Lübnan, bugün büyük bir kalabalıkla, Hizbullah’ın genel sekreteri şehit Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin’i, Beyrut’taki spor kompleksinde düzenlenen görkemli bir cenaze töreniyle uğurladı. Törene Lübnan’dan ve yurt dışından resmi heyetler ve halktan büyük kitleler katıldı.
Törende, Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, bir konuşma yaparak kalabalığa seslendi:
Kasım, “Bugün, dünya özgürlerinin kıblesi, mücahitlerin ve mazlumların sevgilisi, direnişi ümmete ve ümmeti direnişe taşıyan tarihi ve istisnai bir lideri uğurluyoruz. O’nun yönü daima Filistin ve Kudüs’tü.” ifadelerini kullandı.
Nasrallah’ın 1989’da Hizbullah Yürütme Konseyi başkanı olduğunu, 1992’den itibaren ise genel sekreter olarak görev yaptığını hatırlatan Kasım, onun “İslam’a ve velayete adanmış, sadık, vefalı, merhametli, cömert, mütevazı, sert, cesur, stratejik ve direnişçilerin sevgilisi bir lider” olduğunu söyledi.
Direnişin kararlılığı ve mücadelenin devamı
Kasım, “Seni kaybettik ey efendim, seni tüm sevenler kaybetti, ancak sen öğretilerin, mücadelen ve vasiyetinle içimizde yaşamaya devam edeceksin. Evlerimiz başımıza yıkılsa, hepimiz öldürülsek bile bu yolu sürdüreceğiz.” diye ekledi.
Nasrallah’ın Filistin davasını canlı tutmada büyük rol oynadığını belirten Kasım, “Bu emaneti koruyacağız ve bu çizgide yürümeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Siyonistlerle mücadele ve direnişin yeni aşaması
Kasım, işgalin benzeri görülmemiş bir suç işlediğini belirterek, “Düşmanın amacı Gazze ve Lübnan’daki direnişi sona erdirmekti, ancak direniş büyük fedakarlıklarla olağanüstü bir duruş sergiledi. Bu büyük bir zaferdir.” dedi.
Bugünkü cenaze töreninin Lübnan tarihindeki en büyük vefa örneklerinden biri olduğunu vurgulayan Kasım, “Gazze’yi destekleme mücadelemiz, Filistin’i özgürleştirme inancımızın bir parçasıdır.” diye konuştu.
Direnişin, işgalci rejim ve ABD’ye karşı büyük bir sınav verdiğini belirten Kasım, “Amerika, direniş eksenini yok etmek için tüm imkanlarını seferber etti, ancak biz direnişimizle varlığımızı kanıtladık.” dedi.
Kasım ayrıca, işgalin ateşkesi talep ettiğini ancak anlaşmalara uymadığını belirterek, “Biz anlaşmaya bağlı kaldık, fakat düşman bunu ihlal etti. Artık sorumluluk Lübnan devletine aittir.” dedi ve siyonistlerin, işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi gerektiğini vurguladı.
Kasım, “Şartlara göre hareket edeceğiz. Gerektiğinde ateş açacağız, gerektiğinde sabredeceğiz. Direniş, mürekkeple değil kanla yazılır.” diyerek, işgalci rejimi “Kininizle geberin! Direniş güçlü, var ve devam ediyor.” mesajını verdi.
Kasım, ABD’ye hitaben “Amerikalılar, hedeflerinize ulaşamayacaksınız. Entrikalarınızdan vazgeçin, sabrımızı zayıflık olarak yorumlamayın. İşgali kabul etmeyeceğiz.” dedi.
Kasım, “Direniş, işgal sürdüğü sürece var olmaya devam edecektir.” diyerek, Hizbullah’ın Lübnan’ın güçlü ve adil bir devlet olmasını desteklediğini, bu çerçevede Taif Anlaşması’na bağlı kaldıklarını vurguladı.
Cenaze töreni saat 13.00'te kent merkezinde başladı ve cenaze namazının ardından şehit Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerindeki mezarlığına doğru devam etti. Şehit Safiyuddin'in yarın, memleketi Güney Lübnan'daki Deyr Kanun el-Nahr'da toprağa verilmesi planlanıyor.
Cenazeye, sabah saatlerinden itibaren toplanan çok sayıda insan katıldı. El Meyadin TV, tören alanına ve çevredeki sokaklara gelenlerin görüntüsünü, her yerden "insan seli" şeklinde tanımlarken, havadan çekilen görüntülerde bölgede, kente giden yollarda ve mezarlığa giden yolda çok sayıda insanın toplandığı görüldü.
Cenaze Törenleri Yüksek Komitesi, törene "halk ve resmi katılım da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından yaklaşık 79 ülkenin" katıldığını doğrularken, Lübnan ve yurtdışından resmi şahsiyetler ve heyetler katıldı. Organizatörler, etkinliğe İran, Irak ve diğer ülkelerden üst düzey isimlerin katıldığını bildirdi. (İLKHA)
