İşgal rejiminin Filistin'de sürdürdüğü soykırım ve yaşananları dünyaya duyurmaya çalışan gazetecileri katletmeye devam etmesiyle ilgili konuşan Gazeteci Emine Dolmacı, gazetecilerin soykırımı kayıt altına alıp duyurmaya çalıştığı için hedef alındığını sö
Bir yıldan fazladır Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında uluslararası hukuku hiçe sayarak tam anlamıyla bir soykırım uygulanan işgal rejimi, ABD ve diğer Batılı ülkelerin desteğiyle kan kusmaya devam ediyor.
Yaşanan katliam ve gazetecilerin hedef alınmasına ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Gazeteci Emine Dolmacı, "İsrailin dünyada eşi benzeri görülmemiş bir soykırımla yok etmeye çalıştığı Filistin halkı, tüm yaşananlara rağmen inançla, azimle ve kararlılıkla direniyor. Her şart altında ve durumda ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bu destansı mücadele ile hem topraklarına hem inancına hem de bir milletin yaşam hakkına sahip çıkıyorlar. Maalesef, tüm dünyanın gözü önünde, milyarlarca insanlık aleminin suskunluğu karşısında bu görev onlara düştü." dedi.
"Yaşananları dünyaya duyurmak istedikleri için hedef alınıyorlar"
Dolmacı, "Bu direnişin en önemli ayaklarından birisi ise hayatlarını hiçe sayarak, bombaların altında, açlık, yokluk, imkânsızlıklara rağmen görevinin başında olan ve yaşanan soykırımı tüm dünyaya duyurmaya çalışan gazetecilerdir. Onlar, her gün ailelerinin bir üyesini, eşlerini, çocuklarını, anne babalarını şehit verirken cenazelerinin ardından kameralarının, fotoğraf makinalarının ve bilgisayarlarının başına geçerek çekimleriyle, gözlemleriyle, tanıklıklarıyla yaşananları tüm dünyaya aktarmaya devam ediyor. İşte tam da bu sebeple israil onları bilerek, isteyerek, hedef alarak öldürüyor, ortadan kaldırmaya, engelleme çalışıyor." diye konuştu.
"Canıyla, kanıyla mücadele eden gazeteciler bu dönemin kahramanları olarak tarihteki yerini alacak"
Gazze'de katledilen gazetecilerin İkinci Dünya Savaşı'nda yıllar içinde öldürülen gazetecilerden çok daha fazla olduğunu aktaran Dolmacı, "Onlar bir sayıdan ibaret değil elbet fakat 7 Ekim'den sonra hedef alınarak öldürülen gazetecilerin sayısını tutmakta artık güçlük çekiyoruz. Saldırıların yeniden başladığı 7 Ekim'in yıldönümünde Press For Palestine olarak çıkardığımız 'Gazzete' özel sayıyı duyurmak için yaptığımız basın açıklamasında bu sayı maalesef 175'ti. Bu süreçte dokunulmayacak tüm kutsallarla birlikte, siviller, çocuklar, hastaneler, okullar, ibadethanelerle birlikte gazetecilerin yaşam hakkı ve haberi iletme hakkı da hedef alındı. Tüm bunlara rağmen, 'ben Bisan, bugün de hayattayım' diyen yürekli genç kızı tüm dünya tanıdı. Onun cesaretine, azmine ve kararlılığına hayran kaldı. Ailesinden onlarca kişiyi şehit verdikten sonra mücadeleye devam eden Wael el Dahdouh yaşanan mücadelenin simge isimlerinden biri oldu. 'Üzerimize giydiğimiz bu yelekler, kasklar, uluslararası hiçbir kural, kanun, sözleşme bizi korumuyor' diyen gazeteciler mücadelelerini sürdürdü ve bugün de sürdürüyor. Tam da 'kamerayı elime aldığım zaman hedef oluyorum' diyen Gazzeli gazeteci, katledilen meslektaşları, ailesi, ülkesi ve insanlık adına direniyor, azmi, inancı ve kararlılığı artıyor. Onlara, vatanına, geleceğine vefa borcu olarak, en önemlisi de insanlık adına yaptığı işe sıkı sıkı sarılıyor. Tarih, bugünleri tıpkı daha önce Bosna'da yaşanan katliamda yazdığı gibi bundan sonra da yazacak. İşte orada, canıyla, kanıyla, tüm benliğiyle mücadele eden gazeteciler ise bu dönemin en önemli aktörleri, kahramanları olarak tarihteki yerini alacak." şeklinde konuştu. (İLKHA)