10875,82%0,21
41,95% 0,17
48,91% 0,10
5332,54% -0,54
9122,83% 0,00
Gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık tarihi kent Mardin’in bu kadim mirası, dünyada da adından söz ettirmeyi sürdürüyor.
Her biri farklı renk ve çeşitleriyle ayrı bir asaleti temsil eden Mardin güvercini, dede mirası olarak nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor.
Mardin güvercini tanıtımı hakkında İLKHA mikrofonuna konuşan Güneydoğu Güvercin Severler Derneği Başkan Yardımcısı ve Mardin Güvercinler Derneği Başkanı Nihat Toparlı, büyüklerden kalan bu kültür mirasını nesillere aktarmaya çalıştıkları gibi dünyaya da tanıtma amacında olduklarını belirtti.
Güvercinleri beslemekle asla ticari amaç gütmediklerini ifade eden Toparlı, her bir güvercinin rengi, bir asaletin sembolü olduğunu kaydetti.
Doğma büyüme bu kültürle meşgul olduğunu aktaran Toparlı, "Güvercin bizim için bir hobidir. Ticari amaç gütmeden, yalnızca Mardin’imizin kültürünü tüm dünyaya tanıtma amacındayız. Bu kültür bize dedemizden, babamızdan kalma bir mirastır. Güvercin sevgisi sonradan edinilmez, bu hobi doğuştan gelir. Türkiye’nin her yerinde çok değerli güvercin severler var. Ancak bu işin başlangıç noktası Mardin’dir. Ecdadımız bu kuşları koruyup kollamış ve bugünlere kadar bizlere ulaştırmıştır. Bizler de bu kültürel mirası dünyaya tanıtmaya devam ediyoruz. Doğma büyüme bu işle meşgulüm." dedi.
"Yusufi güvercini, Hz. Yusuf’un güzelliğini temsil eder"
Mardin güvercinlerin çeşitlerine değinen Toparlı, "Mardin’de çeşit ve renk olarak çok sayıda güvercin bulunur. Her bir güvercinin rengi bir asaletin sembolüdür. Bu renklerden bazıları şunlardır: Ezrek, gökyüzünün maviliğini temsil eder. Mosali, Musul kentinin ihtişamını temsil eder. Yusufi, Hz. Yusuf’un güzelliğini temsil eder. Şemî, arı peteğini temsil eder. Bazı bölgelerde 'Pis gören' veya 'Deve sıçanı' adıyla anılsa da, bizler her zaman asalet ifade eden isimlerle anmayı tercih ederiz. Mardin’deki güvercinlerin asıl ırkı taklacı seferlik güvercinlerdir. Dünyanın her yerinde taklacı güvercinler vardır, ancak performans gücü bakımından en üstün olanlar yalnızca Mardin’dedir ve buradan tüm dünyaya yayılmışlardır. Çünkü bu işin asıl başlangıcı Mardin’dir. Mezopotamya Ovası’na hâkim olan birçok bey Mardin’de yerleşmiştir ve çoğunun güvercin kültürü vardı." şeklinde aktardı.
"Mardin güvercini bizim kültürel mirasımızdır"
Mardin güvercinin en dikkat çekici özelliklerine vurgu yapan Toparlı, "Mardin güvercini bizim kültürel mirasımızdır. Nasıl ki Mardin taşına değer verilmişse, güvercinine de aynı şekilde değer verilmiş ve bu miras bugüne kadar korunarak gelmiştir. Mardin güvercinlerinin en önemli özelliği, sergiledikleri performans ve faaliyettir. Sefer mesafesi, takla sayısı, nizami sefer çıkışı, taklalı inişi ve birçok farklı özelliğiyle dikkat çeker. Mardin bu işin membaıdır." ifadelerine yer verdi.
"Uçan kuşlara ayrı yem, damızlık kuşlara ayrı yem verilmelidir"
Toparlı, güvercinlerin beslenme, tüy dökme ve yavrulama dönemi hakkında da konuşarak, şu ifadeleri kullandı:
"Güvercinin belli bir kuluçka dönemi yoktur; ancak tüy dökme dönemleri vardır. Bu dönemde erkek ve dişiler birbirinden ayrılır. Güvercin tüy döktüğü zaman ne uçar ne de yavru verir. Tüy dökme zamanı ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Allah-u Teâlâ kuşlara böyle bir özellik vermiştir: Yazın tüy dökerler, kışın ise yağlı tüyleri çıkar. Yağlı tüyler, hayvanın kolay kolay üşümemesini sağlar. Sadece ayaklarının sudan korunması gerekir; bu şekilde kıştan fazla etkilenmezler. Bir güvercinin beslenmesi son derece önemli ve hassastır. Özellikle temizliğine, kümes havalandırmasına ve ilaçlı yemlerin dikkatli kullanımına özen gösterilmelidir. Uçan kuşlara ayrı yem, damızlık kuşlara ayrı yem verilmelidir." (İLKHA)