9863,27%1,88
34,75% 0,10
36,60% 0,33
2957,36% 0,48
4831,50% 0,59
Kifoz tedavisinin kifozun türü, şiddeti ve altta yatan nedenlere bağlı olarak değiştiğini belirten uzmanlar, tedavi seçeneklerinin konservatif (cerrahi olmayan) yöntemler ve cerrahi müdahaleler olduğunu söylüyor.
Kifoz tedavisinde öncelikle fizik tedavi ve egzersizlere başvurulduğunu aktaran Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, kifoz (kamburluk) tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kifoz tedavisinde kullanılan yöntemler kifozun şiddetine göre değişebiliyor
Hörgüç veya kamburluk olarak bilinen duruş bozukluğunun tıbbi literatürde ‘kifoz’ olarak adlandırıldığını ifade eden Paksoy, “Kifoz, omurganın normalden fazla eğrilmesi durumudur ve bu eğrilik genellikle üst sırt bölgesinde görülür. Yani, sırtın üst kısmında aşırı bir öne eğilme söz konusudur. Bu da genellikle sırtın dışa doğru kabarık görünmesine neden olur.” dedi.
Kifoz tedavisinde kullanılan yöntemlere değinen Paksoy, kifozun türü, şiddeti ve altta yatan nedenlere bağlı olarak tedavinin de değişkenlik gösterdiğini, tedavi seçeneklerinin genel olarak konservatif (cerrahi olmayan) yöntemler ve cerrahi müdahaleyi içerdiğini söyledi.
Fizik tedavi ve egzersizler kifozun etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir
Konservatif yani cerrahi olmayan tedavi yöntemlerinden bahseden Paksoy, şunları söyledi:
“Konservatif yöntemlerin başında fizik tedavi ve egzersizler geliyor. Omurga kaslarını güçlendirmeye ve duruşu düzeltmeye yönelik postüral egzersizler, kas gerginliğini azaltmak ve omurganın hareketliliğini artırmak için kullanılan esneme egzersizleri, genellikle çocuklar ve ergenlerde, omurganın düzgün bir şekilde hizalanmasına yardımcı olacak sırt korseleri, bilgisayar kullanımı ve oturma pozisyonlarının düzeltilmesini içeren ergonomik düzenlemeler ve fizik tedavi uzmanları tarafından hazırlanan özel egzersiz programları kifozun etkilerini azaltmaya ve iyileştirilmesine yardımcı olabilir.”
Konservatif tedavi yöntemleri yetersiz kaldığında cerrahi müdahaleye başvurulabilir
Cerrahi müdahalelerin ise genellikle konservatif tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı, kifozun şiddetli olduğu veya altta yatan sağlık sorunlarının cerrahi müdahaleyi gerektirdiği durumlarda düşünüldüğüne dikkat çeken Paksoy, “Kifoz, omurga diziliminde ciddi bozukluklara sebep olduğundan karmaşık durumdur. Bu sorunun çözülmesinde omurganın cerrahi olarak düzeltildiği ve stabilize edildiği operasyonlar yapılabilir. Bu genellikle metal çubuklar, vidalar ve plakalar kullanılarak yapılır.” dedi.
Cerrahi müdahalenin bazı riskler ve komplikasyonlar içerebileceğine değinen Op. Dr. Kemal Paksoy, “Cerrahi alanda enfeksiyon oluşması, cerrahi sırasında veya sonrasında kanama, omurilik veya sinir hasarı ve nörolojik problemler, operasyonun başarılı olamaması veya kifozun tekrarlaması gibi riskler vardır. Cerrahi sonrası iyileşme süreci uzun olabilir ve fiziksel rehabilitasyon gerektirebilir.” şeklinde konuştu.
Kifoz uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir
Kifoz tedavi edilmediğinde uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebileceği uyarısında bulunan Paksoy, “Uzun vadede şiddetli kifoz, göğüs kafesinin daralmasına neden olabilir, bu da akciğerlerin yeterince genişleyememesi ve dolayısıyla nefes almakta zorluk çekilmesine yol açabilir. Bu durum, solunum problemlerine ve oksijen alımında azalmaya neden olabilir.” dedi.
Uzun süreli kifozun, sırt ve bel bölgesinde kronik ağrılara neden olabileceğini, omurga eğriliği, kas ve eklemler üzerinde ek yük oluşturarak ağrıyı artırabileceğini de dile getiren Op. Dr. Kemal Paksoy, diğer etkileri şöyle açıkladı:
“Omurganın eğriliği, sinir köklerinin sıkışmasına neden olabilir. Bu durum, kol veya bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi nörolojik semptomlara yol açabilir. Kifoz, vücut dengesini bozabilir ve yürüyüşte zorluklara neden olabilir. Omurgadaki deformasyonlar, vücut ağırlığının düzgün dağılmasını engelleyebilir. Şiddetli kifoz, iç organların yerini de değiştirebilir ve sindirim sistemi üzerinde baskı oluşturarak sindirim sorunlarına yol açabilir.”
Erken tanı ve tedavi hem fiziksel hem de psikolojik sağlık için önemli!
Kifozun fiziksel görünümü ve sürekli ağrıya neden olmasının psikolojik etkilere de neden olabileceğine değinen Paksoy, “Bireyler düşük özsaygı, sosyal çekilme, depresyon ve anksiyete gibi duygusal sorunlar yaşayabilir. Bununla birlikte, fiziksel aktivitelerin kısıtlanmasının, hatta şiddetli vakalarda hastaların uzun süre yatakta kalmak zorunda olması nedeniyle bası yaraları gibi ek sağlık sorunları oluşmasının hastaların yaşam kalitelerini olumsuz etkileyeceğini söylemek mümkün.” diye ekledi.
Tedavi edilmemiş kifozun bu potansiyel etkileri nedeniyle, özellikle şiddetli veya ilerleyici durumlarda, erken tanı ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanmasının önemli olduğunun altını Paksoy, erken tanı ve tedavinin hem fiziksel hem de psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkiler oluşturabileceğini ve yaşam kalitesini artırabileceğini söyledi.
Tedavi sonrası kifozun tekrarlamaması için bunlara dikkat edilmeli!
Tedavi sonrası kifozun tekrar oluşma riski olduğuna dikkat çeken Paksoy, “Bu risk, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir.” dedi ve kifozun tekrar oluşma riskini azaltmak için uygulanabilecek bazı stratejiler olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Tedavi sonrası doktorun önerdiği bakım ve kontrol planlarına uyum sağlanmalı. Düzenli ve uygun egzersizler yapılarak omurganın ve kasların güçlenmesine yardımcı olunmalı. Günlük yaşamda doğru duruş alışkanlıkları benimsenmeli ve bu alışkanlıklar sürdürülmeli.
Tedavi sonrası kifozun tekrar oluşma riskini azaltmak için bu stratejilere dikkat etmek ve yaşam tarzında gerekli değişiklikleri yapmak, uzun vadeli başarı ve sağlıklı bir yaşam için önemlidir.” (İLKHA)