14048,39%0,46
42,67% 0,18
50,08% -0,05
5854,78% -0,02
9291,43% 0,00
Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ, sosyal medyanın oluşturduğu “mükemmel hayat” algısının insanlar üzerinde ciddi tahribatlara yol açtığını ifade etti. Akdağ, sosyal medyanın her şeyi kusursuz göstermeye çalışan yapısının benlik algısını zedelediğini belirtti. Akdağ, sosyal medyadan önce insanların “ben kimim” sorusuna daha sağlıklı cevaplar verebildiğini söyledi.
Gerçek benlik ile ideal benlik arasındaki farkın büyümesinin insanlarda huzursuzluk ve mutsuzluk oluşturduğunu dile getiren Akdağ, bu durumun sosyal medya ile daha da derinleştiğini aktardı.
Sosyal medyanın kişiye “sahte ideal benlik” dayattığını vurgulayan Akdağ, insanların olduğundan farklı görünme eğiliminin arttığını belirtti. Akdağ, sosyal medya sayesinde insanların yaşını, cinsiyetini hatta kişiliğini bile kolaylıkla farklı gösterebildiğine dikkat çekti.
Sahte benlik algısının, daha fazla beğeni ve takipçi uğruna insanların kendilerini tanımadan rol yaptıkları bir sürece dönüştüğünü ifade eden Akdağ, bunun ciddi psikolojik bedelleri olduğunu belirtti.
Akdağ, sosyal medyada paylaşılan “sürekli mutlu ve huzurlu hayat” görüntülerinin, takipçilerde kıyas ve değersizlik duygusunu artırdığını söyledi.
Kamera önünde sergilenen mutluluğun gerçek yaşamı yansıtmadığını anlatan Akdağ, sosyal medyayı gelir kapısı yapanların “kadraj mutluluğu” göstermek zorunda kaldığını dile getirdi. Sanal dünyanın gerçekliği yansıtmadığını belirten Akdağ, insanların iyileşmesinin ancak gerçek ilişkilerle mümkün olacağını vurguladı.
“Bu durum benlik algımızın tahribatına neden oldu”
Psikolojik Danışman Akdağ, “Sosyal medyanın mükemmel hayat algısı diye bir durumu var. Her şeyi mükemmelmiş gibi göstermek normal hayatta da öyleymiş gibi lanse etmek gibi durumlar var. Bu durum sosyal medyanın bizde oluşturduğu en büyük tahripatlardan birisidir. Bu durum benlik algımızın tahribatına neden oldu. Benlik algısı dediğimiz şey insanın ben kimim sorusuna verdiği cevaptır. Sosyal medyadan önce insanlar bu soruya farklı cevaplar verebilirlerdi.” şeklinde konuştu.
“Gerçek benlik ve ideal benlik olarak ayırabiliyoruz”
Gerçek benlik ile ideal benlik arasındaki farkın insanın ruh hâlini belirlediğini ifade eden Akdağ, “Gerçek benlik ve ideal benlik olarak ayırabiliyoruz. Eğer bu ikisi arasındaki fark çoksa insanların kendine olduğu gibi göstermek yahut gösterdiği gibi olmak arasında ciddi bir fark vardır. Bu durum insanı huzursuz mutsuz ve hasta dahi edebilir. İdeal benlik ve gerçek benlik arasındaki fark ne kadar az ise o kadar huzurlu hayat yaşanır. Mevlana hazretlerinin dediği gibi 'Ya olduğun gibi görün yahut göründüğün gibi ol.'” dedi.
“Sosyal medya bize sahte ideal benlik kavramını getirdi”
Sosyal medyanın insanlara “sahte ideal benlik” dayattığını dile getiren Akdağ, “Sosyal medya bu süreçte bize sahte ideal benlik kavramını getirdi. Normal hayatta kendinize olduğunuzdan farklı gösteremiyordunuz. Çevreniz sizi tanıyor neyi nasıl yapacağınızı biliyordu. Fakat sosyal medya olduğundan tamamen farklı ve cinsiyetinizi yaşınızı dahi çok rahat bir şekilde farklı gösterebiliyorsunuz. Böylece insanları kandırabiliyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
“Daha fazla beğeni için kendini olduğundan farklı gösteriyor”
Akdağ, sahte benlik algısının oluşturduğu tehlikelere dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Temel şeyleri bile farklı gösterebiliyorsanız kendinizi bilgili, entelektüel ve dürüst olarak göstermek daha kolay hale geliyor. İdeal benlikte insanlar olmak istediği şeylerden bahsederken sahte ideal benlikte ise, olmak istediklerinin farkında bile değildir. Daha fazla beğeni takipçi ve bu işten para kazanabilmek için olduğundan farklı kendini göstermeye çalışıyor ve onu gerçekten isteyip istemediğini bilmiyor. Bu durum maalesef sosyal medyanın bize kötü bir hediyesi olarak geldi.”
“İnsanlar olduğundan farklı gibi davranmaya başlıyorlar”
Mükemmel hayat algısının insanları kıyas kültürüne ittiğini söyleyen Akdağ, “Mükemmel hayat algısı sahte ideal benlik yaklaşımı ile birleşince insanlar olduğundan farklı gibi davranmaya başlıyorlar. Gerçekten hiç sinirlenmiyorlarmış gibi video çekiyorlar aile içi tartışmalarının olmadığı sürekli mutlu mesut yaşadığını düşünerek videolar çekiyorlar. Bu videoları haliyle onları takip eden insanların da onların mutluluğunu görerek kendilerini kıyaslama yoluyla depresif halleri beraberinde getiriyor.” dedi.
“Takipçiler kendini kötü, onları iyi olarak görüyor”
Takipçilerin bu görüntüler karşısında kendilerini değersiz gördüğüne dikkat çeken Akdağ, “Bu tür hesapların takipçileri kıyas kültürü ile kendilerini kötü onları ise, iyi olarak görüyor ve kendinde eksik aramaya başlıyor. Bu tür düşüncelerle kıyaslanma kültürü gelişiyor ve kendisini sürekli kötü hissediyor. Kamera önünde mutlu olduğunu gösterip iddia eden insanlar aslında kadraj mutluluğundan öteye geçemiyorlar.” dedi.
“Kadraj mutluluğunu göstermek zorundalar”
Gerçeklik ile sosyal medya arasındaki uçuruma değinen Akdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Belki de kayıttan hemen önce sinirli ve öfkeli bir şekilde eşiyle kavga eden şahıs kayıta girdiği zaman suratı gülmeye başlar. Bu tür insanlar kadraj mutluluklarını göstermek zorundalar hele ki bunu gelir kapısı haline getirmişlerse, sosyal medya üzerinden mecburen gülmek zorundalar. Reklam alan kullanıcılar, bunun karşılığı olarak mutlu bir poz vermek zorundadırlar.”
“Sanal medya gerçekliği yansıtmıyor"
Akdağ, sosyal medya gerçeğinin iyi anlaşılması gerektiğini belirterek, “İnsanlarımız bu durumu çok iyi anlamadı. Kadraj mutluluğunu sahte benlik anlayışını ve kıyasla yapmış oldukları hataları. Sanal medya gerçekliği yansıtmıyor. Gerçek hayatta yaşıyorsak, bizi iyileştirecek olan sanal medya değil gerçek insanlardır. Biz gerçeklikten kaçıp sanala sığındığımız müddetçe içine düştüğümüz kuyu daha da derinleşecek. İşin başında gerçek insanlarla muhatap olup, düzeltebileceğimiz şeyleri gitgide kördüğüm haline getirebiliriz. Gerçeklikte kalalım ve gerçek insanlarla gerçek ilişkiler kuralım.” şeklinde konuştu. (İLKHA)