10989,85%-0,84
41,68% 0,20
48,95% 0,20
5173,59% 0,31
8526,45% 0,06
Prof. Dr. Çelik, doğru ile yanlışın iç içe geçtiği bir dönemde yaşadığımızı vurgulayarak, "Hiç kimse yoğurdum ekşi demez' sözünde olduğu gibi, insanlar kendilerini yanlış yolda görmüyor. Oysa ahlak, toplum olarak en çok değer kaybettiğimiz alanların başında gelmektedir." ifadelerini kullandı.
Önceki ümmetlerin helak sebeplerini hatırlatan Çelik, Lut kavminin zina ve eşcinsellikte, Şuayb kavminin ise ölçü ve tartıda hile yapmada öne çıktığını belirtti. Bugün ise bu kavimlerden daha kötü durumda olunmasına rağmen ahlaksızlığın normalleştirildiğini söyledi.
Giyim konusunda da ciddi yozlaşma yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Çelik şunları kaydetti:
"Evin içinde giyilemeyecek kıyafetler sokaklarda giyilmeye başlandı. Çıplaklık normal bir durum olmaktan çıktı, teşhire dönüştü. Peki çıplaklık bir hak mı? Bir kişi bedeninin istediği yerini açarak toplum içinde gezebilir mi? Bu, özgürlük olarak gösterilemez."
Zina gibi ağır günahların "kaçamak, yasak ilişki" gibi kavramlarla normalleştirildiğini, çıplaklığın da "cesaret" adı altında teşvik edildiğini söyleyen Çelik, "Özgürlük ve insan hürriyeti gibi kavramlar da oyun hamuru gibi eğilip büküldü. Oysa özgürlük, Allah’ın emrine, topluma ve kişinin nefsine zarar vermeyen davranışlarla sınırlıdır." dedi.
"Hiç kimsenin günah işleme özgürlüğü yoktur." diyen Prof. Dr. Çelik, son olarak şunları söyledi:
"Bir insan 'Bu beden benim, istediğim gibi kullanırım' diyemez. Çünkü beden Allah’ın bize emanetidir. Hem Allah'ın hukukunu, hem toplumun hukukunu, hem de kendi nefsinin hukukunu gözetmek zorundayız. Günah işlemek özgürlük değil, insanı şeytana tutsak eden bir esarettir. Asıl özgürlük günahları terk etmektir." (İLKHA)