Mardin Peygamber Sevdalıları Derneği Başkanı Fasih Memiş, şubat ayının şehadet ayı olarak idrak edilmesiyle, şehadet ve şehitlik mertebesi üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Şubat ayı, İslam davası uğruna can verip şehit olan birçok önemli şahsiyeti içinde barındırıyor. Bu minvalde her yıl şubat ayı şehadet ayı olarak farklı idrak edilmesiyle Mardin Peygamber Sevdalıları Derneği Başkanı Fasih Memiş, İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.
Şehadet mertebesinin İslam’da büyük bir yeri olduğunu belirten Memiş, şehitliğin Allah’ın seçtiği kullarına verdiği en büyük rütbelerden biri olduğunu vurguladı.
Bir Müslümanın hayatı iman ve cihattan müteşekkil olduğunu kaydeden Memiş, “Her şeyin başı İslam’dır. İslam dininin direği namazdır. İslam dininin en zirve noktası, en doruk noktası ise cihattır. İslam, sadece bir inanç sistemi değil, bir yaşam biçimidir. Müslümanların hayatı, her yönüyle Allah’a ve O’nun emirlerine boyun eğmekle şekillenir. Peygamber Efendimiz, her şeyin başının İslam olduğuna dikkat çekmiş ve İslam’ın temeli olarak da namazı, o da yeterli değilse zirvesi olarak da cihadı göstermiştir. Bu sebeple, bir Müslümanın hayatı iman ve cihattan müteşekkildir. Allah’ın davasının, emir ve hükümlerinin hâkim kılınması yolunda çaba ve gayret gösteren, tüm bu uğurda canını feda eden kişilere İslam’da ‘şehit’ denir.” şeklinde konuştu.
Memiş, şehadet kavramının önemine vurgu yaparak, “Şehadet, bir insanın iman ettiği davaya kanıyla şahitlik etmesidir. Bir Müslüman, imanını ve değerlerini savunmak uğrunda, Allah’ın yolunda canını feda ettiğinde, Allah’ın katında ‘şehit’ olarak yüceltilir. Bu mertebe, Allah’ın seçtiği kullarına verdiği çok büyük bir lütuftur. Şehitler, sadece bu dünyada değil, ahirette de Allah’ın rahmetine ve huzuruna kavuşurlar. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır; ‘Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayınız, bilakis onlar diridir, Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.’ Bu ayet, şehitlerin aslında ölü olmadıklarını, ancak bizim onların durumlarını idrak edemediğimizi belirtmektedir.” dedi.
“İslam’ın zaferi için verilen her mücadele Allah yolundadır”
Memiş, “Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’e sahabeleri, ‘Ey Allah’ın Resulü! Bir kimse ganimet toplamak için savaşıyor, bir kimse kahramanlık için savaşıyor, bir kimse de ailesinin ve kabilesinin ismini duyurmak için savaşıyor. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?’ diye sormuşlardır. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, ‘Allah’ın kelamının yücelmesi için savaşan kişi Allah yolundadır.’ demiştir. Bu hadisten de açıkça anlaşılmaktadır ki, Allah’ın dininin yücelmesi, İslam’ın zaferi için verilen her mücadele Allah yolundadır ve bunun neticesinde elde edilen şehadet de yüce bir mertebe olarak kabul edilir.” ifadelerine yer verdi.
Tarih boyunca İslam uğruna can veren büyük isimlere değinen Memiş, “İslam tarihi boyunca, Allah’ın dinini yüceltmek ve İslam’a hizmet etmek için canlarını feda eden nice kahramanlar vardır. Özellikle şubat ayında bu tür fedakâr insanlar, yüce şehadet mertebesine ulaşmışlardır. Mesela, Amerika’da zenci Müslümanlarla özdeşleşen Malcolm X, şubat ayında şehit olmuştur. Yine, Mısır’da İhvan-ı Müslimin hareketinin lideri Hasan el-Benna, şubat ayında şehadet şerbetini içmiştir. Ayrıca, İskilipli Atıf Hoca da yine şubat ayında şehit olmuştur. Bu isimler, sadece kendi halklarına değil, tüm İslam dünyasına büyük hizmetlerde bulunmuş, hak ve adalet mücadelesiyle anılmışlardır. Tabii, bu şehitlerin sadece bunlarla sınırlı olmadığını belirtmek gerekir. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, içtenlikle şahadeti umarak yatağında ölenleri de şehitler mertebesine yükseltebileceğini belirtmiştir. Birçok tanıdığımız Allah eri, İslami hareketler içinde aktif olarak çalışan insanlar, bu şubat ayında Allah’ın rahmetine kavuşmuşlardır. Mesela, Şeyh Şamil, şubat ayında Medine’de vefat etmiş; Çeçen mücahitlerin lideri Zelimhan Yandarbiyev da yine şubat ayında şehadet şerbetini içmiştir.”
Memiş, Gazze ve Kudüs’teki zulme de değinerek, ifadelerini şöyle sonlandırdı:
“Bugün, Gazze’de son 15 ayda 50 binden fazla kardeşimiz şehit oldu. Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için mücadele eden bu mücahitleri rahmetle anıyor ve Allah’tan onlara merhamet etmesini diliyoruz. Bizler de onlara komşu olmayı, onların yolunda yürümeyi Allah’tan temenni ediyoruz. Bu uğurda can veren şehitlerimiz, her zaman hafızalarımızda ve kalbimizde yaşayacaklar. Bu cihattan yaralanan kardeşlerimize de Allah’tan şifa diliyorum. Her Müslüman, bu kutlu mücadelede üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve şehitlerimizin yolundan gitmelidir.” (İLKHA)