Kadınların ve erkeklerin saçlarını boyamaları caiz midir? Din İşleri Yüksek Kurulu cevapladı..
Din İşleri Yüksek Kurulu, 'Kadınların ve erkeklerin saçlarını boyamaları caiz midir?' sorusunu yanıtladı..
Din İşleri Yüksek Kurulu, 'Kadınların ve erkeklerin saçlarını boyamaları caiz midir?' sorusunu yanıtladı.
Konu hakkında merak ettiklerini araştıran vatandaşlar Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun resmi internet sitesinde konuyla alakalı bir soru sordular.
Din İşleri Yüksek Kurulu verdiği cevap ile vatandaşların meraklarını giderdi. İşte Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu soruya verdiği cevap..
SoruKadınların ve erkeklerin saçlarını boyamaları caiz midir?
Din İşleri Yüksek Kurulu cevabı'Kişinin temiz, bakımlı ve düzgün görünümlü olması, dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Saç, sakal ve bıyık bakımı bu bağlamda değerlendirilmelidir. Saçı temizlemek, yıkamak, koku sürmek, taramak ve boyamak, Hz. Peygamberin teşvik ettiği hususlardandır (Buhârî, Enbiyâ, 50; Müslim, Libâs, 80). Buna göre, başkalarını yanıltma kastı olmaksızın saç, sakal ve bıyık boyanabilir (Mubârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahfezî, V, 433-441).
Erkeğin saçını, siyah dışındaki kına rengi gibi renklere boyaması caiz ise de siyah renge boyaması mekruh görülmüştür. Mekke’nin fethi günü, Hz. Ebû Bekr’in yaşlı babası Ebû Kuhâfe’nin saçlarının beyazlaştığını gören Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Bu beyaz saçın rengini değiştiriniz ve siyahtan sakınınız.” (Ebû Dâvud, Tereccül, 18) Ancak saçı beyazlaşan kimse genç olursa, siyaha boyamasında da bir sakınca görülmemiştir. Çünkü bu durumda siyaha boyanan saç tabii hâline dönüşmüş olacaktır. Nitekim Sa’d b. Ebî Vakkas, Ukbe b. Âmir, Hasan, Hüseyin ve Cerîr gibi sahabilerin bunu uyguladıkları nakledilmektedir (Şevkânî, Neylü’l-evtâr, I, 367, 373).
Kadınlar için ise bir sınırlama yoktur. Bu konuda dikkat edilmesi gereken husus, kadının saçını ve vücudunun diğer mahrem yerlerini yabancı erkeklere göstermemesidir. Boya, saç üzerinde kimyasal bir tabaka oluşturup suyun temasına engel olmadıkça guslü ve namaz abdestini engelleyici bir unsur değildir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 288).'