Fahrettin Poyraz: Türkiye dünyada 7, Avrupa'da birinci sırada
Fahrettin Poyraz'ın açıklamalarından satır başları:
MARKET ÇALIŞMALARIMIZ BAŞLADI
850 bin ortağımız var. Aslında millete yani çiftçimize ait bir yapıdayız. Şuanda 15 şirketimiz mevcut. Bu şirketlerde yapılan üretimler de çiftçilerimize ulaştırılıyor. Gübre üretiminde iştirakimiz sektörün yüzde 12'sine hitap ediyor. Sektörün lideri konumunda olduğu için fiyatları da kontrol edebiliyoruz. Tohum, ilaç, gübre gibi ihtiyaçları piyasadan elde ettiğimiz gibi şirketlerimiz tarafından da karşılanıyor. Şimdi bir market çalışmamız var. Mümkün olduğunca çiftçi ile tüketici arasında bir bağ oluşturmaya çalışıyoruz. Fiyatın dışında kaliteyi de ön planda tutuyoruz.
Pandemi sürecinde üretimin devamlılığı esastı. Bu konuda hiçbir sıkıntı yaşamadık. İçişleri Bakanlığı kısıtlamalarda Tarım Kredi Kooperatiflerini muaf tuttu. Çalışmalarımız kesintisiz olarak devam etti. Özel sektör firmalarından farklı olarak stok bulundurma zorunluluğumuz da var. 1625 kooperatifimizle başta gübre olmak üzere stoklu çalışıyoruz. Böylece kriz ortamlarında krizin etkilerini minimize edebiliyoruz. Sadece kar etme güdüsü içinde değil ortaklarını ve çiftçilerimizi mağdur etmeme gibi bir sorumluluğumuz da var.
Gıda tarafında fiyatlarda dalgalanma oldu. Ama biz piyasa regülasyonu anlamında fiyatları dengede tuttuk. Tarımsal girdilerde nasıl yok deme lüksümüz yoksa tüketiciye yönelik de sorumluluklarımız da var.
2021 sonuna kadar 500 market kurmayı hedefliyoruz. Şundaki sayı 93. Pandemi süreci biraz çalışmaları yavaşlattı ama hedefimizden şaşmadık. Bu gecikmeyi telafi edeceğiz. Çiftçilerimizden aldığımız ürünler sadece bu marketlerde değil Türkiye genelinde 26 bin markette satılıyor. Diğer perakende marketleri de kendimize rakip görmüyoruz. Sadece köprü olmaya çalışıyoruz. Ürünlerimizin fiyatlarını belirli oranlarda tutmak için diğer marketlere de tavsiyelerimiz oluyor. Fiyatlar arasında büyük farklar oluşmuyor. Ulusal market zincirleriyle yaptığımız sözleşmelerle bunu kontrol altında tutmaya çalışıyoruz.
Türkiye'nin tarımsal üretimi çok kötü durumda değil. Son 15 yıllık dönemde yapılanlara bakıldığında Türkiye şuanda tarımsal üretimde dünyada 7 Avrupa'da ise birinci sırada.
Ekonominin ihtiyacı olmayan bir ürünü ürettiğiniz zaman hem çiftçimiz hem de ülkemiz kazanmıyor. Önceki sene 400 bin TL'lik alım yapmıştık. Geçen sene 1,2 milyar L'lik alım yaptık. Bu yıl ise hedefimiz 2,5 milyar TL olarak belirledik. Bu ürünleri 26 bin markette satışa çıkarıyoruz. Bunun dışında Kızılay, AFAD gibi kurumlarla da işbirliklerimiz var. Sanayicilerimizle de iş birliğine gidiyoruz. Biz çiftçimize tohumu, ilacı gübreyi verelim sonra ürünü alıp sanayicimize ulaştıralım diyoruz. Makarna sanayicilerimizle de işbirliğine gidiyoruz. Aslında tüm paydaşlarla bir bağ kuruyoruz. Pazarın ihtiyacı ne ise tarımsal girdilerini çiftçilerimize vererek ortaya çıkan ürünü alım garantisi vererek üreticiye ulaşmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bir anlamda aracıları ortadan kaldırıyoruz. Üretici ve tüketici arasındaki halka sayısı arttıkça fiyatlar da artıyor. Kooperatif yapıları bu anlamda da önemli. Biz kimsenin işine engel olmak istemiyoruz.
Hayvansal üretimde ise bir iştirakimiz var. Hem bitkisel hem de hayvansal üretimde çiftçimize destek olmak olmak istiyoruz. 3 yıllık planlama yaptık. 500 marketimizde 200'ünde şarküteri ürünleri olacak. Geri kalan 300 markette ise çiftçilerimizin ürünlerine yer vermeyi hedefliyoruz. 3 yıllık plan dahilinde sözleşmeli besicilikte çiftçilerimize girdileri vererek 10 bin baş hayvan üretme hedefimiz var.
Daha önce yapılanlar dikkat çekmiyordu ama koronavirüs bunların daha belirgin olarak hissedilmesine neden oldu. Ortaklarımıza dijital ortamda buluşmak için bir platform oluşturduk. Pandemi sürecinde bunu kullanmaya başlamak anlamlı ve güzel oldu. Bunun yanı sıra bir online satış platformu üzerinde de çalışıyoruz. En kısa sürede lojistik altyapı tamamlandıktan sonra sadece marketlerde değil dijital platform ile tüketiciye ulaştırmaya başlayacağız.
AYRINTILAR GELİYOR...