Göçer yayımladığı yazılı mesajında, "Beyaz Baston Görme Engelliler Haftasının" bir farkındalık haftası olarak kutlanmasının yanı sıra görme engellilerin sorunlarına sıkı sıkıya eğilme ve yaşam kalitelerinin daha da iyileştirilmesi için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini kaydetti.
HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Göçer, "Görme engelli vatandaşlarımızın hayata daha iyi tutunmalarını sağlamak ve hayatın onlar için zorluklarla dolu olan alanlarında onlara yardımcı olmak her birimizin ayrı ayrı görevidir. Görme engelli kardeşlerimizin yaşadıkları zorluklar sadece onların gözlerinden kaynaklı olan engel değildir elbette. Bazen aracımızı yanlış park etmemiz, bazen toplu taşıma araçlarında her tür engeli olan kardeşlerimize ait yerleri işgal etmemiz onların engellerine daha da engel olmaktadır." dedi.
"Ekonomik bağımsızlık kazanmaları sağlanmalıdır"
İnsanların yaşamlarını sürdürebilme adına ekonomik kazanç elde etmesinin de önemli olduğuna değinen Göçer, "Görme engelli vatandaşlarımızın istihdam noktasında hayata katılmalarının önünü açacak projeler geliştirilmeli ve ekonomik bir bağımsızlık kazanmaları sağlanmalıdır. Görme engelli vatandaşlarımızın sosyal, eğitsel ve ulaşılabilirlik gibi uygulamalardaki yetersizlikler giderilerek görme engelli vatandaşlarımızın toplumsal yaşama katılmaları artırılmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Çarpma ve düşme nedeniyle yaralanma riski yüksek"
Görme engelli vatandaşların çarpma ve düşme nedeniyle yaralanma riski yüksek dezavantajlı grup olduğuna değinen Göçer, "Görme engelli vatandaşlarımızın düşme, çarpma nedeniyle yaralanma gibi riskleri sürekli diğer insanlara göre daha fazladır. Bundan dolayı şehirler inşa edilirken yollar ve sosyal yaşam alanları görme engelli kardeşlerimizin de istifade edeceği bir şekilde düzenlenmeli ve inşa edilmelidir. Cadde ve sokaklarda uygun olmayan kaldırımlar, rampalar, üstü açık bırakılmış çukurlar, kazı çalışmaları, yollardaki kimi engeller, kaldırımlardaki kimi reklam tabelası veya elektrik, aydınlatma direkleri ve daha benzeri birçok engel görme engelli kardeşlerimiz için hayatı daha da zorlaştırmaktadır. Gerek merkezi yönetim gerek yerel yönetimler ve gerekse engeli olmayan vatandaşlarımız bu konuda daha duyarlı ve özverili olmalıdırlar. Görme engelli vatandaşlarımız için karşıdan karşıya geçerken özellikle sesli sinyalizasyon ışıkları devreye konulmalıdır. Okuma yazma konusunda dezavantajlı grup olmasından dolayı görme engelli vatandaşlarımıza yönelik kursların sayısı arttırılmalıdır." şeklinde konuştu.
"Peygamberimizin müezzini de görme engelliydi"
İnsanın kafasındaki gözlerin değil, hakkı görmeyen gözlerin kör olmasının asıl engel olduğuna değinen Göçer, "Sahabe-i kiramın içerisinde görme engelli bir sahabi olan Abdullah b. Ümmü Mektûm (radiyallahu anh) Kadisiye savaşında bayraktarlık yapmış ve aldığı yara ile şehid olmuştur. Peygamber Efendimizin en yakın arkadaşlarındandı. Abdullah b. Ümmü Mektûm, Medine döneminde de Bilal-i Habeşi ile birlikte Hazreti Peygamber'in müezzinliğini yapmıştır. Rasûlullah bir hadisinde Cenab-ı Hakk'ın, 'İki sevgilisini (iki gözünü) aldığım bir kulum buna sabrederse, ben de ona cenneti veririm'. dediğini müjdeliyor. Peygamber Efendimiz engelli sahabelerin her birine bir iş vermiş ve onların da hayatın her alanında var olmalarını sağlamıştır. Hatta öyle ki Peygamber Efendimiz seferde olduğu zamanlarda Abdullah b. Ümmü Mektum'u 13 defa kendi yerine Medine'ye vekil bırakmıştır." dedi. (İLKHA)
