10609,37%-0,06
40,42% 0,10
47,29% 0,04
4418,92% 0,18
7046,59% 0,65
Üniversite tercih döneminde birçok öğrenci, aceleci kararlar ya da çevresel baskılarla yanlış adımlar atabiliyor. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmeni Muhammed Beşir Özçelik, tercih sürecinde karşılaşılan hatalar, aile baskısı ve rehberlik desteğinin önemi üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Muhammed Beşir Özçelik, özellikle tercih döneminde öğrencilerin sık yaptığı hataları şöyle ifade etti:
“Şu anda çok önemli bir süreç olan YKS tercih dönemindeyiz. Öğrencilerde en sık hata yapılan durumlarda aslında öğrencinin istemediği, sadece atanmak için ya da sadece maddiyat tarafı düşünerek gittiği mesleklere maalesef ilerleyen zamanlarda geri dönüşü olmayan hatalar ve sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu konuda aslında isteklerinin önemli olduğunu, yeteneklerinin de önemli olduğunu göz önünde bulundurarak tercih yapmaları gerekiyor. En sık hata yapılanlardan başka bir tanesi de internetten çıkardığı listelerle, tanıdıkları vasıtasıyla oluşturduğu listelerle yapılan tercihler. Maalesef bu da geri dönüşü olmayan hatalara neden oluyor. Hatta araya farklı tercihler sıkıştırınca da maalesef bir yılı heba olabiliyor. Burada muhakkak rehber öğretmeniyle görüşülmeli ve onay alınmalıdır. Bu çok önemlidir."
“Önce istek, sonra sıralama önemlidir”
Tercih sürecinde öğrencilerin çoğu zaman yalnızca şehir ya da popülerlik gibi etkenlerle hareket ettiğini ifade eden Özçelik, bu yaklaşımın da ciddi sorunlara yol açtığını belirterek “Öğrenci 1-2 sene mezuna kalınca bıkıyor. ‘Puanım yetsin de nereye olursa gideyim' düşüncesi vardır. Özellikle ‘Kötü bölüm de olsa güzel şehre gideyim’ düşünceleri de var. Ama maalesef burada da öğrencilerimiz yanılıyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra memnun kalamayıp geliyor eve. Bu sefer iş bulmak için 3 sene, 4 sene hatta 10 sene bile uğraşıyor. Biz bir sene kaybedelim ama 10 senemiz sonraki yaşlarda geçmesin. Çünkü orada bir meslek sahibi oluyor. O meslek dışında bir iş yapamadığı için seçeneği çok az. Ancak şu anda kalıp daha fazla çalışırsa seçenekleri çok büyük oranda artacaktır. Dolayısıyla önce istek, sonra sıralama çok önemlidir. Puan önemli değildir, sıralamaya göre tercih yapılmalıdır. Çünkü puan niye önemli değil? Her sene sınavın zorluğu değişebiliyor. Değişebildiği için de puan çok fazla oynak oluyor ama sıralamalar genellikle bellidir. Sıralamamıza göre tercih yapacağız.” ifadelerini kaydetti.
Kararsız öğrenciler için konuşan Özçelik, şu ifadeleri kullandı:
"Kararsız öğrencilere genellikle 'Kesin ben gitmek istiyor muyum?' diyorsun. 'Evet' diyorsa, o zaman gidebilecekleri bölümleri sıralıyoruz. Fakat 'Yok ben kalmak istiyorum, benim istediğim bir meslek var' diyorsa ve gerçekten çalışabileceğine inanıyorsa o zaman kesinlikle kalmasını istiyoruz. Hayatta mesleği iyi seçmek lazım. Ondan dolayı eğer ki yanlış seçerse büyük oranda hayatı mahvolabilir.”
Özçelik “Üniversite mi yoksa bölüm mü sorusuna ise bölüm daha önemli olacaktır. Misal mühendislik bölümünde tabi ki üniversitenin markası, değeri çok önemlidir. İyi üniversitede okuyacak. Ancak hemşirelik ve ebelik ise veya öğretmenlerde ise büyük oranda çok etki etmiyor.” dedi.
“Tercih esnasında öğrenci ve velinin bir arada olması oldukça önemlidir”
Ailelerin öğrenciler üzerindeki baskısına da dikkat çeken Özçelik “Tercih döneminde en çok yaşanılan sorunlardan birisi de aile baskısıdır. Öğrencimiz tercih için geldiği zaman mümkün mertebe ailesiyle gelmesini istiyoruz. Çünkü biz burada konuştuğumuz şey belli, tek gelse konuştuğumuz şey öğrenciye farklı yansıtılıyor; öğrenci tek gelse konuştuğumuz şey veliye farklı yansıtılıyor. İkisinin burada beraber olması bizim için çok önemlidir. Veli tabii ki gerçekçi düşünüyor. ‘Bu öğrencimiz kazandığı bölümde para kazanacak mı?’ sorusunu yöneltebiliyor. Öğrenci ise istediği bölüm ve istediği şehir öne çıkarıyor. Bu ortayı bulmak için bayağı uğraş veriyoruz. Burada da ikisinin de gönlü olabilecek bir noktaya varmamız gerekiyor. ‘Öğrenci istediğine gitsin' denilse bile, üniversiteyi bitirdikten sonra işsiz kaldığı zaman yaşayacağı psikolojik bunalım çok büyük olacaktır. Biz bunu da yaşamasını istemiyoruz. Genellikle sadece atama odaklı değil, özelde de çalışabileceği bir meslek... Bunu gözden kaçırabiliyoruz. Sadece atanacak duruma göre gidersek, atanmazsa işsiz kalır. Ancak özelde çalışabileceği bir mesleğe yönlendirmek çok daha güzel olur. Öğrenciye baskı olduğu anda öğrenci istemediği bir bölüme gidecek. İstemediği için de bu sefer okumayacak. Aileye sürekli bir bahane öne sürecek ve aile de bu şeyinden sonra onu pişman ettirebilir. Yani öyle bir durum yaşıyoruz.” şeklinde aktardı.
“Öğrencilerimize her zaman manevi tarafında olduğunu söylüyoruz”
Sınavdan başarısız olanlar için manevi tarafının da unutulmaması gerektiğini aktaran Özçelik “Gerçekten çalışmış, uğraş vermiş öğrenciler var ama geldiği noktada kötü bir sonuç almıştır. Orada da tabii ki Rabbim bazen öyle nasip ediyor. Emekler aynı anda alınamayabilir. Uzun bir süreç gerekiyor. Biz bazen bunu gözden kaçırabiliyoruz ama biz öğrencilerimize bir manevi tarafımızın olduğunu söylüyoruz. Bazen de öğrencilerimiz ‘Bana Rabbim bunu nasip etti' diyor ve bu şekilde bir yol çözebiliyor. Öğrencilerimiz bu konuda çaba gösterip devam ettiği takdirde her istediğini elde edebiliyor. Bir öğrencimiz 9’uncu sınıftan 12’nci sınıfa kadar gerçekten düzenli çalışıyor ve kısa bir çalışmayla istediğini elde edebiliyor. Ancak 12’nci sınıfta gece gündüz çalışan bir öğrencimiz ‘Ben çok çalıştım, ben gece gündüzü kattım, niye kazanamadım?' diyebiliyor. Bu yanılgıya düşüyor. Ama başarı uzun süreçli ve kısa kısa adımlarla geliyor. Bunu da gözden kaçırmamaları hususunda uyarıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Tercihte nasıl bir sıralama yapmalısı gerektiğini de belirten Özçelik, şu ifadeleri kullandı:
“İlk 3-4 tercihi hayal edilen bölüm ve üniversite olmalıdır. Ardından ortaları da öğrencinin puanına denk, biraz arkası biraz önü şeklinde sıralanmalı. En sonda da kesinlikle kendini garantiye alacak, kendi puanı ve sıralamasından düşük bölümleri tercih etmelidir. Bu çok önemlidir. Bazıları sadece istediğini ekliyor, gelmeyince 'Ben boşta kaldım' diyor. Burada da geri dönüşü olmayan yola girebiliyor. Ondan dolayı en son tercihlerimiz, 5-6-7-8... Daha fazla da olabilir. Kendi sıralaması ve puanında çok aşağıda olan yerler de tercih edilebilir.” (İLKHA)