Mardin İl Müftülüğü’nde kabartma yazılı (Braille alfabesi) ile parmaklarıyla hissederek Kur'an-ı Kerim öğrenen görme engellilerin mücadelesi takdir topluyor.

Görme engelli öğrencilere yönelik Braille alfabesi kullanılarak verilen eğitimde, öğrenciler hem Kur'an-ı Kerim'i öğreniyor hem de hafızlık yolunda azimlerini ortaya koymaya devam ediyor. Burada hafızlık eğitiminin yanı sıra dini bilgilerini de pekiştiren öğrenciler, azim ve maneviyatın güçlü birer örneği oluyorlar.

Kurs öğreticisi Yusuf Şara, kursta verilen eğitime ve Kur’an’ı Kerim’in önemine değindi. Öğrenciler de duygularını İLKHA'ya aktardı.

Bireyler, Kur’an-ı Kerim’e olan sevgilerinden dolayı kursa başladıklarını, hedeflerinin ise hafız olmak ve umreye gitmek olduğunu belirtti.

Kurs öğreticisi Yusuf Şara, eğitim hakkında bilgi vererek “Artuklu Şeyh Çabuk Camiinde Müezzin-Kayım olarak görev yapmaktayım. Yozgat’ta görme engellilere yönelik Braille alfabe eğitimi gördüm. Mardin’e döndükten sonra öğrencilerimizle bu derse başladık. Kimisi ile Kur’an’ı Kerim’e başladık, kimisi ile hala çalışıyoruz. Yozgat ta bunun bir ay kadar eğitimini aldık. Zor bir eğitimdi, ilk etapta çok zorlandık. İlk etapta zor olsa da sonradan bu işi öğrenmek için heveslendik hatta zevk almaya başladık. İnsanın farklı bir dili öğrenmesi gibi bu alfabeyi öğrenmesi, sanki farklı bir dünyaya açıldık gibi oldu. Onun için zevk almaya başladık.” dedi.

“Bu bireyler Kur’an’ı öğrenmenin önünde hiçbir engelin olmadığını gösteriyor”

Kur’an-ı Kerim’in başlı başına bir huzur olduğunu ifade eden Şara “Kur’an’ı Kerim'i öğrenmek her Müslümanın öğrenmesi gereken bir kutsal kitaptır. Kur’an’ı Kerim’i öğrenmekle beraber onun anlamını öğrenmek çok daha önemlidir. Kur’an’ı Kerim’den anlaşılanı hayata tatbik etmek hepsinden daha önemlidir. Kur’an’ı Kerim’i okumak başlı başına bir huzur meselesidir. Bizim öğrencilerimiz normalde daha çoktu. Kimisinin eğitimine devam etmek için farklı şehirlere gitmesi kimisinin gelip bazen gelip bazen gelmemesi dolayısıyla sayımız bazen minimum 4 kişi olup kalıp zaman zaman çoğalıyor, zaman zaman da azalıyor. Bu örneğimiz eğitim, aslında Kur’an’ı Kerim’i öğrenmenin önünde hiçbir engelin olmadığını gösteriyor. Gözleriyle hiç görmeyen insanlar, kardeşlerimiz eğer Kur'an-ı Kerim'i okuya biliyorsa, gözleri gören ve Kur’an’ı Kerim’le hiç tanışmamış insanlara bence bir ders niteliğindedir. Çünkü bu insanlar gözleri görmediği halde kutsal kitabı öğrendi ve okuyor. Gözleri gören nice insanlar ise Kur’an’ı Kerim’e hala yabancı. Kur’an’ı Kerim’i öğrenmenin önünde hiçbir engel yok.” şeklinde konuştu.

“Kur’an okumak için önümde bir engel görmüyorum”

Bir yılı aşkın kursa giden Uğur Gültekin, hedefinin hafız olmak olduğunu kaydederek “31 yaşındayım, liseyi dışarıdan okuyorum. Kurs hocamız Yusuf hoca sayesinde Kur’an-ı Kerim’i öğrendik. Daha önceden kurs ile ilgili duyumlar almıştım ama kayıt için gelmedim. Bir yılı aşkın bu kurstayım. Beni buraya sevk eden şey, Kur’an’dan bazı ayetleri televizyonda dinlemeye çalışıyordum. Ancak içim tam rahat edemediğinden kendim okumaya karar verdim. Şu anda Kur’an okumak için önümde bir engel görmüyorum. Hedefim Kur’an-ı Kerim’i hatmetmek ardından bir meslek sahibi olmak. Ayrıca Kur’an’ı hatmettikten sonra başka engelli kardeşlerime öğretmeyi arzuluyorum. Diğer insanlara söyleyeceğim tavsiye pes etmemeleridir.” ifadelerini aktardı.

“En büyük hayalim de umreye gitmektir”

Kur’an-ı Kerim’e yeni başlayan Cansu Elmas ise, insanlara Kur’an okumalarını tavsiye ederek “Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi çok istiyorum. Öğrenmeyi heves ettiğim gibi Kur’an dinlemeyi de çok seviyorum. Şu an harfleri öğrenme aşamasındayım. Bir hocam sayesinde bu kursa başladım. En büyük hedefim Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek ardından hafız olmak. Babam da benim hafız olmamı çok istiyor. Bu yolda en büyük destekçilerim hocam, arkadaşlarım ve ailemdir. En büyük hayalim de umreye gitmektir, inşallah gerçekleşir. Diğer insanlara tavsiyem, herkesin Kur’an-ı Kerim öğrenmeleri ve okumalarıdır.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)