14155,46%0,76
42,69% 0,23
50,15% 0,06
5897,70% 0,71
9533,17% 2,62
Milli Eğitim Bakanı Tekin, TBMM Genel Kurulu'nda, Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunda, eğitimin tüm insanlığı kuşatan bir kapsamının bulunduğunu anlattı.
Eğitim hakkının, bir insan hakkı ve diğer hakların kullanılmasının anahtarı olduğuna işaret eden Tekin, eğitimin herkes için erişilebilir kılınması, ayrımcılığın engellenmesi konusunda devlete sorumluluklar yüklendiğini kaydetti.
Bakan Tekin, şöyle devam etti: "Ülkemizin eğitim alanındaki yapılanmasını yakın dönem siyasi tarihimizin etkilerinden bağımsız olarak değerlendirmemiz mümkün değildir. Cumhuriyet tarihi boyunca farklı dönemlerde yaşanan askeri müdahaleler, muhtıralar, vesayet girişimleri, olağanüstü yönetim dönemleri en yoğun etkisini eğitim politikalarında göstermiştir. Okulun, müfredatın, sınav sisteminin, okul türlerinin, öğretmenlik mesleğinin, bilimsel ve demokratik siyaset zemininde tartışılması gereken başlıklar olmaktan çıkarılarak kapalı kapılar ardında ve salt, ideolojik kabuller eşliğinde şekillendiği yasakçı dönemleri maalesef Türkiye yaşamıştır. Bu dönemlerde eğitim toplumun tamamını kuşatan hak alanı olmamış, aksine belli kesimleri dışarıda tutan, bazı hayat tarzlarını makbul, bazılarını sakıncalı gören tasnif aracına dönüşmüştür."
Tekin, başörtüsü yasağının kaldırıldığını, kat sayı adaletsizliğinin giderildiğini aktardı.
Tekin, eğitim hakkını Anayasa'nın ve temel insan hakları ilkelerinin kapsamı içerisinde gördüklerinin altını çizerek, "Hangi kimlikten, bölgeden, aileden gelirse gelsin, okulun kapısından içeri giren her çocuğun kendisini diğerleriyle eşit görmesini, devletin de herkese eşit mesafede durduğunu hissedebilmesini istiyoruz. Öğretmenlerimiz başta olmak üzere eğitim alanındaki tüm aktörler ve paydaşlar için de aynı hissiyatı taşıyoruz. Eğitimi her türlü ideolojik prangadan kurtarmaya, toplumsal barışın, farklılıklarla bir arada yaşamanın ve insan haklarına dayalı demokratik toplum düzeninin temeli olarak yapılandırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Tekin, eğitim alanını, uzun vadeli vizyonla, stratejik kararlılıkla ve toplumsal sorumluluk bilinciyle ele alacaklarını dile getirdi.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni, eğitim alanındaki mücadelenin yeni bir safhası gördüklerini ifade eden Tekin, eğitim sistemine değer temelli, yerli ve milli zemin bir kazandırarak, kültürel sürekliliği sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Tekin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Milli Mücadele döneminde eğitim meselesini bekayla düşündüğünü aktardı.
"Her çocuğumuzun emanet olduğu bilinciyle hareket ediyoruz"
MESEM'lerle ilgili eleştirileri hatırlatan Tekin, mesleki eğitimin Türkiye'nin iktisadi ve ahlaki omurgalarından birisi olduğunu ifade etti.
Bu alandaki tartışmaların arka planında 28 Şubat süreciyle zihinlere yerleştirilen kırılmaların bulunduğuna dikkati çeken Tekin, katsayı uygulamalarıyla meslek liselerinin ve imam hatiplerin kapılarını kapatan anlayışın başka kavramlar üzerinden aynı kurumsal yapıları yıpratmaya çalıştığını belirtti.
Mesleki eğitimin sorun gösterildiğini dile getiren Tekin, MESEM'in, kökleri 1977'ye uzanan çıraklık eğitimini örgün eğitimin parçası haline getiren program türü olduğunu kaydetti.
Bakan Tekin, MESEM'lerle ilgili bilgi vererek, "Mesleki eğitimle, çocuk işçiliği arasında kesin çizgilerle ayrıştırma yapan düzenleme mevcuttur." dedi.
İş sağlığı ve güvenliğinin Anayasa ile ilgili kanunlarla güvence altına alındığını anımsatan Tekin, şunları kaydetti: "Her çocuğumuzun emanet olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Onu ucuz iş gücü olarak gören her türlü yaklaşım bizim için hem hukuken hem de vicdanen kabul edilemez. Bugün karşımızda mesleki eğitimde yürütülen her çabayı görmezden gelip, okulla, atölyeyle, sözleşmeyle, sigortayla yürütülen bir süreci tek kelimelik etiketlere indirgeyen bir dil kullanıyorsunuz. Eğitim ile emek arasındaki köprüyü güçlendirmeye çalıştığımız her adımı, sanki gençlerimizi ucuz iş gücü haline getiren bir düzen kuruyormuşuz gibi sunan bu yaklaşım, hakikati de, istatistiği de, pedagojiyi de göz ardı ediyor. Bizim için asıl mesele bir meslek öğretmenin ötesinde gencin hayat yolculuğunu, güvenli, saygın ve denetimli şekilde kurabilmektedir."
"Sahadaki her adımı yakından izleyen süreci yürütüyoruz"
Tekin, bir öğrencinin, işletmeye yerleştirilmesinin tek başına Milli Eğitim Bakanlığının verdiği karar olmadığını, bu sürecin ortak değerlendirmeyle yürüyen çok aşamalı bir süreç olduğunu belirtti.
Bu süreçte iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin en hassas oldukları konular arasında yer aldığını vurgulayan Tekin, işletmelerin, kanuna uygunluk, program yeterliliği, usta öğretici niteliği, öğrencinin sosyal alanlarının varlığı, İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu çerçevesinde incelendiğini, şartları taşımayan işletmelerin program dışında bırakıldığını anlattı.
Bakan Tekin, program kapsamına alınan işletmelerin rutin aralıklarla denetlendiğini, eksiklik tespit edilen işletmelerin sözleşmelerinin de feshedildiğini aktararak, "2024-2025 eğitim öğretim yılında 253 bin işletme denetlenmiş, 23 bin 252 işletmenin uygunsuz olduğu gerekçesiyle sözleşmeleri feshedilmiştir." bilgisini paylaştı.
Staj için işletmelere giden öğrencilerin, tanımlı meslek öğretmeni koordinatörlerinin bulunduğunu belirten Tekin, bu koordinatörlerin en fazla 10'ar günlük periyotlarla öğrencileri ziyaret ettiğini dile getirdi.
Yusuf Tekin, "Hiçbir evladımızın hayatını asla riske atmadan sahadaki her adımı yakından izleyen süreci yürütüyoruz." diye konuştu.
Bütçe görüşmelerine 10'uncu kez katıldığını söyleyen Tekin, CHP'nin, AK Parti iktidarlarında "çok bakan değiştirildiği", "eğitimde sürekli değişiklikler yapıldığı" ve "MESEM'ler" konularındaki eleştirilerine tepki gösterdi.
Tekin, CHP'nin seçimler öncesi bu konulardaki vaatlerini sıralayarak, "Şimdi soruyorum arkadaşlar, gerçek düşünceniz ne? Art arda 3 seçimde birbirini tamamen nakseden öneriler... Bu nasıl bir tutarlılık anlayışıdır, bu nasıl bir siyaset anlayışıdır. Siz 5 ayrı seçim bildirgesinde 5 ayrı eğitim kurgusunu peş peşe kurgulayan, sıralayan bir siyasi hareket olarak, bugün burada 'sürekli değişiklik yapıyorsunuz' eleştirisi getirirken, aslında kendi tutarsızlığınızın altını çiziyorsunuz." dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "arınma" çağrısına "CHP arınacaksa bizi eskiye döndürmek isteyen bu zihniyetten arınacak" cevabı verdiğini söyleyen Tekin, şunları kaydetti:
"Bu sizin için bir kaçış cümlesi. Eğer siz 'bizden önceki zihniyet eski zihniyetti, ondan arınıyoruz' diyorsanız saygı duyuyorum. Ben ise AK Parti kadrolarında siyaset yapan bir arkadaşınız olarak, benden önce 2002'den bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı yapan bütün bakanlarımızla, yaptıklarıyla gurur duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın eğitim öğretim süreçlerinden, yürüttüğü işlerle gurur duyuyorum. Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı olarak katıldığımız bütün uluslararası toplantılarda, Türkiye, eğitim öğretim süreçlerinde bu devrimi nasıl başardığını gururla anlatmaktan mutluluk, huzur duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşı olarak, Türk milletinin, milli iradenin temsilcisi olarak sizlerden de istirhamım, bizi, yaptıklarımızı, gurur duyacak şeyler olarak görün. Sizin de gurur duymanızı sağlıyor, gurur duymanız için mücadele ediyoruz. Milli Eğitim Bakanı olarak huzurlarınızda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran, hayat veren, bütün referans ilkelerini göz önünde bulunduran bir ekiple çalışarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, vatandaşlarına yakışır bir eğitim öğretim sistemi kurgulamak için gece gündüz çalışıyoruz." (İLKHA)