Filistin davası ve işgale karşı direnişin tarihi boyunca, Filistinli tutsaklar meselesi çarpıcı bir mücadele boyutu olarak öne çıkmıştır.
İşgal altındaki zorlu zindan koşulları, Filistinli grupların esirlerin serbest bırakılması için çalışmasına ve bu davayı öncelikleri arasına almasına sebep olmuştur.
İşgale karşı direniş ve ilk esir takası
Filistin Devrimi'nin 1960'lardaki başlangıcından itibaren, özellikle işgalci rejimin 1967 yılında Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni işgal etmesinin ardından, geniş çaplı esir almalar gerçekleştirilmiştir. İşgale karşı ulusal eylemleri nedeniyle alıkonulan Filistinli sayısının artmasıyla, esir meselesi daha görünür bir hâl almış ve "Filistinli Esir Hareketi" kavramı ortaya çıkmıştır.
Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı gruplar, Filistin dışındaki alanlarda işgal rejimindeki siyonist yerleşimcileri hedef alan kaçırma operasyonlarıyla Filistin esirleri serbest bırakma çabalarını başlattı. Bu süreçte Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin uçak kaçırma operasyonları dikkat çekmiştir. İlk esir takası 1968 yazında, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin işgal havayollarına ait bir uçağı kaçırmasıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan müzakereler sonucunda, Kızılhaç aracılığıyla işgalin alıkoyduğu 37 Filistinli esir serbest bırakılmıştır.
Direniş operasyonları ve tutsak değişim anlaşmaları
1975'te Fetih Hareketi’ne bağlı bir askeri grup, Tel Aviv'deki Savoy Oteli'ni ele geçirdi ve oteldeki siyonistleri rehin alarak işgal hapishanelerindeki yüzlerce Filistinli esir için serbest bırakılmalarını talep etti. Saatlerce süren çatışmanın ardından operasyon sona erdi. Daha sonra, 1978’de, Dallal Mugrabi’nin liderliğindeki bir grup, işgalci siyonist yerleşimcileri taşıyan bir otobüsü kaçırmış, ancak bu operasyon işgal ordusunun müdahalesiyle kanlı bir şekilde sonuçlanmıştır. İşgal ordusu otobüstekileri kurtarmaya çalıştı ancak 38 yerleşimcinin ölümüne ve direnişçilerden bazılarının şehit olmasına yol açan şiddetli bir çatışma meydana geldi.
1982'de işgalci rejimin Lübnan’ı işgali sırasında, Filistinli gruplar 8 siyonist askeri esir almayı başarmış ve bunların serbest bırakılması karşılığında binlerce Filistinli ve Lübnanlı esir özgürlüğüne kavuşmuştur. Anlaşmanın ikinci aşaması 1985 yılında gerçekleşti ve HAMAS'ın kurucu lideri Şehid Şeyh Ahmed Yasin ve Kassam Tugayları'nın eski başkomutanı şehit Salah Şehadeh de dahil olmak üzere binlerce Filistinli esir 2 işgal askeri karşılığında özgürlüğüne kavuştu. Bu anlaşma Filistin tarihinde "Celile Operasyonu" olarak adlandırıldı.
HAMAS ve esir operasyonları
HAMAS’ın esirlerle ilgili çalışmaları, kurucularından Şehit Şeyh Ahmed Yasin’in erken dönem esirlik tecrübelerine dayanmaktadır. HAMAS, özellikle 1987’deki kuruluşunun ardından esir alma operasyonlarını yoğunlaştırmıştır. 1989’da HAMAS’a bağlı "101 Grubu", iki işgal askerini esir almış ancak operasyon işgal kuvvetlerinin grubun izini sürmesiyle sona ermiştir. Buna rağmen, HAMAS esir mücadelesini sürdürmüş ve bu operasyonlar Filistin direnişine önemli lojistik avantajlar sağlamıştır.
2006: Şalit Operasyonu ve esir değişim anlaşması
HAMAS, 2006 yılında işgal askeri Gilad Şalit’i esir alarak büyük bir operasyon gerçekleştirdi. Şalit beş yıl boyunca esir tutuldu ve 2011’de "Özgürlerin Vefası" isimli anlaşmayla, 1027 Filistinli tutsağın serbest bırakılmasıyla sonuçlandı. Bu anlaşma, Filistin direniş tarihinin en büyük takas anlaşmalarından biri olarak kabul edilmektedir.
Son direniş ve 2023 olayları
Filistin direnişi, "Özgürlerin Vefası" anlaşmasından bu yana tutsakların serbest bırakılması için mücadeleye devam etti. 2023 yılında HAMAS tarafından başlatılan “Aksa Tufanı” operasyonu, bu mücadelenin günümüzdeki tezahürlerinden biridir. Bu operasyonun temel amaçlarından biri, işgal zindanlarındaki tüm Filistinli esirleri özgürleştirmek olmuştur.
Tutsakların özgürlüğü için verilen bu mücadele, Filistin direnişinin ayrılmaz bir parçası olmayı sürdürmektedir. (İLKHA)