11294,48%2,23
41,33% 0,21
48,56% -0,32
4902,38% 1,34
7989,27% 0,65
Söz konusu grubun, işgal tarafından desteklenen ve Husam el-Esṭal adlı bir adamın liderliğinde hareket ettiği, işgal ordusunun yanı sıra iç güvenlik teşkilatı Şabak’ın gözetiminde çalıştığı, görevlerinin ise Gazze Şeridi’nde istihbarat ve güvenlik faaliyetleri yürütmek olduğu aktarıldı.
İşgal medyası Haaretz gazetesinin işgal kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, bu gruplar bilgi toplamak, izole bölgeleri gözetlemek ve ayrıca güneydeki göçmen toplanma noktalarında güvenliği sağlamakla görevlendiriliyor.
Kanal 12 televizyonu ise, bu milislerin İşgal rejiminin resmî silahlarıyla donatılmadığını; bunun yerine ordunun Gazze’deki direniş gruplarının depolarından el koyduğu silahlarla ve ayrıca Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’tan ele geçirilen silahlarla teçhiz edildiğini ortaya koydu.
Ayrıca bu grupların üyeleri, işgal ordusundan aylık maaş ve silah taşıma konusunda resmî izinler alıyor. Bu da onları, işgalin amaçlarına Filistinli bir kılıf altında hizmet eden yerel paralı askerler haline getiriyor.
Uzmanlar, bunun sıradan bir istihbarat faaliyeti olmadığını, İşgal rejiminin doğrudan askerî hedeflerini başaramamasının ardından Filistin iç cephesini bölmeye ve toplumsal dokuyu sarsmaya yönelik yeni bir girişim olduğunu belirttiler.
Birçok kişi, “Filistinli milislerin” içeriden sızma ve zayıflatma aracı olarak kullanılmasını kınayarak, bu oluşumları, yoğun nüfuslu bölgelere saldırmak veya bu bölgeleri tahrip etmek için “bahane” sunmakla suçladı. Ancak aynı zamanda bunun Filistin halkının iradesini ve direncini kıramayacağını vurguladılar.
Aktivistler, MOSSAD gibi yabancı istihbarat servislerinin de rolüne dikkat çekerek, bu kurumların daha büyük hedeflere saldırmak için “doğru” bilgiler sızdırabileceğini, bunun da karmaşık bir istihbarat oyunu içinde tabloyu belirsiz hale getirdiğini söylediler. Başkaları ise, daha geniş stratejik hedefin, Filistin toplumunun sosyal dokusunu yıkmak, halk arasında umutsuzluk ve bölünme yaymak olduğunu, böylece Gazze’deki toplumsal ve siyasî dayanışmayı kırmaya çalıştığını ifade etti.
İşgal rejiminin tüm bu girişimlerine rağmen Filistin direnişi, "hainlere ve çetelere asla müsamaha gösterilmeyeceğini" vurguluyor. (İLKHA)