Şeyhmus Tanrıkulu ve HÜDA PAR Van İl Teşkilatından oluşan heyet, Van Olay, Van 65 Haber, Yeni Doğu, Şehrivan ve Vansesi gazetelerinin yanı sıra Anadolu Ajansı Bölge Müdürlüğü, Ulusal Ajans internet haber sitesi ve Basın İlan Kurumu Van Bölge Müdürlüğü'nü ziyaret etti.
Gerçekleşen ziyaretlerde kentteki güncel sorunlar, yerel medyanın karşılaştığı zorluklar ve çözüm önerileri ele alınırken "Aileyi Koruma ve Sapkınlığı Önleme" yasa teklifine destek istendi.
Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, "Seçimden seçime değil, her zaman halkımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Genel merkezimizin kararı doğrultusunda ülkenin farklı bölgelerine ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda daha önce Ağrı, Antalya ve Denizli gibi illerde bulunduk. Şimdi de Van'da yerel medya ve ilgili kurumlarla bir araya geldik, sorunları yerinde dinledik" dedi.
"Ailelerimiz, geleceğimiz tehlikede"
Tanrıkulu, iki hafta önce Meclis'e sundukları "Aileyi Koruma ve Sapkınlığı Önleme" yasa teklifine dikkat çekerek, bu yasa teklifinin hem kamuoyuna duyurulması hem de destek bulması için saha ziyaretleri yaptıklarını belirtti.
Ailenin, toplumun ve devletin temel taşı olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, "Yaklaşık iki hafta önce genel merkezimiz 'aileyi koruma ve sapkınlığı önleme' adında bir yasa teklifi meclise sundu. Dolayısıyla hem bunu kamuoyuna duyurmak hem de kamuoyu desteğini almak adına bu ziyaretlerimizi gerçekleştirmemizin sebeplerinden bir tanesi. Biliyorsunuz ailemiz, toplumumuz, geleceğimiz ve hatta devlet bile bir beka sorunuyla karşı karşıya. Geleceğimiz tehlikede, ailelerimiz maalesef çatırdıyor. Dolayısıyla aileyi güçlendirme adına çok ciddi adımlar atılması gerekiyor. Bununla ilgili olarak daha önce birçok defa açıklamalar yaptık. Hükümete çağrılarda bulunduk. Hükümetin almış olduğu tedbirler maalesef çok yetersiz. Geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanı aileyi güçlendirme adına atılacak olan birkaç adımdan bahsetti. Bunlar iyi, olumlu, güzel adımlar fakat yetersiz. Dolayısıyla aileyi muhafaza etmek istiyorsak bütün bakanlıklarla birlikte özellikle Aile Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'yla birlikte bu konularda adım atılması gerekiyor. Ve aynı zamanda bu konuda RTÜK'e de çok ciddi görevler düşmektedir. Dolayısıyla günümüzde kadın ve erkeğin birbirine düşmanlaştırıldığı, özgürlük adı altında her türlü sapkın fikirlerin meşru bir hale getirilip topluma yayılmaya çalışıldığı bir dönemde bunlara karşı bizim bir dur dememiz lazım. Çünkü hem inancımıza hem gelenek ve kültürümüze aykırı olan bir husus. Meclis'e sunmuş olduğumuz aileyi koruma yasasına hem diğer siyasi partilerin destek vermesi hem de Meclis'te bulunan milletvekillerinin destek vermesini bekliyoruz. Bizim için de önemli, toplumumuz ve geleceğimiz için de önemli. Bunu gittiğimiz yerlerde anlattık, destek de istedik. Sağ olsunlar her türlü desteği de gördük. Hem haberleştirilme alanında hem de kamuoyuna duyulma alanında özellikle yerel medyanın bu konuda desteğini gördük." ifadelerini kullandı.
"Yerel medya güçlendirilmeli"
Yerel medyanın yaşadığı ekonomik sorunlara da değinen Tanrıkulu, Basın İlan Kurumu'nun ilan gelirlerinin yetersiz kaldığını ve kamu kurumlarının doğrudan alım yerine ihale yöntemiyle ilan vermesi gerektiğini söyledi.
Doğrudan alımların şeffaflığı zedelediğine dikkat çeken Tanrıkulu, "Hem iktidara hem de kamu kurumlarına burada seslenmek istiyoruz. Şimdi yerel medyanın güçlendirilmesi lazım. Yani yerel medyanın ayakta kalması gerekiyor. Sadece Basın İlan Kurumu'nun vermiş olduğu ilanlarla ve bu ilan gelirleriyle ayakta kalmaları mümkün değil. Çok zor görünüyor. Çünkü bu konuda çok ciddi şikayetler var. Özellikle dikkatinizi çekmek istediğimiz şu husus var; devlet kurumlarının doğrudan alım yapmaması gerekir. İhale usulüyle ilan vermeleri gerekiyor ki yerel medya güçlendirilsin. Yani diyelim ki A kurumumuz doğrudan alım yerine eğer açık ihale usulüyle ilan verirse yani yerel gazetelere ilan verirse en azından yerel medyanın bir geliri olacaktır. Bu, işin maddi boyutu. İkinci boyutu ise aslında doğrudan alım yapma her ne kadar yasalara göre yüzde 11 destek veriliyorsa da o A kurumunun yüzde 11 ihale alma yetkisi varsa bile sonuç itibariyle biz bunun ahlaki olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü doğrudan alım demek işe usulsüzlüklerin karıştığı anlamına da gelebiliyor. Yolsuzluklar, şaibeler olabiliyor. Dolayısıyla iktidarın bu konuda kesinlikle bir karar alarak kamu kurumlarının doğrudan alım yapmasının önüne geçmesi gerekiyor." diye konuştu.
"Reklam verilerek yerel medya güçlendirilir"
Ayrıca yerel dinamiklere, işverenlere ve esnafa çağrıda bulunan Tanrıkulu, yerel medyaya reklam desteği verilmesini istedi.
Tanrıkulu, "Yerel medyayla ilgili olarak biz yerel dinamiklere de seslenmek istiyoruz. Yani işverenlere, esnafa, tüccarlara, sanayici ve iş adamlarına seslenmek istiyoruz. Yerel medyayı güçlendirme adına bir bütçe ayırmanız lazım. Yani reklam vermeniz lazım. Reklam verilerek yerel medya güçlendirilir. Yine özellikle en önemli bir husus da mülki amirlerin yani valilerin, kaymakamların veya devlet kurumlarının ve aynı zamanda belediyelerin hiçbir şekilde yerel medyaya reklam vermemesi aslında kabul edilir bir durum değil. Çünkü bu kurumların kültür festivalleri adı altında veya farklı isimler adı altında milyonlarca parayı halkımızın maslahatı ve menfaatine hiçbir şekilde fayda vermeyen etkinliklere harcadıklarını biliyoruz. Kamuoyuna yansıdı, medyaya yansıyor bu. Dolayısıyla bu yerlere para harcanırken yerel medyaya bir reklam vermekten kaçınılması ve hatta özel günlerde bile bir reklam verilmemesi aslında yerel medyanın daha da zayıflaması anlamına geliyor. Biz buradan mülki amirlere sesleniyoruz, belediyelere de sesleniyoruz; Lütfen bu konuda biraz daha duyarlı olalım, yerel medyayı güçlendirelim." dedi.
"Van'a yakışan bir çevre yolu yapılmalı"
Van'ın yıllardır çözülemeyen çevre yolu sorununa da değinen Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Van ilimizin de biliyorsunuz 10 yıldan fazladır yapılmayan bir çevre yolu var maalesef. Son bir iki yıldır da tasarruf tedbirleri kapsamında özellikle devlet kurumlarının harcama yetkileri kısıtlandı ama bu aciliyet gerektiren bir meseledir. Yani Van'ın çevre yolunun olmaması trafiğin daha yoğun olması anlamına geliyor. Bundan dolayı ilgili kurumların veya iktidarın bu konunun üzerinde durarak Van'ımıza güzel bir çevre yolunu bir an öce kazandırmalarını istiyoruz. Yine Van'da trafik sorunu var. Bunu aşmak için de aslında hükümetin, iktidarın genel anlamda 81 ili kapsayacak projeler gerçekleştirmesi gerekiyor. Bir bütün olarak seferberlik başlatması gerekiyor. Çünkü sadece Van'da trafik sorunu yok, Diyarbakır'a da gitseniz, Antalya'ya da gitseniz, İstanbul'a da gitseniz böyle trafik sorunlarıyla karşılaşabiliyorsunuz. Belki 10 dakikada gitmeniz gereken yere yarım saat, 40 dakikada bazen bir saatte gitmek zorunda kalıyorsunuz. Bu da halkımızın hem saat hem de maddi ve manevi olarak kaybına neden oluyor. Bu yüzden trafik sorununa kesin çözüm bulunabilmesi için raylı sistemler olabilir, battı-çıktı alt geçitler olabilir, farklı çevre yolları olabilir. Bu da her ilin dinamiklerinin karar vermesi gereken bir husus, dolayısıyla trafiğe de bir çözüm bulunması gerekiyor."
Tanrıkulu, Van halkı ve yerel medya temsilcileriyle yapılan görüşmelerin verimli geçtiğine dikkati çekerek, çözüm önerilerini ilgili mercilere ileteceklerini ifade etti. (İLKHA)