Peygamberler Şehri Şanlıurfa, tarihi ve manevi açıdan büyük öneme sahip cami ve makamlarla dolu bir şehir olarak biliniyor.
Kente gelen ziyaretçilerin özellikle Balıklıgöl Yerleşkesi’nde cami ve ibadethanelerin bulunmasından dolayı giyim ve kuşama dikkat edilmesi isteniyor.
Maneviyatı yüksek olan bu mekânlarda, Peygamberlerin ve mümtaz şahsiyetlerin izlerinin bulunduğu, ziyaretçilerin ruhani atmosferi hissedebileceği ifade ediliyor. Ziyaretçilerin, bu kutsal mekanlarda saygılı bir şekilde davranmaları ve giyim kuşam konusunda daha hassas olmaları gerektiği belirtiliyor.
Şanlıurfa'nın manevi zenginliklerinden birini oluşturan Hazreti İbrahim'in makamı, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın manevi açıdan en büyük makamlarından biri olarak kabul ediliyor. Hazreti İbrahim, Hazreti Nuh ve Hazreti İdris gibi Peygamberlerin doğduğuna inanılan bu kutsal alanda, zamanla manevi bir atmosfer oluşmuş durumda.
Dergah Camii Zikir Müdavimlerinden Mehmet İhsan Çermikli, özellikle ziyaret alanlarında giyim ve kuşama dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, gelen ziyaretçilerin bunun bilincinde olup ona göre hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Çermikli, geçmişte bu makamı ziyaret edenlerin vücutlarını ve başlarını örterek saygı gösterdiğini belirterek günümüzde de aynı saygının devam etmesi gerektiğini ifade etti.
Manevi anlamda büyük bir öneme sahip olan bu mekanlarda ziyaretçilerin, laubali hareketlerden kaçınmalarının ve giyimlerine özen göstermelerinin hem kendilerine hem de kutsal makama büyük fayda sağlayacağını vurgulayan Çermikli İLKHA aracılığıyla çağrıda bulundu.
“Manevi makamlara gelirken edep ve usule biraz daha riayet edilmeli”
Mehmet İhsan Çermikli
Çermikli, “Bulunmuş olduğumuz makam, Türkiye'nin manevi olarak en büyük makamı sayılır. Bütün dinlerin babası olan Ceddül Enbiya dediğimiz Hazreti İbrahim'in makamıdır. Rivayete göre burada Hazreti İbrahim, Hazreti Nuh, Hazreti İdris de doğmuştur. Bir rivayette ise, Danyal Peygamber'in buraya gelip ibadetle meşgul olduğu rivayet edilir. Bundan dolayı bizim insanlarımızdan ricamız, böyle manevi makamlara gelirken bizzat hanım bacılarımızdan edep ve usule biraz daha riayet etseler daha güzel olur. Hem kendileri için büyük fayda elde ederler, en azından buraya girerken, bu makama bir saygı göstermiş olurlar. Tabii ki Allah'ın Peygamberine saygı göstermek, Allah'a saygı göstermektir; bu gözle bakmak gerekir bu olaya. Bizim insanlara tavsiyemiz, bu tür makamlarda sigara içilmemesi, çok fazla laubali hareketlerde bulunmamaları, malayani konuşmalar yapmamaları ve giyimlerine de biraz dikkat etmeleridir.” dedi.
“40-50 yıl önce buraya gelen hanım bacılarımıza kapının önünde tesettür verilirdi”
Daha önce Balıklıgöl’deki kutsal makamlara girmeden önce kadınlara tesettür verildiğini hatırlatan Çermikli, “Hatırladığım kadarıyla 40-50 yıl öncesinde buraya gelen hanım bacılarımıza kapının önünde tesettür verilirdi, vücutları ve başlarını örterlerdi ve makamı o şekilde ziyaret edip çıkardı insanlar. Gerçekten maneviyata susamış durumdalar ve bu makamın gerçekten feyzi, bereketi var. Bazen ben makama girdiğimde bu kalabalığı gördüğüm zaman, bazen tefekküre dalıyorum. Kendi kendime, Ya Rabbim! Bunlar normalde bu makama geldiler fakat esasında senin kapına gelmişler. Asıl amaçları sensin, senden talepleri var, o talepleri sana arz ediyorlar ve sana dua ediyorlar.’ Burada 400-500 yıldır yapılan zikir ve dualar da var, onların feyizleri de var.” diye konuştu.
“Biraz edebe riayet etmek lazım”
Makam-ı İbrahim'de sabah vakitlerinde öten kuşlar meselesine değinen Çermikli, “Bizim büyüklerimizin anlattığı bir mesele var; bu makamda, burada Makam-ı İbrahim'de ağaçlarda öten kuşlar var. Biz o kuşlara ‘zevzir’ deriz. Bir ara tasavvuf ehli birine sordum, ‘Nedir bu kuşlar, her sabah geliyorlar?’ diye. Bana, ‘Bu kuşlar her sabah gelirler. Bunlar göçmen kuşlardır ve burada Allah'ı zikrederler. Yani onlar öyle kafalarına göre gelmiyorlar, onları buraya çeken bir enerji var, bir atmosfer var bu alanda,’ diye cevap verdi. Gerçekten de geçmişte burada Hristiyanların ve Yahudilerin bulunduğu havraların olduğu, dediğim gibi, Danyal Peygamber'in, Hazreti Üzeyir ile birlikte yaşamış olması, ileride Danyal Peygamber'in bahçesi olması... Bizim büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla, Danyal Peygamber gelip oradaki bahçede kalıyormuş, buranın manevi atmosferinden faydalanıyormuş ve o havayı teneffüs ediyormuş. Bizim de bu konuda insanlardan ricamız, bu maneviyatı daha iyi teneffüs etmeleri, o havayı daha iyi alabilmeleri. En azından o hava kendilerinde kalıcı olarak kalsın. Onun için de buraya girerken biraz edebe riayet etmek lazım. Zaten edep ahlaktır, din de ahlaktır ama arkasından, ‘Ahlak nedir?’ dediğimiz zaman, büyük zatlarımızın bir lafı var. 'Ahlak, haddini bilmektir. Allah'a ve çevresine karşı insanın haddini bilmesidir.'" ifadelerini kullandı. (İLKHA)