriz? Üç yaşında bir çocuğumuzun dün markette bir çocuğun davranışı o kadar hoşuma gitti ki, küçücük paylaşayım. Çocuk ben bunu çok istiyorum dedi ve hakikaten orada bir problem çıkaracağından endişe ettik ama annesi kulağına usulca eğildi ve 'Ama bu boykotmuş, biliyor musun?' deyince 'Olur o zaman' dedi, başka bir şey alalım. Eğer bu üç yaşındaki çocuğun gönlüne kadar girebildiysek, biz bu boykotu başarılı kılacağız demektir Allah'ın izniyle." şeklinde konuştu.
Son olarak Sür, şunalrı kaydetti:
"Dostlar, o zaman devlet almasın diyoruz, bakın o kadar boş bir iddia ki, o zaman şöyle de diyelim mi? Domuzu yaratmış Allah, ama yenmesini yasaklamış. O zaman Allah yaratmasa mıydı? Böyle mi deseydik mesela, hem yaratıyor hem yasaklıyor mu deseydik? Hayır, imtihandır. Yaratılır ve yasaklanır. Benim iradem ortaya koyar. Benim çelik iradem neyle ortaya çıkacak, ben bunu yapmazsam. O zaman içkinin yapılmasına müsaade ediyor Allah, yapılmasına müsaade etmesin biz de içmeyelim. Ben senin iradeni nerede göreceğim o zaman kardeşim? İşte aynen bunun gibi, devlet almasın demek biraz işi buraya götürür ama bir şeyi birini suçlamak. Kendi suçunu görmeden muhatabını suçlamak ilk şeytanın işiydi. Dedi ki Allah'a 'Beni saptırmana karşılık ben senin doğru yoluna oturacağım.' Şeytan böyle söylemiş. O yüzden bizler birilerine suç atarak kendimizi aklayamayız. Biz ancak o çelik irademizi, sağlam irademizi hazır Ramazan'la gelirken irademizi göstermenin en güzel yollarından biri olan orucu idrak edecekken, şu anda biz manevi bir mülk orucu tutmaktır diye düşünüyorum boykotu. Allah hem dil orucunda hem gıda orucunda hem mülk orucunda hem şahsiyet orucunda bizi başarılı kılsın." dedi. (İLKHA)