9696,38%-0,29
35,21% 0,06
36,71% -0,03
2962,89% -0,18
4808,85% -0,40
Bursa iş dünyası temsilcileri, küresel durgunluk, yüksek maliyetler ve finansmana erişim zorluklarına rağmen, 2025'te ekonomik iyileşme, şeffaf politikalar ve sürdürülebilir büyüme beklediklerini belirtti.
Bursa iş dünyasını temsil eden OSB'ler, sanayici ve iş insanları dernekleri ile mesleki sivil toplum kuruluşlarının başkanları, 2024 yılını geride bırakmaya hazırlanırken, 2025 yılına yönelik beklentilerini paylaştılar.
2024 yılında küresel ekonomideki durgunluk, artan girdi maliyetleri, finansmana erişim zorlukları ve döviz kuru baskıları gibi zorluklarla karşılaşan iş dünyası temsilcileri, 2025 yılına yönelik daha temkinli bir iyimserlik taşıdıklarını belirttiler.
"Merkez Bsı’nın faizleri düşürmesini bekliyoruz"
2025'in hem dünyada hem de Türkiye'de kendini hissettirecek bir yıl olacağını söyleyen Genç Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (GESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Papatya, "Türkiye için dezenflasyon süreci devam edecek gibi görüyor. Merkez Bsı’nın faizleri düşürmesini bekliyoruz. Ama buna rağmen enflasyon beklentilerin üzerinde seyrediyor ve böyle devam edecek gibi gözüküyor. 2025 yılını 2 ayrı dönem olarak değerlendirmek gerekir. İlk 6 ay sıkıntılarla devam edecek. İkinci 6 ayda umudumuzu kaybetmemek adına iyileşmelerin başlamasını, yavaş yavaş da büyümenin ivmelenmesi bekliyoruz." dedi.
"Şeffaf ve öngörülebilir politikalar ekonomik büyümede belirleyici olacaktır"
Önümüzdeki yılın ekonomik performansında, yurt içi ve yurt dışı dinamiklerin etkisinin belirleyici başlıca faktör olacağını vurgulayan, İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Demir, "İç piyasada yatırımcıya güven veren şeffaf ve öngörülebilir politikalar ekonomik büyümede belirleyici olacaktır. Ancak bu büyümenin sürdürülebilir olması yapısal reformlara ve finans piyasasının istikrarına bağlıdır." diye belirtti.
2025 yılında kur dalgalanmasının devam etmesinin iş dünyası için öngörülmeyen maliyet artışlarına sebep olacağı gibi döviz cinsinden borçlanmanın riskli olduğunu da göstermekte olduğunu belirten Demir, "Enflasyonun, 2025 yılında yüzde 30-40 bandında seyretmesi öngörülüyor. Bu yüksek oran, özellikle inşaat sektörü gibi maliyet hassasiyeti yüksek sektörlerde büyük bir baskı yaratabilir. İş dünyası olarak stratejilerimizi uzun vadeli planlarla desteklemeli, hem yerel hem de küresel pazarda rekabet gücümüzü artıracak teknolojik yatırımları önceliklendirmeliyiz." dedi.
"Gerçekçi bir kur politikası uygulanması gerekir"
İş dünyası için en önemli kriterin istikrar ortamının sağlanması olduğunu belirten Marmara ve İç Anadolu Sanayi ve İş Dünyası Dernekleri Federasyonu (MARSİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Akın, "2 temel parametreden bahsetmek istiyorum. Bir tanesi gerçekçi bir kur politikasının uygulanmasıdır. Böylelikle ihracat yapan iş insanlarımızın ve üreticilerimizin ihracat noktasındaki en büyük probleminin giderilmesi gerekir. Yani birincisi gerçekçi kur politikası diyebiliriz. İkincisi ise krediye ve finansmana erişim imkanlarının sağlanması ve tabii ki bunun da en iyi şartlarla sağlanması, özellikle faizsiz kredilerle yatırım ortamının yeniden canlandırılması lazım." şeklinde konuştu.
Özellikle tüketici nezdinde önemli olan otomotiv ve konut gibi alanlarda finansmana erişimin kolaylaştırılması gerektiğini ifade eden Akın, "Bu imkanların iyi şartlarla sağlanması ile gerek otomotiv gerekse konut üreticilerinin önlerini açacaktır. Bu parametreler sağlandığı zaman 2025 yılındaki ekonomik görünümümüzün çok daha iyiye gideceğini düşünüyoruz." diye ifade etti.
"Zamlar, birçok şirketi finansal darboğaza sürükledi"
2024'ün hem çalışanlar hem de işverenler için oldukça zorlu bir yıl olarak hafızalara kazındığını söyleyen Türkiye Orta Ölçekli Sanayiciler ve Yöneticiler Vakfı Bursa Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kazangil, "Kur baskılaması politikaları, enflasyonu kontrol altına almaya yetmedi. Çalışanların gelirleri enflasyon karşısında erimeye devam ederken, işverenler de art arda yapılan asgari ücret artışlarının üzerinde zamlar yapsa bile çalışan memnuniyetini sağlamakta zorlandı. Ne yazık ki, bu zamlar işletmelerin mali yükünü daha da artırarak birçok şirketi finansal darboğaza sürükledi." diye belirtti.
"Üreticiler, giderek ithalatçı konumuna gelmeye başladı"
Ülkede herkesin taşın altına elini koyarak bir şeylerin düzelmesini beklediğini vurgulayan Kazangil, "Sıkılaşma politikalarının tamamen yanlış olduğu söylenemez ancak Türkiye ekonomisinin belkemiği olan işletmelerin bu süreçte desteklenmesi gerektiği aşikar. Üreticiler, giderek ithalatçı konumuna gelmeye başlıyor ve bu durum ülkenin ekonomik dengelerini tehdit ediyor. İthalatın azaltılıp ihracatın artırılabilmesi için acil ve etkili tedbirler alınması şart. Günümüzde birçok işletme artık büyümenin veya yüksek kazançların peşinde değil; yalnızca ayakta kalmaya, bir yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Görünen o ki, bu mücadele 2025'te de devam edecek." dedi.
"2025 yılından elbette çok şeyler bekliyoruz"
2024 yılının bazı sorunları yeni yıla devrettiğini belirten Bebe Çocuk Konfeksiyon Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği (BEKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Servet Yılmaz, "2025 yılından elbette çok şeyler bekliyoruz. Bunların başında bölgemizdeki savaşlar ile birlikte ekonomik sıkıntıların geride kalması yer alıyor. 2025 yılında ekonomik performans olarak önemli iyileştirmeler bekliyoruz." diye konuştu. (İLKHA)