Pandeminin başından bu yana e-ticarette yaşanan bolluk taşımacılık işlerini büyütürken, özellikle kurye, kargo ve nakliye şirketlerinde yeni iş gücü ihtiyacı doğurdu. Taşımacılıkta artan iş hacminin büyüklüğü bu alana yatırım yapan şirketlerin iştahını açarken, pastadan daha fazla pay almak için gerekli iş gücünü oluşturmanın maliyeti bu şirketleri yeni iş modelleri geliştirmeye itti. Şu anda pek çok kurye, kargo ve nakliye firması, çalışan istihdam etmek yerine dağıtım ve taşıma işlerini şahıs şirketi açılışı yapan bireylere veriyor. Bu şekilde işverenişçi ilişkisi yerini asıl işveren-alt işverene bırakıyor. Bu eğilim istatistiklere de yansıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu Ocak 2021 verilerine göre, esnaf-serbest çalışan sayısı bir ayda 172 bin 614 kişi artarak, 2 milyon 893 bin 394’e yükseldi.
Son dönemde çok fazla tercih edilen bu modelin ilk bakışta her iki taraf için de belli avantajlar sağladığı görülüyor. Özellikle alt işverenliği seçen bireyler, bu modelde bir maaşlı çalışana göre daha fazla ücret alabiliyor. Ancak, SSK bağı, kıdem, yıllık izin gibi özlük haklarından da vazgeçiyor. Çalışma saatleri ise ücretli çalışanlara göre daha uzun olabiliyor.
50 BİN CİVARI ESNAF KURYE VAR
Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Mustafa Özdemir, iş kazası riskinin çok yüksek olduğu kuryeler için esnaf kurye diye de bilinen bu modelin kötü bir çalışma yöntemi olduğunu savundu. Bu modelde verilen ücretlerin özellikle pandemi döneminde işsiz kalan gençlere cazip geldiğini belirten Özdemir, dışarıdan karlı görünse de bu modelin çok fazla olumsuz yönünün olduğunu, en başta da kıdem tazminatı ve yıllık izin gibi özlük haklarından mahrum kalmanın geldiğini dile getirdi. Özdemir’e göre bu modelde en büyük mağduriyet olası bir iş kazasında yaşanıyor. Çalışma saatlerinin de esnaf kuryeler için 10-14 saat olduğunu iddia eden Özdemir’e göre, İstanbul’da en az 20 bin, Türkiye genelinde ise 50 bin kadar kendi vergi açılışını yapmış kurye var.
KANUNA UYGUNLUĞU TARTIŞMALI
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan PwC Türkiye Sosyal Güvenlik Uzmanı Celal Özcan, Sosyal Güvenlik Mevzuatı’na göre doğan birtakım yükümlülükleri olan firmaların mali yüklerini azaltmak için bu tür çalışma yöntemlerine gidebildiğini hatırlattı. Bu tür işler verilirken İş Hukuku’nda muvazaalı alt işverenlik ilişkisine dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Özcan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin belli yükümlülükleri olması gerektiğine değindi.
Özcan, şu ifadeleri kullandı: “Asıl işverenin hizmeti satın aldığı kişi eğer tek başına çalışıyorsa yani ilgili hizmeti tek başına veriyorsa burada bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi oluşmuyor. Bir de hem İş Hukuku’nda hem de alt işveren mevzuatında şöyle bir kural var: Bir şirket, özel bir uzmanlık ya da teknoloji gerektirmiyorsa asıl işini bölerek başkasına veremez. Örneğin bir kargo şirketi, asıl işi olan kargo işlerini bir alt şirkete yaptıramaz. Eğer yaptırırsa burada muvazaalı yani kanuna hileli alt işveren ilişkisi ortaya çıkabilir.”
İşçi yükümlülüklerinden kaçınma kaynaklı bir muvazaalı alt işverenlik tespit edildiği takdirde taşeron hizmeti veren kişi baştan itibaren asıl şirketin işçisi olarak kabul ediliyor ve asıl işveren bu kişinin baştan itibaren kıdem tazminatı, emsal ücretinden ihbar ve yıllık izin gibi tüm yükümlülüklerinden sorumlu oluyor.
İŞÇİ KURYEYE NE ÖDENİYOR? ESNAF KURYE NE KAZANIYOR?
Bir kurye, kargo ya da nakliye firması çalışanının ilgili firmaya işçilik maliyetiyle ilgili şu örnek hesap yapılabilir: 4 bin 500 TL net maaşı olan bir kuryenin işverene ortalama maaş harici aylık maliyeti 3 bin 100 lira. Bir yıllık kıdem ve yıllık izin maliyeti de eklenince aynı işçinin maaş dahil aylık toplam maliyeti ortalama 8 bin 600 TL oluyor. Aynı kurye bu kez vergi açılışını yapıp aynı şirkete hizmeti karşılığı 8 bin 600 TL fatura kestiğinde, ana işveren faturanın karşılığı olan miktarı kuryeye ödemiş oluyor. Aynı zamanda ana işveren, fatura karşılığı aldığı hizmetin KDV'sini şirket defterine işleyerek indirim konusu da yapabiliyor. Peki 8 bin 600 TL fatura kesen kurye için durum ne? Söz konusu kuryenin 1312 TL aylık KDV gideri oluyor. Aylık ortalama gelir vergisi gideri ise 1400 TL civarı. Ancak şahıs ticari faaliyetiyle ilgili giderleriyle bu iki maliyeti aşağıya çekebiliyor. Aynı kişinin bir yıllık ödeyeceği beyannamelerin damga vergisi aylık ortalama 200 TL oluyor. Aylık Bağkur primi ise 1055 TL. Aylık ortalama gelir vergisi gideri ise 1400 TL oluyor. Ayrıca şirket açılışı maliyeti ortalama 500 TL, aylık mali müşavir gideri yaklaşık 200- 300 TL olarak hesaplanıyor.