10840,59%1,05
36,60% 0,09
39,72% 0,19
3522,36% 0,13
5671,28% 1,27
Oruç tutmanın İslam’ın beş şartından biri olduğunu vurgulayan Ünalan, bu ibadetin yalnızca bedensel değil, aynı zamanda ruhî bir arınma süreci olduğunu belirtti.
Oruç tutmanın insanı "insan-ı kâmil" mertebesine ulaştırdığını ifade eden Ünalan, Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu aleyhi Vesellem) "Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir." hadisini hatırlatarak, oruç ibadetinin insanı bilinçli ve sorumlu bir birey haline getirdiğini söyledi.
"Ramazan, İslam’ın beş şartından biri olan orucun tutulduğu aydır"
Ramazan ayının, Müslümanlar için büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Ünalan, "İslam’ın beş şartından biri olan oruç, Müslüman bireyin dini sorumluluklarından biridir. Eğer bir insan Müslüman olacaksa, bu beş şarttan biri olan orucu da yerine getirmesi gerekir. Ramazan ayında oruç tutmak, dinin temel unsurlarından biri olduğu için son derece önemlidir. Oruç tutmayan bir insan, dininin beşte birini yerine getirmemiş olur." dedi.
"Oruç, ruhî arınmanın en önemli vesilelerinden biridir"
Oruç ibadetinin yalnızca aç kalmaktan ibaret olmadığını belirten Ünalan, bu ibadetin aynı zamanda bireyin manevi gelişimini destekleyen bir süreç olduğunu söyledi.
Ünalan, "Oruç, ruhî arınmadır. Kalbin, ruhun, aklın ve beynin temizlenmesi demektir. Aklı, kalbi, beyni ve ruhu temiz olan bir Müslüman, gerçek anlamda insan-ı kâmil olma yolunda ilerler. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem, Müslümanı şu şekilde tanımlamıştır. 'Müslüman, diğer Müslümanların (ve insanların) elinden ve dilinden emin olduğu kişidir.' Eğer bir insan diliyle veya eliyle başkalarına zarar vermiyorsa, onların hakkına ve hukukuna riayet ediyorsa, o kişi dört dörtlük bir Müslümandır." ifadelerini kullandı.
"Ramazan, bin aydan daha hayırlı bir gecenin içinde bulunduğu aydır"
Ramazan ayının önemine dikkat çeken Ünalan, Kur'an-ı Kerim'in bu ayda indirilmeye başlandığını ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni içinde barındırdığını vurgulayarak, "Bu mübarek ay öyle bir aydır ki, sadece bir gecesi bin aya bedeldir! Yani, bir ay yaklaşık 83 yıllık bir ömre denk gelir. Şimdi bu ayın 30 gecesini düşündüğümüzde, ne kadar mübarek ve kutsal bir zaman dilimi olduğu daha iyi anlaşılır." şeklinde konuştu.
"Peygamber Efendimiz, Ramazanın son on gününde ibadetlerini daha da artırırdı"
Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem), Ramazan ayında ibadete daha fazla yöneldiğini belirten Ünalan, "Hazreti Aişe (Radıyallahu Anhâ) şöyle buyuruyor: 'Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm), ayakları şişene kadar ibadet ederdi, özellikle Ramazanın son on gününde.' Hâlbuki Resulullah’ın geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmıştı. Buna rağmen Ramazan ayında ibadetlerini artırmış, manevi hazırlığını en üst seviyeye çıkarmıştı. Dolayısıyla bizlerin de bu mübarek ayda ibadetlerimize daha çok sarılmamız ve bu ayı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
"Ramazan ayını hakkıyla değerlendirmek için daha fazla ibadet etmeliyiz"
Son olarak, Ramazan ayında Müslümanların hem ibadetlerini artırmaları hem de manevi anlamda arınmaları gerektiğini dile getiren Ünalan, "Bu ay, sadece aç kalmaktan ibaret değildir. Oruç, bireyin hem Allah’a yakınlaşmasını sağlar hem de başkalarına zarar vermekten uzak tutar. Ramazan ayını hakkıyla değerlendiren bir Müslüman, hem dünya hem de ahiret saadetine erişme yolunda önemli bir mesafe kat etmiş olur. Peygamber Efendimizin sünnetini takip ederek, özellikle bu mübarek ayda ibadetlerimize daha fazla vakit ayırmalıyız." tavsiyesinde bulundu. (İLKHA)