İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, İslam'ın işçi haklarına verdiği önemi vurguladı.
Altun, helal kazanç ve emeğin kutsallığına dikkat çekerek, işverenlerin çalışanlarının haklarını ödemekle yükümlü olduğunu belirtti. Ayrıca, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin karşılıklı bir emanet anlayışıyla şekillenmesi gerektiğini söyledi.
İşverenlerin çalışanlarının huzurunu, sağlığını ve güvenliğini sağlaması gerektiğini belirten Altun, işçilerin de işverenin araçlarını ve gereçlerini emanet olarak görmesi gerektiğini ifade etti.
İslam'ın iş ahlakına riayet edilmesi gerektiğini vurgulayan Altun, böyle bir çalışma ortamının hem dünyada hem de ahirette huzur getireceğini belirtti.
"İslam alın terini mukaddes görür"
Altun, helal ve meşru yollardan rızık kazanmanın İslam dininin emri olduğunu hatırlatarak, "Yüce dinimiz İslam, bu uğurda gösterilen çabayı, harcanan emeği, dökülen alın terini mukaddes görür. Allah rızası gözetilmeyen, helal-haram çizgisine riayet edilmeyen, yalan, aldatma ve haksızlık içeren her türlü iş ve ticareti ise yasaklar. Her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da bir ahlak vardır. İslam'ın iş ve ticaret ahlakının temeli doğruluktur, dürüstlüktür. Helal-haram duyarlılığıdır. Emeğe ve alın terine saygıdır. İnsan haysiyetini ve hukukunu korumaktır." dedi.
"İşçinin ücreti, alın teri kurumadan verilmelidir"
Altun, işverenlerin çalışanlara karşı sorumluluklarını şu sözlerle dile getirdi:
"Kimimiz işçi, kimimiz işveren, kimimiz çiftçi, kimimiz tüccar; her birimiz emek ve fedakârlıkla birbirimizin hayatına dokunuyoruz. Hangi görevde olursak olalım İslam’ın iş ve ticaret ahlakını kuşanma sorumluluğumuz vardır. İş ve ticaret hayatında işverene düşen, huzurlu bir çalışma ortamı sağlamaktır. Resûlüllah'ın 'Çalışana ücretini, alın teri kurumadan önce veriniz.' buyruğunca emeğin karşılığını tastamam ödemektir. Çalışanlarla kardeşçe, insaflı, sıcak ve samimi bir ilişki kurmaktır. İbadet ve dinlenme gibi ihtiyaçları için gerekli imkânları sunmaktır. Çalışanlarının sağlığını ve hayatını korumak, iş güvenliğine yönelik bütün tedbirleri almak işverenin sorumluluğundadır."
"Aldığımızı hak etmeliyiz, helal kılmalıyız"
İslam'ın iş ve ticaret ahlakının temelinde doğruluk, dürüstlük, helal-haram duyarlılığı ve emeğe saygı olduğunu belirten Altun, "Geliniz, çalışma hayatımızda İslam’ın hayat veren ilkelerine sımsıkı sarılalım. İşimizin ve ticaretimizin hakkını verelim; helal lokma uğrunda alın teri dökelim. Çalışma ve helal kazançla hayatımıza bereket ve huzur katalım. İş ve ticaret ahlakına riayet edenlerin hem nafakalarını helal yoldan temin edeceğini hem de Rabbimizin rızasına nail olacağını unutmayalım. Ne iş olursa olsun aldığımızı hak edecek derecede hassasiyet göstermeliyiz. Aldığımızı hak etmeliyiz, helal kılmalıyız." diye konuştu.
"İşveren ve işçi arasındaki diyaloglar tamamen Allah rızasına dayanmalıdır"
İşçi ve işveren ilişkilerinin Allah rızasına dayanması gerektiğini söyleyen Altun, her iki tarafa da şu uyarılarda bulundu:
"İşveren ve işçi arasındaki diyaloglar tamamen Allah rızasına dayanmalıdır. İşçi, işverenin bütün araç ve gerekçelerini bir emanet olarak görüp kollamalı, sahip çıkmalı ve kendi öz malı gibi görmelidir. İşveren de, işçinin alın teri kurumadan hakkını ödemeli, minnet etmemeli, duasını almalı, gönlünü hoş etmelidir. Böyle olduğu müddetçe çalışan da çalıştıran da hayatından ve malından, kazandıklarından huzur duyacaktır, bereketini görecektir. Belki de günahlarımızın kefareti olacaktır. Aynı zamanda işçi de işverene bir emanettir." (İLKHA)