BBP lideri Mustafa Destici, asgari ücrete ilişkin 'İnşallah yarın yüzde 50'lik bir artışla bu ilan edilecektir diye ümit ediyorum. 8 bin liranın üzerinde bir rakam olduğunu tahmin ediyorum' dedi.

Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) 'Bilgilendirme, İstişare ve Dayanışma Toplantısı', Ankara'daki bir otelde gerçekleştirildi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve partililerin katıldığı toplantıda, ekonomiyle ilgili sunumlar yapıldı.

Toplantıda konuşan Destici, 'Cumhuriyeti ilan ettiğimiz tarihin üzerinden neredeyse bir asır geçti. Geçen asırdan bugüne taşıdığımız ve sonradan önümüze çıkarılan ağır meselelere rağmen, bugün ümit verici bir seviyede olduğumuzu düşünüyorum. Elbette daha iyi bir noktada olabiliriz, olacağız. Hayalini kurduğumuz noktaya ulaşmak için hep birlikte çalışacağız. Çok uzak olmayan bir zamanda da bu seviyeyi yakalayacağımıza inanıyorum' dedi.

Asgari ücret ve EYT hakkında konuşan Destici, şu ifadeleri kullandı:

'Hem iş dünyamızı hem de işçi kardeşlerimizi düşünerek makul olan tespit ve tekliflerde bulunduk. Biz, yüzde 50 civarında bir teklifi önerdik. Ben, en son görüşmede de iş dünyasının bu rakama yaklaştığını gördüm. İnşallah yarın yüzde 50'lik bir artışla bu ilan edilecektir diye ümit ediyorum. 8 bin liranın üzerinde bir rakam olduğunu tahmin ediyorum. Söyleyeceğim ikinci konu ise EYT. Haklı olarak emeklilik bekliyorlar ve biz de bunu uzun yıllar savunduk. Oyun içinde kurul değiştirilemez. Toplamak, düzeltmek ve hak sahibine hakkını teslim etmek yine bizim içinde bulunduğumuz Cumhur İttifakı'na nasip olacak inşallah'

Geçmişte Türkiye'de birçok olumsuz hadise yaşandığına dikkat çeken Destici, 'Bunlardan ilk hatırlanan 5 Nisan 1994 ekonomik krizidir. 28 Şubat süreci ülkemiz için çok sayıda probleme neden oldu. Bu sürecin meydana getirdiği sosyal ve siyasal tahribatın dışında, sadece batan bankalarla hortumlanan, kaybolan rakamın 65-70 milyar dolar olduğu o dönemi inceleyen raporlarda yer alıyor. 2001 yılında yaşadığımız ekonomik krizin ise bize faturasının, 250 ile 400 milyar dolar arasında olduğu uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Danıştay baskını, Hrant Dink cinayeti, 367 krizi, Ergenekon dava süreçleri, MİT krizi, Gezi Olayları, 17-25 Aralık süreci, şehirlerde ardı ardına patlayan bombalar ve 15 Temmuz hain darbe girişimi, arka arkaya sosyal hayatı, dolayısıyla siyaset ve ekonomiyi sarsan kriz anlarıydı. Biz, Avrupa devletlerinin belki 50 yılda bir kez yaşayabileceği kriz şartlarını, birkaç yıl içinde peş peşe yaşadık. Tümü, doğrudan ya da dolaylı, milletimizin her bir ferdine önemli zararları olan olaylardır. Tümünde, uluslararası güç odaklarının parmak izlerine rastlarız' dedi.

21'inci yüzyılın Türk asrı olacağını söyleyen Destici, 'Avrupa'nın yüz yıllara dayanan sömürgecilik geçmişine rağmen birçok konuda AB ortalamasını tutturduğumuzu göreceksiniz. Yani bizim bir yılda yaşadığımız problemleri bu ülkelerin 30-40 yılda yaşamadıkları ve görmedikleri halde bizim bazı kriterler açısından onlardan geride kalmadığımız ortadadır. Bu da bizim umutlu olmamız için çok önemli bir değerdir. Lakin biz inanıyoruz ki, 21'inci yüzyıl Türk asrı olacak ve şimdilik bölgesel bir güç olarak dünyada her geçen gün etkinliğimizi artırıyoruz. Biz büyük bir ihtimalle göremeyeceğiz. Fakat bizim çocuklarımız, torunlarımız büyük bir küresel güç olan Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak yaşayacaklar' dedi.