10104,85%-0,08
35,67% 0,13
37,46% 0,70
3180,65% 0,82
5102,07% 1,42
Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Mekke'den Kudüs'e oradan da Sidretul Müntehaya yaptığı mübarek yolculuğu ifade eden Miraç, İslam âlemi tarafından yarın idrak edilecek.
Resul-i Ekrem'in bir gece Mescid-i Harâm'dan Mescid-i Aksâ'ya yaptığı yolculuğa İsrâ, oradan göklere yükselmesine Miraç denilmiştir.
Hadis kaynakları ile siyer ve delâil kitaplarında isrâ ve miraçla ilgili birçok rivayet mevcuttur. Buhârî ve Müslim'de yer alan rivayetlerin ortak noktalarına göre olay şu şekilde cereyan etmiştir:
Sidretü'l-müntehâ'ya yolculuk
Bir gece Resûlullah, Kâbe'de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrail geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis'e götürdü. Resul-i Ekrem Mescid-i Aksâ'da iki rekât namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrail biri süt, diğeri şarap dolu iki kap getirdi. Resûlullah süt dolu kabı seçince Cebrail kendisine "fıtratı seçtin" dedi, ardından onu alıp dünya semasına yükseltti. Semaların her birinde sırasıyla Âdem, İsa, Yusuf, İdris, Harun ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülma'mûr'un bulunduğu yedinci semada Hazreti İbrahim'le buluştu. Sidretü'l-müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah'ın huzuruna çıktı. Burada Cenâb-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hazreti Mûsâ, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah'tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hazreti Peygamber'in huzur-i ilâhîye müracaatı ve Mûsâ ile diyalogu devam etti. Bir rivayete göre Resul-i Ekrem'e Miraç'ta Bakara suresinin son ayetleri indirilmiş ve Allah'a ortak koşmayanların affedileceği müjdesi verilmiştir.
Hüzün yılı
Miraç mucizesi, Peygamberimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) en büyük dostu, sırdaşı ve tesellisi Hazreti Hatice ile Peygamberimizin hamisi, amcası Ebu Talib'in vefat ettiği hüzün yılında ve baskılar yüzünden İslam'ın tebliğ edilemediği Mekke'den farklı bir yer aramak gayesiyle çıktığı, müminlerin yüreklerini parçalayan Taif yolculuğundan sonra meydana gelmiştir. Bu büyük sıkıntılardan sonra Miraç mucizesiyle, yüce Allah Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ve ashab-ı kirama büyük bir feyz ve bereket ihsan etmiştir.
Beş vakit namaz
Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Mekke'den Kudüs'e oradan da Sidretul Müntehaya yaptığı bu mübarek yolculuk Recep ayının 27 sine denk gelen gece vuku bulmuştur. Bu mübarek gecede yüce Rabbimiz, Resulü Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ile tekellüm etmiş ve onun şahsında İslam ümmetine üç hediye vermiştir. Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) gözümün nuru diye tanımladığı beş vakit namaz farz kılınmış, Bakara Suresinin son iki ayeti bu mübarek gecede nazil olmuştur. Ve ümmetin, Allah'a şirk koşmayanların büyük günahlarının affedileceği müjdesi verilmiştir.
Cenab-ı Hakkın sohbetine ve münacatına müşerrefiyet
Bu yolculuk, başından sonuna derin manalarla yüklü olup Efendimizin manevi makamlarda ve kemalat mertebelerinde yükseldiği manevi bir seyahattir. Özünde, Velayet-i Ahmediye'nin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bütün velayatın fevkinde bir külliyet, bir ulviyet suretinde bir tezahürüdür ki bütün kâinatın Rabbi ismiyle, bütün mevcudatın Halık'ı ünvanıyla Cenab-ı Hakkın sohbetine ve münacatına müşerrefiyettir.
Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin ifadesi
Miraç hadisesi, Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin ifadesi olduğu gibi Sevgili Peygamberimize verdiği değerin de bir göstergesidir. Allah Resulü’nün yaşadığı sıkıntılı ve hüzünlü günlerin ardından hem onu teskin etmek hem de iman edenlere manen yükseliş ve yücelişin imkân ve yollarını göstermek gibi pek çok hikmetler barındırır.
Müminin miracı
Miraç bizlere, yükselmenin ve yücelmenin tevhit, adalet, ahlak ve merhamet gibi yüce değerlere sabırla sahip çıkmak ve bu uğurda çalışmakla mümkün olacağını anlatır. Allah’a kulluğu, peygamberine sadakati, Nebilerin emanetine vefayı, mahlûkata şefkati ve kutsal tüm değerlere hürmeti ifade eder. Müminin miracının özünde insanlığın iyiliği ve hayrı için çalışmak vardır. Bu yönüyle insanî değerlerin ve ahlakî erdemlerin iyice örselendiği günümüzde insanlığın yeniden dirilişi için Miraç gecesi büyük bir imkândır.
Kudüs ve Mescid-i Aksa
Diğer taraftan Miraç bize Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı hatırlatır. Mekke ile Kudüs’ün, Beytullah ile Beyt’ül Makdis’in arasında kopmaz bir bağın olduğunu gösterir. Kudüs, Hazreti Âdem’den itibaren İslam’ı tebliğ vazifesiyle görevlendirilen nice peygamberin hatırasını barındıran kutlu bir şehirdir. Müslümanlar nezdinde her türlü meşakkatin göze alınarak yolculuk yapılmaya değer görüldüğü üç mabetten birinin bulunduğu yerdir. Tarihte Darü’s-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan Kudüs, bugün huzura hasrettir. Kudüs’ün yeniden barışın şehri olması için gayret etmek tüm Müslümanlar için ihmal edilmez bir mes’uliyettir.
Gazze ve Kudüs için dua
Rahmetin sağanak halinde yağdığı böylesi müstesna bir zaman diliminde Allah'a daha yakın olmaya çalışalım ve bilelim ki Allah'a yakınlık, onun emirlerini yerine getirmek, yasak ettiği şeylerden kaçınmakla mümkündür.
O halde müminin miracı namazdır düsturuyla secdelerimizi çoğaltalım, Kur'an'ı ayet ayet kalbimize nakşedelim, ellerimizi semaya açıp ümmetin içine düştüğü gafletten kurtulması, başta Gazze ve Kudüs olmak üzere zalimlerin darmadağın ettiği ümmet coğrafyasının kurtuluşu, birliği ve muhabbeti için dua edelim.
Bu mübarek gecede, ellerimizi semaya, dillerimizi duaya, gönüllerimizi Rabbimize açıp yalvaralım ve diyelim ki:
Ey Rabbimiz! Bize göndereceğin her hayra muhtacız.
Rabbimiz! Gönlümüze ferahlık ver. İşimizi kolaylaştır.
Ya Rabbi! Bizleri bağışla. Bizlere merhamet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. (İLKHA)