10605,60%0,18
41,29% 0,06
48,37% 0,16
4807,44% -0,48
7824,20% -0,51
Okulların açılmasıyla çocukların başta kahvaltı olmak üzere beslenme alışkanlığı da değişmekte, çocukların günlük yaşamında önemli değişiklikler yaşanıyor. Özellikle sabah erken saatlerde derse yetişme telaşı, kahvaltı başta olmak üzere beslenme alışkanlıklarını da doğrudan etkiliyor.
İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulunan Beslenme Uzmanı Sara Ayyıldız, çocukların dengeli ve düzenli beslenmelerini sağlamanın, hem okul başarısı hem de sağlıklı gelişimleri açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.
Ayyıldız, kantin alışkanlıkları, beslenmenin akademik başarı üzerindeki etkisi, obezite ve fast food tüketimi hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Okul dönemindeki çocukların sabah kahvaltısının önemine değinen Ayyıldız, "Hem çocuk hem yetişkin olsun kahvaltıyla güne başlanılmadığı zaman bir sıfır yenik düşüyoruz. Çünkü kahvaltı vücudun çalışması için hayati fonksiyonlarımız için bir binanın temeli gibidir. Çocuklar kahvaltı yaptığı zaman hem moral motivasyon hem de bilişsel fonksiyonları aktif olacaktır. Derslerde gösterdikleri başarılar artacak, bu noktada kan şekeri seviyeleri düzenlenecektir. Çocuklar eğer sağlıklı gıdaları tüketme noktasında anne babayla çalışıyorlarsa çocuğa çok baskı yapmadan sevgiyle yaklaşarak, mutlaka bunları yedirmeliyiz." ifadelerini kullandı.
"Hem obeziteye hem de sağlık sorunlarına yol açabilir"
Kantin alışkanlıklarının, çocukların sağlığını etkileyebildiğini belirten Ayyıldız, "Anne babanın çocuğa aşıladığı alışkanlıklar önemlidir. Bu da alışkanlıkların yanı sıra çocuk okula gittiğinde beslenme çantasında anne babanın tabii ki de ekonomik durumlarına göre doğru besinleri ilave etmelidir. Kantin satışlarında öğretmen ve idarecileri de 'Lütfen gazlı içecekler, paketli gıdalar, cipsler vesaire satmayınız' diye uyarıyoruz. Bunun önüne geçenler oluyor bunu uygulayanlar da oluyor. İlk etapta çocukları bu gıdalardan uzak tutarak, beslenmelerini tamamen anne ve babanın hazırladığı gıdalarla karşılamamız gerekiyor. Diğer anlamda bu gıdalar fazlasıyla hem obeziteye hem de sağlık sorunlarına yol açabilir. Ambalajlı ürünler de başlı başına bir sorun teşkil etmekte. Çocuk özellikle kahvaltı yapmıyor, okula gittiğinde tostu alıp artık içinde monosodyum glutamat olan soslarla ketçap mayonez vesaire sağlık sucukları da birleştirip çocukların tüketimine sunuyorlar. Bu onlara daha cazip geliyor ama anne baba tam tahıllı bir sandviç beraberinde evde yapılan sağlıklı bir tostla beraber çocuğu gönderir alışkanlıklar temelden alıştırılırsa hiçbir problem kalmayacak. Ancak öğretmenlerin de bu noktada her zaman çocuklara bunu aşılaması lazım." şeklinde konuştu.
Beslenmenin dikkat, odaklanma ve akademik başarı üzerindeki etkisine de değinen Ayyıldız, "Yapılan araştırmalarda özellikle omega 3 tüketimleri, abur cuburdan uzak durarak besin tüketiminin gerçekleştirilmesi stres seviyesinin azaltılmasında etkili olduğu söyleniliyor. Bağırsaklarımızdaki mutluluk hormonunun yani sese karşı olan hormon serotonin salgılanmasını yüzde 75'i gerçekleşmekte. Eğer bağırsakları rahatsız edecek gıdalarla beslenilirse bu tabii ki de serotonin eksikliğine sebep olur. Bundan dolayı kişide stres faktörü çok daha fazla artar. O yüzden mutlaka omega 3 içeren özellikle; ceviz, balık, yeşil sebzeleri mutlaka eklememiz gerekiyor. Probiyotik içerikli gıdalar olan kefir ve yoğurt stres alışkanlığını azaltacaktır. O dönemde biraz psikolojik olarak çocuğun üzerine çok yüklenmeyip ne zaman 'Doydum' derse o zaman 'Tamam' deyip sofradan kalkmasını da izin vermek gerekiyor." ifadelerini aktardı.
"Çocuklar, yemek yerken televizyon kapatılmalı"
Ayyıldız, okul çağındaki çocuklarda obezite riskini azaltmak için yapılması gerekenleri aktararak, "Fast food denildiğinde zaman akla sadece hamburger geliyor. Daha geniş bir açıdan bakıldığında dışarıda pişirilen kızarmış tavuklar beraberinde pizzalar ya da soslu yemekler, makarnalar bunlar hepsi dâhil maalesef. Bunların hiçbir besleyici değeri bir tık olabilir. Fakat tamamen sağlıksız yağlar ve ağır soslarla yapıldığı için kişide enerji alımını arttırıp direkt olarak ya artışına sebep olabilecektir. Ayrıca malum olduğu üzere çocuklar artık televizyonun önünde yemek yeme alışkanlığı olmuş durumda. Ya da aile ortamında bir masada beraber yemek yeme alışkanlığı azaldığı için bundan dolayı daha çok kilo alımına yönelmektedirler. Dolayısıyla çocuğa yemek yedirildiğinde televizyonu kapatmasını isteyeceğiz. Bir porsiyon kontrolü tabağında sağlanmalıdır. Ebeveynlere sesleniyoruz: 'Bu noktada çocuklarınıza her zaman sizde kendi tabağınızla örnek olun." diye belirtti.
"Çocukların tamamen ev yemekleri kültürüne yönelmesi gerekiyor"
Ayyıldız, çocukların enerji, motivasyon ve ruh hali için tüketmesi geren besinlere de yer vererek, "Gün içerisinde ruhsal anlamda iyi olabilmek için vücudumuzda özellikle bağırsaklarımızda bizi hantallaştırmayacak lavabo ihtiyacımızı rahatlıkla gerçekleştirebileceğimiz bir beslenme alışkanlığını gerçekleştirmemiz lazım. Bunun için de tamamen ev yemekleri kültürüne yönelmemiz gerekiyor. Her zaman ev yemekleri kültürü deniliyor ama evde bazen pişirilen yemekler de sağlıksız olabiliyor. Mesela aşırı derecede gereksiz miktarda yağlı olan yemekler, yemeği beğenmeyip çocuğa her gün patates kızartması yediren anneler, bunlar da aslında bir fastfood kadar zararlı faktör olarak görebiliriz. Bu stres faktörünün olmaması için tekrar bir öğün düzenini sağlayarak, aile ortamında bir sofra kültürünü yaygınlaştırarak, çocuğa tabii ki de sporu aşılayarak her zaman bunu minimize etmeye çalışmalıyız. Bu da anne babalarının elinde. Bilinçli anne-babalar eğer bunu kendileri halleder diyorlarsa bir sağlık profesyoneli bir diyetisyenin yolunu ya da psikolojik olarak bir problem varsa bir psikoloğun yolunu tutarak kombine bir tedavi gerçekleştirilebilir. Bizler çocuklar için buradayız. Ayrıca okullara gidip verdiğimiz eğitimlerde sağlıklı beslenmeye aşılıyoruz. Umarım sağlıklı nesiller yetişir, bir kişiye ulaşırsak bin kişiye ulaşırız. Bu da bizim için kâr." ifadelerin kaydetti. (İLKHA)