İşgal rejiminin 2 yıla yakındır Gazze'de sürdürdüğü katliamda resmi rakamlara göre 60 binden fazla insan şehit olurken yüz binlerce kişi de yaralandı. Ancak uluslararası kuruluşların raporlarına göre; katledilenlerle birlikte yaklaşık 500 bin kişiden haber alınamıyor.

Siyonist rejim, Gazze'de sürdürdüğü işgal, katliam ve soykırımın yanı sıra bölgeye gıda girişine de izin vermeyerek açlığı bir silah olarak kullanıyor.

Yeryüzü Doktorları Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Çalım, Gazze'de yaşanan soykırım ve açlığın insanlar üzerinde oluşturduğu tahribat, neden olduğu hastalıklar, Gazze halkını ve özellikle çocukları bekleyen tehlikeler hakkında İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.

"Günde yaklaşık 600 tır girmesi gerekirken bunun 50-60 tır ile sınırlandığını biliyoruz"

Son verilere göre Gazze'nin yüzde 88'inin yıkıldığını, çok ciddi kayıpların ve yaralıların olduğunu belirten Çalım, "Bölgede ciddi bir ampütasyon problemimiz var. Özellikle uzuv kaybına, omurilik ve beyin yaralanmaları gibi ciddi, ağır yaralanmalar söz konusu. Bununla birlikte son ateşkes ile birlikte kapıların kapanmasıyla içeriye yardım girişlerinin engellendiğini, günde yaklaşık 600 tır girmesi gerekirken bunun 50-60 tır ile sınırlandığını biliyoruz. Bu anlamda Yeryüzü Doktorları Derneği de dâhil olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunun yarım tırları kapılarda hazır bir şekilde bulundurulmakta ve ilk fırsatta Gazzeli kardeşlerimize ulaştırılması hedeflenmektedir." diye konuştu.

Açlıktan hayatını kaybeden 201 kişiden 98'i çocuk

Bölgede açlık, hijyen ve sağlık sorunlarının had safhaya ulaştığını, hijyen eksikliğinden kaynaklı salgın hastalıkların yayılma riskinin de çok büyük olduğunu dile getiren Çalım, "Akut Malnütrisyon dediğimiz açlığa bağlı kas kaybı, insanlarda solunumsal, kalp ve dolaşım hastalıklarına neden olmaktadır. Bu da ölümlere sebep olmaktadır. 2023 yılında sadece 4 tane Akut Malnütrisyon'a bağlı ölüm varken 2024 yılında bu 30 civarı, 2025'te de şimdiye kadar toplamda 201 kişi bu nedenle vefat etti. Bunlardan 98'i çocuklardan oluşuyor. Bu ciddi bir uluslararası hukuk ihlalidir. Çocukların beslenmeye erişememesi ve açlığa maruz bırakılması, toplu bir soykırımdır. Yeryüzü Doktorları olarak mümkün olduğunca orada beslenmeye, hijyen desteğine ve mobil sağlık ekipleriyle hizmet vermeye çalışıyoruz. Çünkü hem fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezimiz hem de dernek merkezimiz bombalanarak yıkıldı. Biz de mobil sağlık ekiplerimizle bu hizmetleri özellikle yerinde vermeye çalışıyoruz. Beslenme desteği vermeye çalışıyoruz. Orada çalışan 16-17 arkadaşımıza maaş desteği veriyoruz." şeklinde konuştu.

"Her 3 kişiden biri 24 saat boyunca beslenmeye ulaşamıyor: Yöneticilere ve uluslararası kuruluşlara baskı kurularak sonuç alınmalı"

Çalım, "Gıda desteği çok önemli ve bu anlamda hem sivil toplum kuruluşları hem Müslüman ümmeti hem de Türkiye milleti olarak bu konuda yöneticilerimize, uluslararası kuruluşlara, UNİCEF'e baskı uygulayıp bu konuda bir sonuç almalıyız. Artık 2 yıla yaklaşıyor ve gözümüzün önünde bir katliam, bir soykırım söz konusu. Bir baba olarak bunu söylüyorum… Çocukların gıdaya ulaşamaması çok ciddi bir sorundur. Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre her 3 kişiden biri en az 24 saat beslenmeye erişemiyor. Bu çok ciddi bir sorundur. Biz günde 3 öğün yemek yerken orada 24 saatte bile bir öğün yemeğe ulaşılamıyor ve bu öğünün ne olabileceği az çok tahmin edilebilir. Özellikle son çalışmalarımızda gördük ki, birer ekmek parçası bile verdiğinizde bu onların beslenme öğünü oluyor. Son süreçte havadan atılan yardımlar, parçalanıp dağıldı ve insanlar toprağın içinden un toplamak zorunda kaldılar. Bu gerçekten bir insan olarak beni üzüyor." dedi.

Dernek olarak her fırsatta içeriye yardım ulaştırmaya çalıştıklarını vurgulayan Çalım, son kurban bayramında topladıkları 2 bin 800 hisseyi kavurma ve konserve olarak hazırladıklarını ve Ürdün üzerinden Gazze'ye ulaştırılması için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

Birleşmiş Milletlere göre 1 milyon kişi yetersiz beslenmeden, açlıktan mustarip

Çalım, "Burada özellikle hastalıkların yayılmasına engel olmak ve bir an önce solunum ve dolaşım desteğini olumsuz etkileyen Akut Malnütrisyon'un önüne geçilmelidir. Bunu deprem sonrası gördük. Depremin ardından 4-5 gün beslenemeyen insana direkt yemek verdiğinizde faydadan çok zarar veriyor. Burada günlerce aç kalan insana yardım desteğinin sağlık ekiplerinin yardımıyla verilmesi gerekir. Aksi halde bir takım komplikasyonlara neden olabilir. Özellikle bebek ve çocuk ölümlerinin çok artmasından çekiniliyor. Birleşmiş Milletlerin açıklamasına göre bir milyona yakın çocuk, şu anda Akut Malnutrisyondan mustarip durumda. Bir an önce uluslararası sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte, yöneticilerimize, uluslararası örgütlere baskı uygulanarak bu katliamın, ambargonun kaldırılması gerekiyor." diye konuştu. (İLKHA)