İTTİHADUL ULEMA aracılığıyla bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Mardin’e gelen Pakistan’dan bir heyet, kentte bulunan tarihi medrese, medrese müderrisleri ve üniversitede bulunan eğitimcilerle bir araya geldi.
Pakistan'daki Arapça Medreseleri Birliği'nin resmî sözcüsü Abdülkuddüs Muhammedî, burada İLKHA mikrofonuna medresenin önemi ve Pakistan’da medrese eğitiminin işleyişi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Filistin’deki soykırım savaşına da dikkat çeken Muhammedî, İslam devletlerinin Kudüs davası başta olmak üzere orada bulunan eğitim yerleri ve bütün Müslüman kardeşleri korumakla mükellef olduklarını vurguladı.
“Medreselerde gayret ve çalışma kesilirse, geriye sadece boş binalar kalır”
Muhammedî, İslam dininde eğitimin ve dinin yayılmasının önemine değinerek “Pakistan’da Kur’an-ı Kerîm ezberletmeye yönelik okullarımız ve medreselerimiz var. Ayrıca, din eğitimi ve dinin yayılması için geniş bir ağımız bulunmakta. Biz, Mardin’e geldik ve burada, Selçuklu döneminde kurulmuş olan Kasımiye Medresesi'ni ziyaret ettik. Burası zamanında bir eğitim kurumuymuş ama şimdi artık bir medrese değil. Ancak burada büyük bir yapı, odalar, bir sistem mevcut. Binanın tamamında ilim ve eğitim izleri ve etkileri hâlâ görülüyor. Bu minvalde şunu demek istiyoruz ki: Eğer biri gayret eder, özellikle de eğitim, öğretim, dinin yayılması ve davet konularına odaklanırsa, bu Allah katında değerlidir. Ancak eğer bu gayret ve çalışma kesilirse, geriye sadece boş binalar kalır. Ne bir çalışma olur ne de bir etki; sadece yapı kalır ama tesiri kalmaz.” şeklinde konuştu.
“Çok şükür Pakistan’da 25 bin medrese, 3 milyon öğrencimiz var”
Pakistan’daki medrese eğitimi hakkında bilgi veren Muhammedî “Eğer bir yerde eğitim, öğretim ve ilim faaliyeti varsa, bu toplum ve halk üzerinde büyük bir etki bırakır. Elhamdülillah, Arapça Medreseleri Birliği olarak Pakistan’da bize bağlı 25 bin medrese ve binlerce üniversite bulunmaktadır. Bu medreselerde üç milyon erkek ve kız öğrenci eğitim almaktadır. Bu medreseler, Allah’ın izniyle hem eğitim hem de dinin yayılması için faaliyet göstermekte ve bu çabalar halk ve toplum üzerinde olumlu etki bırakmaktadır. Bu yüzden, medreselerimizi imar etmek ve çalışmalarımızı kesintisiz bir şekilde sürdürmek zorundayız. Eğer bu çabalar kesilirse, geriye sadece boş binalar kalır. Tüm ümmetin, tüm halkın, herkesin eğitime, dinin yayılmasına ve davete odaklanması gerekir.” ifadelerini aktardı.
“Gazze’deki kardeşlerimizi, camilerimizi, medreselerimizi savunmakla mükellefiz”
Filistin’de işgal rejimin özellikle dini eğitim yerleri hedef aldıklarını belirten Muhammedî “Özellikle bu günlerde, Gazze ve Filistin'de yaşanan büyük katliamlar var. Siyonistler, medreseleri, eğitim merkezlerini ve hatta Kudüs’ü harap etmek, ibadetin ve eğitimin olmadığı bir hâle getirmek için çaba harcıyor. Ancak biz bu kutsal yerleri korumak zorundayız. Kudüs’ü savunmak bizim görevimizdir. İlim miraslarını korumak da bizim sorumluluğumuzdur. Bu savunma, bizim üzerimize düşen bir görevdir ve biz Gazze’deki kardeşlerimizi, merkezlerimizi, camilerimizi, Medreselerimizi savunmakla mükellefiz. Bu bizim görevimizdir. Ümmetin artık uyanması gerekir; uyku hâlinden silkinip kalkması gerekir. Zulme ve saldırılara karşı mücadele etmeli, gayret göstermeli ve harekete geçmelidir.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)